Jasmine
Kitabı ters çevirerek derin bir iç çektim. Duvardaki saate bakıp bir şeyler yapmak için ayağa kalktım.
Thea kendi odasında uyumak istemişti. Uyuyamadığım için benimle yatmasını söylemiştim ama o büyük kızların tıpkı arkadaşları gibi yalnız yattığını belirtmişti.
Benimle uyumasında bir sorun olmadığını anlatmaya çalışsam da, korkularını yenmek için yalnız uyumak istemişti.
Balkona doğru yürürken soğuk hava çıplak kollarıma ve bacaklarıma çarptı. Üzerimde geçen hafta aldığım ipek bir bluzla etek vardı.
Çok sevmiş ama alsam mı almasam mı emin olamamıştım. Seksiydi fakat çok kısaydı ve iç gösteriyordu.
Satın alma arzuma karşı koyamayıp hemen aldım.
Gökyüzü karanlıktı, her şey sakindi, mekânı çevreleyen orman uykudaydı.
Gökyüzüne ve ağaçlara bakarak "Hava soğuk," diye fısıldadım.
Balkondan gece bekçilerini zar zor görebiliyordum. Bir şarkı mırıldanarak içeri girmeden önce titredim. Yatağa girince dönüp durdum. Uyumaya çalışsamda uyuyamadım.
Thea'dan öğrendiğim bir Disney şarkısını mırıldanarak kıyafetlerimi elden geçirmek için dolaba gittim.
Aklıma Theodore geldi. Korumasıyla birlikte gitmiş, geri dönmemişti. Zaman ilerliyordu. Saat sabahın biri olmasına rağmen ortalarda yoktu.
Takılarımı takıp çıkararak vakit öldürüyordum. Kapının açıldığını duyduğumda elimdekileri bıraktım. Tam ayağa kalkarken küpeyi yastığın üzerine düşürdüm.
Kimin geldiğini görmek için ağır ve dikkatli adımlarla giysi odasından çıktım. Soğuk gözleriyle bana bakan takım elbiseli uzun boylu adamı görünce olduğum yerde donakaldım.
"Th-Theodore?" Diye fısıldadım.
Konuşmadan durup birbirimize baktık. Odadaki gerginliği hissedebiliyordum. Aynı zamanda midemin dibinden yükselen heyecanı da hissedebiliyordum.
Deri kanepeye doğru yavaş adımlarla ilerleyip oturuşunu izledim. Elinde bir bardak vardı, sarhoş olduğunu anlamıştım.
Kirpiklerimin altından ona bakarken ellerim titremeye başladı. Başımın büyük belada olduğunu, cezanın çok ağır olacağını biliyordum.
"Soyun." ~Zar zor fısıldasa da net bir şekilde duydum. O kanepede oturmuş viskisini yudumlayıp her hareketimi izlerken, askılarımı aşağı indirmeye başladım.
Üzerimdeki ipek geceliğim kayıp düşüverince, önünde çırılçıplak kaldım. Odadaki soğuk hava tenime çarparak göğüslerimin sertleşmesine neden oldu.
Gözleri tenimin her santimini yavaşça süzüyordu. Kasıklarımdaki heyecanı şimdiden hissedebiliyordum, vücudum kendiliğinden ona tepki veriyordu.
"Yatağa uzan, bacaklarını aç."
O vajinamı izlerken oturamayacak kadar utangaç olsam da ne dediyse yaptım.
"Kendini okşa." Biraz şaşırdım, çünkü hiç kendimi okşamamıştım. Bu benim için yeniydi.
Şaşkınlıkla ona baktığımda kaşlarını kaldırdı. İki parmağımla kendimi okşamadan önce gözlerimi kırptım.
Utangaç ve mahçup olmama rağmen bakışlarımı ondan ayırmadım. Karıncalanmalar ve isteğim artınca dudağımı ısırdım.
Viskisini bitirip ayağa kalktı. Öylece durup masumca ona baktım. karavatını çıkarıp yere attı, ardından ceketini, ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardı.
-yav abe çorap ne çıkarıyon ve kravat fantezisi yapsaydınız keşke-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Çökünce
RomanceJasmine Gibson zor bir durumdadır. Banka hesabı neredeyse boştur, işi yoktur ve ailesinin onun için seçtiği eşi reddettiği için ailesi ona sırt çevirmiştir. Gizemli bir kadın onunla bir milyon dolarlık bir iş için iletişime geçtiğinde, bu şansa balı...