Asıl Plan

17 1 0
                                    

Mutfaktan neden o kadar hızlı çıktı? Kötü birşey mi dedim acaba?Yani annesinin öldüğünü biliyorum ama o gün bana yüzüğü verirken onu görmeme izin vermediler demeseydi,meraklandırdı yani benide.
Nefesimi dışarıya verdim, başıma hafiften ağrı girdi. Neydi bu şimdi?
Başıma ağrı girince ben ben olmaktan çıkıyordum, yani herkesin tanıdığı tatlı, sempatik, cicibici Eylül olmaktan çıkıp, agresif, küfürbaz ve çok korkutucu bir insana dönüyordum.

Kafamdaki düşüncelerle tekrar tezgaha yöneldim ve poşetleri boşaltmaya başladım.

Demir'den

Hızlıca merdivenleri çıktım. Eylül'ün biranda geçmişimi sorgulamasına hazırlıksız yakalandım.

Hızlıca kıyafetlerimizin olduğu odaya girip kapıyı kapattım.Hızlıca dolaba yöneldim ve gömleğimin düğmelerini açarken bir sweatshırt çıkardım. Altımada rahat birşeyler giyip. Kapıya yöneldim.

Elim kapının kulbuna gitti fakat kapıyı açıp çıkma cesareti göstermedim.
Ya aşağıya indiğimde iyice sorgularsa? Hazır değilim, hiç bir şekilde geçmişimi başkasına anlatmaya hazır değilim.
En sonunda derin bir nefes alıp odadan çıktım.

Eylül'den
Malzemelere bakarken ne yapabileceğimiz hakkında düşünüyordum. Acaba Demir ne sever??

İçeriye demir girince kafamı kapıya doğru çevirdim. Çok cool duruyordu, gayet rahat ve şık şeyler giymişti. Sanırım bu adam giyinmeyi biliyordu. Belki işe gitmeden bana kombin yapmasını falan isterim? Hayır tabi ki de böyle birşey yapmam..
"Ee ne yapacağımıza karar verdin mi?"
"hayır,aklıma hiç birşey gelmiyor"
"o zaman şahane bir yemek yapıcam sana, hayatında asla böyle bir yemek ne görmüş ne de yemişsindir" diyerek tezgaha yöneldi. Poşetin içerisinden çıkardığım 3 paket makarnadan 2 tanesini aldı ve ocağın yanına koydu ve sağ alttaki dolaba eğildi.
"ne yani makarna mı yapıcaksın" dediğimde tencereye su koymaya başlamıştı bile.
"evet beğenemedin mi"
"yoo, sadece bu kadar şova gerek yoktu da o yüzden"
"off çok yoruldum devamı sende hadi" diyerek geri çekildi. Yaptığı tek şey tencereye su koyup ocağın altını açmak!
"Allah Allah ne çabuk yoruldun, sanki taş taşıdı"
"evet taş taşıdım, bu poşetler ne kadar ağır biliyormusun sen. Fiyatlarıda ağır."
Güldüm,ciddi anlamda ufak bir kahka attım.
"komik mi" diye sordu kaşlarını kaldırarak.
"evet, çok komik" aslında Demir'i ilk gördüğümde dışardan çok soğuk ve sert duruyordu. Fakat o bambaşka..

"yazık, makarna yapmayı bilmiyorsun gelip bana yaptırıyorsun" kaşlarını havaya kaldırdı.

"öylemiiiii, o zaman sen şimdi tezgahın üzerindekileri yerleştir, bende bize harika bir akşam yemeği hazırlayım"
"harika bir akşam yemeği" diye onu tekrar ettim.
"eğer istemezsen dışarıda yiyelim"
Şaka mı yapıyor yoksa ciddi mi diye biraz yüzüne baktım fakat o baya ciddi gözüküyordu.

"hayır ne alakası var sadece şaka yapıyorum"
"Tamam o halde hadi herkes iş başına" göz devirip arkamı döndüm ve malzemeleri yerleştirmeye başladım.

"Ee şimdi asıl plan ne?"
"ne planı"
"işde görevdeki isimlerimiz ne, nasıl rol yapıcaz, amacımız ne, yakınlık derecemiz nasıl"
"herşey aslında çok karışık. Biz hepimiz birlikte çalışıyorduk. Yani Avcı ve ekibi, ben, burak, Umut ve birkaç kişi daha.. Avcı istekleri bitmeyen bir kadındı gözü hep yükseklerdeydi, kendi çıkarları için ülkeyi satmaya çalıştı ama engelledik. Şimdi kendi ekibiyle yurt dışında yaşıyor. Kendi adamlarımız tarafından onları takip ettiriyoruz. Yeni aldığımız bilgiye görede Avcı'nın yeni bir planı var. "bunları anlatırken birandan da makarnayı yapıyordu.
" Avcı tekrar savaş istiyor. Yenilmlere doyamadı da kendisi"dedi ve acı bir şekilde güldü.
"Peki bizim senle evlenmemiz saçma değilmi sonuçta Avcı seni tanıyor,isim değiştirsek bile senin kim olduğunu biliyor"

"Aslında biz tam olarak kimlik değiştirmiycez.İsimlerimiz aynı tek fark evliliğimiz. Evlenmemizin nedeni biz yani özel ajanlar tam olarak hak, hukuk onları bilmiyoruz. Bu yüzden sana çok fazla ihtiyacımız var, davalarda senin haklı çıktığın konular, savunma şeklin harika. "

Utanmıştım, hemde çok utanmıştım. Demir'in beni bu şekilde övmesi..

" Hmm, anladım. "

" Hmm"dedi beni taklit ederek.
Gözlerimi devirdim.

"Ya sen neden hep böyle gözlerini deviriyorsun ya."

"bilmem alışkanlık olmuş" dedim ve gülümsedim.

"Ee biraz da sen anlat" dedi, ve makarna için hazırlamış olduğu sosu karıştırmaya başladı.

"ne anlatayım?"
"mesela bugün neden rengin attı ve korktun"
"korktum mu?" dedim şaşırarak.
"evet, tam giderken birşey oldu ve seni korkuttu. Farkındamıydın bilmiyorum ama gözlerin de dolmuştu."

Şimdi nasıl açıklayabilirdimki kendimi. Henüz geçmişimi anlatacak kadar güvenmiyordum. Hem o bana kendi geçmişini anlatmadı.
"anlatıcan mı artık?"
"Demir lütfen şu an değil. Gerçekten hiç konuşmak istemiyorum. Kendimi nasıl anlatıcam onu da bilmiyorum. Eğer sana anlatırsam geçmişimle yüzleşirim ve ben bunu yaşamak istemiyorum."
Kafasını salladı. Çok fazla tepki verir diye düşünmüştüm ama sadece beni onayladı.

" Yemeğimizi yedikten sonra her şeyi anlatıcaksın ama söz mü?

"Tamam"
"Hadi o zaman biraz yardım et ya şimdi ne yapıcam ben"

"hani biliyordun yapmayı noldu Demir Beyyy" dedim dalga geçerek.
Ofladı ve elini ensesine götürdü.

"bilmiyorum işde sana inat olsun diye söyledim. Ayrıca benim de iyi olduğum konular var canım karım" dedi ve göz kırptı.
Bu adam bana ikidir canım karım diyor?? Bi saniye iyi olduğum konular derken? Umarım anladığım şeyi kasdetmemiştir.




      *Arkadaşlar bugün yeni bölüm atmaya çalışıcam lütfen sizin de eklemek istediğiniz bir şey varsa veya bu böyle olmasın dediğiniz bir nokta varsa lütfen belirtin canlarrrr*

Kalbin Anahtarı 🗝️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin