Duban olayım

24 3 1
                                    

Yatağımdan kalktığımda kendimi hiç olmadığım kadar yorgun hissediyordum. Bu okul telaşı beni çok yoruyordu ama yapacak bir şey yoktu. Zar zor çürümüş bedenimi yataktan kaldırdım.

Betonlaşmış ayaklarım yere değdiğinde biraz ürperdim. Hayır anlamıyordum bu sabah niye her şey beni bu kadar ürkütüyordu? Evim hep olduğu gibi sessizdi ama bu seferki sanki farklıydı. Anlam veremedim.

Ağır adımlarımla yürüyerek insani ihtiyaçlarımı (insan değil ama) karşıladım.

Üstümü de giyinip çıktığımda önümü zar zor görüyordum ama çok zekalı olduğum için artık pislikten katran bağlamış gözlüklerimi takıp 60 model külüstürüme bindim.

Gençken babama zorla aldırmıştım. Bir bilseniz bu araba neler neler gördü..

Bir 15 dakika sonra otoyolda bir şeye çarptım. Ne olduğunu bile fark edemedim. Yahu bir insan otoyolda neye çarpabilir ki?

Duba'ya çarpabilirmiş öğrenmiş oldum.
Hava müsait değildi ondan oldu diye düşündüm. Amazon'un sahibiyle çalışan yeğenimi aradım hemen.

"La Abdi oğğlum gelde bi el at bizim arabaya"

"Yav bağa bak garı. Yettin ha bıhtık senden bıhtık arama bizi"

Telefon kapandı. Ay canıım diye düşündüm. Beni ne kadar da seviyodu vallahi gözlerim yaşardı.

Her neyse dubayı tekmeleyip devirmeye çalışırken trafik polisleri geldi.

"Hanımefendi napıyorsunuz?"

Yakışıklı güvenliğimin gözleri açılmış şaşkınca beni izliyordu. Hemen cilve yapmalıydım çünkü ben Halimeydim!
Her tuşa basan biriyim yani.

"Selam yakışıklı aaah"

İçimi çekerken yanlışlıkla havadaki at kadar sineklerden birini yutmuştum. Öksürmeye başlıyordum.

Allahım bu sefer sona geldim herhalde. Ama bu haksızlık ya! Millet 190 yıl yaşıyo?! Ben daha gencim Allahım. Yani alt tarafı 103 yaşındayım ne var ki bunda?

Dualarım duyulmuştu. Yakışıklı güvenliğim arkamdan bana garip hareketler yapıp karnıma bir şeyler yaparken boğazımdan boklu sinek çıkmıştı.

Hemmeeen cilveli bir şekilde gülümsedim. Her saniyeyi değerlendirmek lazımdı sonuçta.

"Ay ay napıyorsun şapşik şey"

Polis aval aval yüzüme baktı

"İlk yardım yapıyordum ama çok ta gerek yokmuş hanımefendi. Zaten mumyalaşmışsınız şurdan iki tuvalet kağıdı getirip saralım en iyisi biz sizi"

Aman ne komik!

"Sus be şu dubayı geçiririm sana he"

"İş başındaki memuru tehtid ha?"

Yusuf yusuf olmuştum

"Yani öyle demek istemedim Polis beycüğüm. Dubanız olabilirim"

Adam beni çözmüşe benziyordu. Bir kağıda birşeyler karaladı. Ceza mıydı neydi anlamadım zaten.

Neyse, pek takmadan havalı havalı arabama yürüyordum ki topuğum seğdiri ve bacaklarım bir anlığına çarpıldı. Polis memuru ve kemçük arkadaşı arkamdan gülüyordu. 5 kat iyi duyduğumdan bunu da duymuştum tabi ki...

Arabama binip son süratle okula doğru ilerledim. Arabamı derme çatma bir otoparka park ettikten sonra havalı havalı okula giriş yaptım. Üstüme yeni bir kürk aldığımdan herkes bana bakıyordu. Ee, güzele bakmak sevaptır. Neyse ben okulda dersim olan sınıfa doğru gittim.

Girişte Memoşum ile karşılaştık. Günüm o an aydınlandı. Artık paslanmış olan dişlerimle biraz gülümsedim.

"Günaydın sarı kaplanım"

Ay ay bir anda çıktı ağzımdan yaa valla hiç bilerek falan söylemedim yani...

Mehmet yüzüme aval aval bakarken arkasından habeş maymunu Peyker çıktı.

"Günaydınlar okulumuzun yeşeren fidanı"

Ne fidanı be? 103 yaşında pörsümüş fidan mı olurmuş? Hahayt.

"Of sus aşko. Bizimle değilsiiiin"

Gözlerimi hemeen devirdim. Sana ne oluyordu sonuçta değil mi? Delik dondan çıkar gibi çıkmasa ölürdü sanki.
Fakat Peyko pes edeceğe benzemiyordu. Elimden tutup köpek gibi salyalar akan ağzıyla elimi öptü. Iy.

Elimi hemen çektim, mikrop kalabilirdim sonuçta...

Mehmet beyciğim ise yok olmuştu.

KÜŞTÜM YAAAĞ ŞEN BEYI ŞEYMIYON MEYMET <:((

O sırada canım arkadaşım Ayşoşkom geldi. Kendisi BTS hayranıdır, Jimin uppasını her gece yatmadan önce bi tur yalar yani o derece.

"Anyonghaseyo herkese mübarek kandiller beybi"

Her telden var bu gerzekte de.

"Aleykümselam. Sana da sana da"

Kandil mi varmış? İyi iyi simit yerim de karnım doyar beleşten. Ayşe'nin yanında 2 tel kalan saçlarımı savurarak geçtim. Bir anda biri beni kolumdan tutup okulun karanlık yerlerine doğru çekti..









































Bu... Bu Mehmetti.

Alın yazımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin