Fakat Jeongin önüne dönmeyi başardı ve ardından Changbin yere düştü.
Changbin çok fazla sinirlenmişti. Gözleri bile kıpkırmızı olmuştu.
Changbin hemen kıyafetlerini giydi.
Ayağa kalkıp sedyede olan çocuğa yaklaştı. Saçına ellerini geçirip kendine doğru çekti ve o da sedyeden düştü.
Jeongin: " ahh!! Özür dilerim..."
Changbin: "karşında kim var lan senin! NE YAPTIĞININ FARKINDA MISIN!"
Jeongin'in gözleri kızarmıştı ağlamaktan.. Bir türlü durmuyordu akan göz yaşları..
Jeongin: " özür dilerim.. bir daha yapmayacağım.. "
Fakat Changbin Jeongin'i saçından çekiştirerek duvara sürtüyordu kafasını. Kısa bir süre sonra Jeongin'in alnını sürttüğü yerden kırmızı bir sıvı bulaşmaya başladı duvara.
Jeongin: " lütfen yapmayın.. özür dilerim.. yapmayın.. canım çok yanıyor..."
Changbin: "sikeyim canını! Canı acıyormuş. Kimin umrunda!"
Changbin Jeongin'in yüzünü kendine doğru çevirdi. Alnından kanlar süzülüyordu.
Changbin: "Her zaman yaptığın gibi, bu günü de mahvettin orospu çocuğu. Bu gün sedye benim yerde uyuyacaksın."
Changbin: "yarın daha fazla acı çekeceksin. Ona göre hazırlan orospu çocuğu."
Changbin bu sözünden sonra sedyeye uzandı ve gözlerini kapattı.
Changbin: " eğer gece bağırdığını felan görürsem, seni sike sike ağlatırım. Ve ayrıca ağlamayı kes, sesinden uyuyamıyorum."
Jeongin: "neden ben?"
Changbin: "şizofren misin çocuk? İçinden konuş."
Jeongin: "sana soruyorum ama."
Changbin gözlerini açtı ve kafasını Jeongin'e çevirdi. Daha sonra sedyeden kalktı ve yerde masumca oturan çocuğun üstüne doğru yürümeye başladı.
Jeongin: " özür dilerim. "
Changbin iyicene yaklaştı. Daha sonra pantolonunda olan fermuarı yavaşça indirdi. Ardından boxerını da indirdi.
Penisini yavaşça Jeongin'in tam öpülesi duran dudaklarına yaklaştırdı.Jeongin hemen gözlerini kapattı.
Jeongin: " hey! Napıyorsun?"
Changbin: "sakso çekiyoruz."
Jeongin: " o ne? "
Changbin: "cahil çocuk. Ağzını arala."
Jeongin Changbin'in dediği gibi yaptı.
Changbin hemen Jeongin'in saçını tutup tüm penisini içeriye almasını sağladı.
Jeongin: "mm!! öğk!"
Jeongin bebek parmaklarıyla Changbin'in kasıklarından ittirmeye çalışıyordu.
Fakat Changbin bir santim bile kıpırdamıyordu.
Changbin: "çok zevk alıyorsun bakıyorumm."
Changbin: "eminim kendini çok şanslı hissediyorsundur."
Changbin Jeongin'in saçını bıraktı ve Jeongin hemen geri çekildi.
Deli gibi ağlıyordu Jeongin.
Changbin: "Amma mızmız çıktın sende. Bu arada eğer seni bırakacağımı sanıyorsan, yanılıyorsun. Bedenine bayılıyorum ve artık benimsin. Sonsuza dek birlikte olacağız. Barlarda bile sevişeceğiz. Harika değil mi?"
Jeongin cevapsızdı ve sadece gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
Changbin yerden bir bezleri aldı ve Jeongin'in gözünü, kollarını ve ağzını bağladı.
Changbin yere oturdu, Jeongin'in yanına. Bir çırpıda atıldı üstüne. Jeongin'in en hassas yeri olan göğüs ucunu yalamaya, emmeye başladı.
Jeongin: "ahh.. d-dur."
Changbin Jeongin'in bacaklarını aralıyordu. Ve iki parmağını Jeongin sıkı deliğine yerleştirdi. Jeongin ağlıyordu ve inliyordu. Ayrıca sesi de boğuk çıkıyordu.
Jeongin: "Ç-çok Korkuyorum..."
Changbin: "Korkmak için erken değil mi? Çok uzun bir gece var önümüzde."
Changbin Jeongin'in bacak arasında ki pozisyonuna geçti ve penisini Jeongin'in narin ve dar deliğine yaklaştırdı. Ardından sürtmeye başladı.
Jeongin: "A-ahh.. d-durun."
Ardından bir anda sokuverdi koca penisini.
Jeongin: "AHH! PİSLİK HERİF!!"
Changbin gülümsedi.
Changbin: "öyle mi?"
Hemencecik Jeongin'in deliğinden hızlıca çıkardı ve tekrar girdi. Bunu tekrarladı. Gece boyunca yapmıştı işte zorla. Jeongin istemese de yapmıştı.
Birisi bir anda kapıya sert bir şekilde vurmaya başladı.
Changbin: "Siktir."
Evet uzun bir aradan sonra geldi ama bundan sonrakiler bu kadar geç gelmez. Sanırım:)
Hediye: