FUCKBUDDY (Kaldığı yerden devam) (+18)

AŞK

"Hayatım sen de taksi numarası var mı?"

Cengiz, gülümsedi ve yeni arabası olan kırmızı renkli Isuzu D-Max'ine baktı. Cebinden anahtarını çıkardı ve uzaktan kumandanın açma düğmesine bastı.

Melike, şaşkınla Cengiz'e baktı ve "nasıl yani?" diye sordu.

"Bu araba..."

"Evet, yeni aldım. Beğendin mi?"

"Beğendim, şık ve kullanışlı ama Cengiz... bu değirmenin suyu nereden geliyor?"

Cengiz, "üzümünü ye bağını sorma bebeğim." diyerek Melike'nin beline attı elini ve yanağına öpücükler kondurdu.

"İnsan ister istemez soruyor Cengiz."

Cengiz, şoför koltuğunun kapısını açtı ve sonra Melike'nin gözlerinin içine baktı.

"Bebeğim, o kadar kitabım var, ailemden kalma belli bir meblağ var."

"İşte bu meblağ denin kaç liraysa bir türlü bitmiyor. Büyük ihtimalle lira da değildir de neyse."

Melike, son sözlerini söylerken şoför kapısının karşısındaki kapıya gitmiş ve kinayeli bir şekilde Cengiz'e bakmıştı.

Cengiz, şoför koltuğuna oturdu ve yanına oturan Melike'ye bakarken bir yandan da arabayı çalıştırdı.

"Dolar mı kaldı hayatım? Artık bitcoin var. Al sat yapıyorum bitcoin ile. Ha dolar, euro vesaire de alıp satıyorum ama daha çok bitcoin."

"Neyse, bu konulardan hiç anlamam zaten."

Cengiz, gülümseyerek "peki." dedi ve arabayı park ettiği yerden çıkardı. Eve doğru sürdü.

8 Mayıs 2023 11.50

Cengiz, çalan telefon sesine uyandı ve başucu sehpasının üzerinden telefonunu aldı. Uyklu bir sesle "alo?" dedi. Gözleri hâlâ yarı kapalıydı.

"Bu gece buluşacağız, unutma!"

Cengiz, gözlerini kırpıştırarak güçlükle de olsa açtı ve arayan numaraya baktı. "Neden başka numaradan arıyorsun?" diye sordu.

"Sence neden Cengo? Saçma sapan sorular sorma!"

"Tamam, tamam. Uykuluyum, kusuruma bakma. Biraz geç yattım da."

"Tahmin edebiliyorum."

Cengiz, Gözde'nin gülüşünü duydu ve aklına geceleyin Melike ile yaşadıkları aklına gelince gülerek "neyse." dedi.

"Ben şimdi kapatayım. Geceleyin buluşuruz."

"Tamam, iyi günler."

Cengiz, "iyi günler." dedi ve telefonu kapattı. Başucu sehpasının üzerine geri koyup ayağa kalktı. Lavaboya girip elini yüzünü yıkadı ve sonrasında aşağıya indi. Mutfaktan yemek kokularının geldiğini görünce oraya girdi. Melike'ye baktı ve onun beyaz, uzun kollu bir büstiyer ve lacivert kalın tayt giydiğini fark etti. Yavaşça, parmaklarının ucunda yürüyerek Melike'ye yaklaştı ve ona arkadan sarıldı. Saçlarını toplayıp ensesine ve boynuna öpücükler kondurdu. "Günaydın." dedi.

Melike, gülümsedi ve musluğu kapatıp çaydanlığı ocağa koyduktan sonra "günaydın." diye yanıt verdi.

"Fazla sırnaşma da kahvaltı yapalım. Acıktım ben baya."

Cengiz, güldü ve "peki." dedikten sonra geri çekilip Melike'nin bahçeye sofra kurmasında yardımcı oldu. Sonrasında hep beraber sofraya oturdular.

Cengiz, Deniz'e baktı ve "nasılsın Deniz?" diye sordu.

"İyiyim." dedi Deniz ve sonra bir yudum çay içip "sen nasılsın?" diye sordu.