Karanlık, soğuk bir yerdeydim.. Bir orman.. Evet bir ormandaydım.Karşımda bir beden gördüm. Orta boylarda,arkası bana dönük ve her tarafını kapatmış bir kişiydi bu. Yavaş yavaş bana doğru döndü.."Keşke dönmeseydin.Keşke öylece kalsaydın" dedim içimden. Karşımda hayatımı karartan adamı görünce korkmamak elde değildi.. Bana öyle bir bakıyordu ki sanki bana meydan okuyordu. "Eylüll Eylüll. Ah Eylül. Ne de çok direndin sen bana, halbuki çok güzel şeyler yaşayabilirdik biz seninle." dedi ve bana yavaş adımlar ile yaklaştı. Ondan kaçmak için geri geri gitmeye başladım. "Gelme! Yaklaşma bana, yoksa çok kötü olur." dedim. Kendimi ağlamamak için çok zor tutuyordum. Son dediklerimden sonra iğrenç bir şekilde güldü ve bana alay edercesine baktı.
"Çok mu kötü olur? Ne yaparsın Eylül.. Beni kocana mı şikayet edersin. Ha baştan söyleyeyim,eğer Demir'i bu işe bulaştırırsan sonuçları çok ağır olur.."Bir anda yatağımdan zıplayarak uyandım ve karşımda onun gözlerini gördüm.. Bana endişeyle bakan bir adet Demir vardı karşımda.
Elleri omuzlarımda gözleri gözlerimdeydi.
"Sakin ol,sakin.Derin nefes al."
Kafamı iki yana salladım ve üstümdeki yorganı ayaklarımla iterek yatakta iyice doğruldum."Demir ben çok kötüyüm. Yıllardır kabus görüyorum ve bitmek bilmiyor." dedim ve gözlerimin çeşmesini açtım.
Hiçbir şey demedi ve yüzüme acıyla bakmaya devam etti."Nasıl kurtulurum bilmiyorum ama bu iğrenç şeyden kurtulmak istiyorum. Her gün, her gece bu şekilde uyanmak artık işkence oluyor bana.." hıçkıra hıçkıra ağlayarak Demir'e kendimi açtım.
Demir sanki beni anlıyormuş gibi bana bakmaya devam etti.
Ellerini yüzüme yerleştirdi ve yanaklarımı okşadı.
"Şşşş bunların hepsi geçecek.Bütün kötü anıların yok olacak güven bana. "
Kafamı iki yana salladım ve Demir'in ellerinden kurtulmak için geriye çekildim.O kadar güçlüydüki elleri suratımda kaldı. En sonunda ellerini çekerek ayağa kalktı.
"İstersen aşağıya gel kahve yapayım, biraz kendine gelirsin belki. "
Kafamı olumlu anlamda salladım ve yataktan çıktım.Artık hergün hergün bu şekilde uyanmaktan nefret ediyorum.Geçmişimi unutmaya çalışdıkça o beni bırakmıyor.. Hep geçmişi hatırlıyorum bu gördüğüm rüyalar ile..
Demir kapıya doğru yürüdü fakat odadan çıkmadı. Bana döndü ve bekledi.
Ben de adımlarımı kapıya yönelttim. Demir neden öylece duruyordu anlamadım.
Onun yanından geçtim ve merdivenlere yöneldim. O ise tekrar odaya girdi.
Zaten uyku sersemiyim bir de şizofren gibi davranan Demir'i çekemem Valla.İçimden Demir'e söylenerek mutfağa gittim ve sandalyeye oturdum.
Birden omuzlarımda bir ağırlık hissettim. Arkamı döndüğümde Demir'in sırtıma çok kalın olmayan hırkayı bıraktığını gördüm.
Vazgeçtim, bu adam şizofren değil..Sadece bazı şeyleri çok düşünüyor.
Demir tezgaha yöneldi ve kahve yapmaya başladı.
Bir yandan kahve yapıyor bir yandan da birşeyler düşünüyordu. Bir şeyler düşündüğü kesindi.
Sesli bir şekilde nefesini dışarıya verdi. Ve bana döndü.
"Ne yapmam lazım Eylül? Senin ağlamaman için, kabus görmemen için ne yapmam lazım?"
Başımı önüme eğdim.Çünkü verecek bir cevabım yoktu. Bende bilmiyordum ne yapacağımı. Her şey bir anda daha da zorlaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbin Anahtarı 🗝️
Romanceİşinde başarılı olan Eylül görev yüzünden bir adamla evlenme zorunda kalır.