• O Bir Dolandırıcı

44 7 3
                                    

Medya Ediz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Ediz.

17.12.23

(⏳)

Ela gözlerim ellerimde tuttuğum kalın kapaklı dosyanın içindeki beyaz kağıtlarda büyük bir dikkatle geziniyorken okuduğum her bilgiyi beynimdeki onlarca sorgulama merkezinden geçiriyor ve işe yarar olup olmadığına bakıyordum. Saat öğle saatlerine yaklaşmış olmasına rağmen saatlerdir başımı kaldırmayışımın sebebi de bu dikkatimdi.

İkinci kez üstünden geçtiğim

Cümlelerin sonuna yaklaşmışken çalan kapımla oturduğum rahat koltukta biraz daha dikleştim ve kapıya döndüm. Kapının ardında benden emir bekleyen kişiyi bekletmeden "Gir!" dediğimde kapı yavaşça aralandı. Kahverengi kapımın yanında bedenini gördüğüm adamı beklediğim için "Gel, Erdinç." dedim.

Cinayet şube başkomiseri Erdinç, içeri girip kapıyı kapattı ve önümdeki koltuklara oturmadan ayakta bekleyerek "Ayberk Atılgan konusunda ne yapacağımızı sormak için geldim savcım." dedi. Bunu derken gözlerindeki adamı gidip almasını söylememi istediğini bağıran bakışlarını gayet net bir şekilde seçebiliyordum. Adamın suçlu olduğunu düşünüyordu, bu düşüncesinde de muhtemelen haklıydı ama kanıtı çok yetersizdi. Bu yüzden ona istediğini vermeyerek "Şu anlık zorla getirme söz konusu değil, çağırın adamı gelsin ifadesini versin önce." dedim.

Karşımda duran adamın kaşları bu dediğimle birlikte çatılırken "Kaçacak savcım. Bırakın alıp getireyim." dedi sadece. Sesini itiraz ediyor olmasına rağmen saygı çerçevesinde tutmaya çalışıyordu. Benimde kavisli kaşlarım onunla birlikte çatıldı. Ellerim, önümdeki masanın üstünde gevşekçe birbirine geçerken ince parmaklarımı süsleyen yüzüklerimin taşlarından çıkan kısık tıkırtı sesi odayı doldurmuştu. " Öyle birşey yok, başkomiser. Adam hakkında delil diye üç beş şey koymuşsun önüme, getireyim diyorsun. Düzgün kanıt getir, aynı gün çıkartırım kararı." dedim taviz vermeyen bir ses tonuyla.

Erdinç, baskın sözlerimle birlikte bir an ağzını açacak gibi olsa da sonrasında başını sallayarak " Peki efendim, iyi günler." dedi ve bir iki dakikadır durduğu yerden ayrılarak odamdan çıktı. Sinirlenmiş olduğunu gözlerinden anlamasam bile yere muhtemelen yere istemsizce daha sert bastığı adımlarından anlayabilmiştim. Bu asabi komiserlerin kanunları önemsemeden onu yakalayacağım, bunu sorgulayacağım tavırlarından gına gelmişti.

İçime sert bir nefes çekerek önümde duran Gökdeniz Sağcı'nın dosyasını seri bir hamleyle kapattım ve siyah, deri koltuğuma yaslanarak kısa bir an gözlerimi dinlendirdim. Son üç gündür üst üste patlayan olaylar sebebiyle doğru düzgün dinlenenemiş olan bedenime birde sabahın erken saatlerinden beri dosya okumaktan ağrıyan başım eklenmişti.

Yorucu bir meslekti Cumhuriyet Savcılığı.
Gecenin bir yarısı kendi gözlerimle taze taze görmem gereken olay yerlerinden sabahın erken saatlerine kadar çalışmam gereken dosyalar işin sadece görünen kısmıydı. Bedensel yorgunluğun yanında bir de psikolojik yorgunluk vardı ve bana göre en zor olan da buydu. Yine de bir gün olsun şikayet etmemiştim bundan.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 17, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CAMBAZ / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin