"Bir dik duruşun, kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı ettiğini bilemezsiniz."
-Frida KahloRestaurantın barında ellerimi çeneme dayamış düşünüyordum. Pencereden dışarıya baktığımda içeriye süzen kızıl güneş ile dışarıda ki karın buluşmasında kar yenilgiye uğramış, vedasını sunuyordu.
Gözlerim güneş ışıkları yüzünden sulandığı için ellerimle ovuştururken ince kollar belime sımsıkı sarıldı.
Ellerimi yüzümden çekip,karşılık olarak kollarımı boynuna doladım.
"Soğuk nevalem,nasıl özlemişim seni." Sarı saçları şirin gülümsemesi, bembeyaz teni ve her zaman üstünde eksik olmayan pembe kıyafetleriyle benim yanımda fazla pozitif bir görüntü sunuyordu. Birbirimizden ayrıldıktan sonra yanımda ki yüksek bar taburesine oturdu.
"Selin,sadece 3 gün görüşmedik." Yanaklarını sıkılmış çocuk gibi şişirirken,minicik içine ne sığdırdığını çok merak ettiğim çantasını açıp içinden parlatıcısını çıkarttı. "Kalbimi kırıyorsun ama," diyip yalan bir üzüntüyle parlatıcısını dudaklarını sürdü.Ben ona göz devirirken etrafa bakıyordu "Ee yok mu yeni birileri yine koca parası yiyen bütün karılar burada."
Bunu söylerken, içlerinden tanıdığı bir tanesiyle birbirlerine gülerek el sallıyorlardı. "Yok yeni biri falan bildiğin gibi yine işte,"
Bana doğru umursamaz bir ifadeyle döndüğünde önce şaşkın bir şekilde bakmaya başladı gözlerini ve ağzını kocaman açıp baştan ayağa süzdü. Sonra minyon tipi yüzünden biraz zorlanarak yüksek tabureden inerken yüksek sesle "O ne lan?" dediğinde verdiği tepkiye göz devirdim. Parlatıcısını dudağından taşırdığı için dikkatimi dağıtıyordu sürekli, neden düzgün sürmüyordu? Az önce bir tabak yağlı yemek yemiş gibi gözüküyordu.
"Ne yaptın sen?" Onu geri oturtmaya çalışırken bir yandan etrafa bakıyordum dikkat çekmemek için. "Bir şey yapmadım otur hadi." Beni dinlemeyerek etrafımda dönerek ıslık çalmaya başladı. Yüzünde memnun ifadeyle,sapıkça etrafımda dönerek ıslık çalmaya çalıştı.
"Noldu sana? ama biliyor musun deli yakışmış," onu zorla geri kalktığı yere oturttum. "Abartma alt tarafı bir elbise." Bana tek kaşını kaldırarak baktı.
"Abartma mı? Ben bunun için ne kadar uğraştım haberin var mı? Seni o sıkıcı,yaşlı elbiselerinden kurtarmak için."
Ters bakışlarıma aldırış etmeden aynı hevesle üzerimi inceliyordu. "Peki kim bu benim başaramadığımı başaran kişi? Bilmiş ifadesini görmezden geldim. "Yok öyle biri."
"Tabi bende yedim, Rahibe Teressa'm gözümlerimin önünde büyüyor çok mutluyum." Elleriyle sahte gözyaşlarını siler gibi yaparken tiyatro oyuncularını aratmıyordu. Bu konunun peşini bırakmayacağını biliyordum şimdiden kendimi hazırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSHAKANYA
FantasyVisha Kanya Zehirli Kadın Suikastçi Çünkü Vishakanyaların bir öpücüğü, dokunuşu ve hatta teri ölümcüldür. Eğer sana dokunursa teri öldürebilir. Eğer onunla sevişirsen penisin olgun bir meyve gibi sapından düşer. - Dalhana, Shusruta Samahita Bir doku...