28. BÖLÜM - HAYAL KIRIKLIKLARI

680 75 16
                                    

Merhaba sevgili bunu okuyanım.Hepinize iyi okumlar diliyorum. Oy vermeyi ve benimle yorumlarda buluşmayı unutmayın!!! Sizi seviyorum<333

Instagram: mirayggy - gokyuzunun_icinde

Instagram: mirayggy - gokyuzunun_icinde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Uyanın!"

Elindeki demir zincirle kapatıldığımız kafeslere vuran iri yarı, yüzü yara bere içinde, korkunç dövmeleri olan bir adam yeri göğü inletiyordu. Onun sesiyle irkilerek uyanmıştım. Boynuma bağlanan kelepçe yüzünden oturur pozisyonda uyuyakalmıştım ve zaten acıyla uyuşan bedenim kaskatı kesilmişti.

Yavaşça dikleşmeye çalıştım. Uyuduğum süre boyunca ağırlığımı ellerimi yere dayayarak dengelemiştim ve bu yüzden bileklerim inanılmaz acıyordu. Hareketime karşılık hissettiğim ani acıyla inledim. Bunun üzerine kilitlendiğim kafese zincirlerle vuruldu.

"Kes sesi seni prenses bozması!"

"Onu rahat bırak, canı acıdığı için ses çıkardı!" diye beni savundu Nora.

Adam çok yavaş ve çok korkunç bir şekilde başını Nora'ya çevirdi. Elinde tuttuğu zinciri diğer elinde boydan boya dolaştırdı. Gözlerindeki öldürücü siyah bakışlarını Nora'ya dikti. Zinciriyle yapabileceği işkenceleri hatırlatmak istercesine Nora'ya doğru adım adım ilerlemeye başladı. Gözlerinde her zaman cesaret ve hırstan başka bir şey görmediğim Güneş Prensesi, adamın bu hamlesine karşılık toparlandı, gidebildiği kadar kafesin en köşesine gitti adamdan kaçabilmek için. Ona öldürücü bakışlarını sunmak yerine korkuyla yalvarıyordu. Adamdan durabileceği kadar uzak bir köşeye sıvışınca adam onun kafesinin önünde durdu. Elindeki zinciri kafesin demir parmaklıklarına tutup sakince yürüdü ve Nora'ya daha yakından bakabileceği yere ilerlemeye bşaldı. O yürüdükçe zincirlerin kafese çarpma sesiyle Nora'nın gözlerinde atan kalbi bir ahenk oluşturmaya başladı.

"Hey!" diye seslendim adama dikkatini bana çekebilmek için. "Hey! Senin aptal, buraya bak!" Ama adam dönüp bakmadı bile.

Tam da Nora'nın bileklerindeki kelepçelerin demir parmaklıklara zincirlendiği yerde duruyordu adam. Uzanıp zinciri tuttu ve çekmeye başladı. Zinciri çektikçe Nora da ona doğru ilerlemek zorunda kalıyordu ama yapabildiği kadar direniyordu. Boğazından kaçmak için fırsat bekleyen hıçkırığı, dolu gözlerinden ve büzülmüş dudaklarından anlayabiliyordum. Kendi kendime yerimde debelendim.

"Bana baksana sen! Hayatımda senin kadar çirkin bir insan görmedim. Suratına ne oldu öyle? Güzeller güzeli bir hanımefendiden nasibini mi aldın yoksa?" diye seslendim ona. Debelendikçe boynumdaki kelepçe yaralar açıyordu tenimde ama yaptığım işe yaramıştı. Bu adamlar kadın kelimesine bile tahammül edemiyorlardı.

"Ne dedin sen?" diye hışımla bana döndü.

Evet, plan bu kadardı Diana. Şimdi ne yapacaksın?

Nora'dan ilgisini çekmiştim ama şimdi ayvayı yiyecek olan bendim. Elindeki zinciri de Nora'nın zincirini de sertçe bıraktı ve koşar adımlarla benim yanıma geldi. Boynumdaki kelepçe yüzünden kaçabileceğim bir yer de yoktu. Hemen arkamdaki leş gibi nefesini hissedince korkuyla ürperdim. Saçlarımdan tuttu ve çok sert bir şekilde kafamı demir parmaklıklara çarptı.

Gökyüzü'nün İçinde - 1    (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin