{3.BÖLÜM-"Görev"}(2/1)

6 1 0
                                    

(medyayı ben çizdim B))

~๑~

"Pofudukkuyruk!"

Ansızın Alçakdiş haykırdı ve kampın içine hızla girdi, arkasından Atlastüy'de gitti. Serçepati Alcakdiş'in neden bağırdığını Pofudukkuyruk'un açıklıkta yatan bedenini görmeden anlayamadı..

Çoğu kedi etrafına toplanmıştı, özellikle Parlakyıldız. Bacakları titriyor ve gözlerinden küçük damlalar halinde yaş iniyordu. Pofudukkuyruk Parlakyıldız'ın ablasıydı, aynı zamandada ailesinden tek hayatta kalandı. Serçepati ve Kutuppati afallayarak Pofudukkuyruk'un cansız bedeninin yanına oturdu, tıpkı diğerleri gibi. "Ona noldu?" Serçepati, yas tutan Gölgepati'ye sordu. "Kar isimli bir yalnız cansız bedenini buraya taşıdı, zehirli kokudan öldüğünü söyledi."

"Ve öyleydi" Serçepati'nin arkasındaki kedi der, Serçepati'nin ödü kopar çünkü bu kedi Gölgepati'nin söz ettiği kedi Kar'dı. Dişi kedi uzun tüylü ve beyazdı, siyah benekleri vardı. (Şu an mevcut fotoğraf yok)

"Buraya gelmeni kim söyledi?" Sivrihayal, Kar'a tısladı, Pofudukkuyruk'u çok seviyordu ve onu Kar'ın öldürdüğünü düşünüyordu. "Üstelik sen yarı Rüzgâr kabilesi kokuyorsun!" Dedi Sivrihayal.

"Sakin olun hanımefendi, bu tavırlar size yakışmıyor." Der Kar. Hanımefendi? Bu kelimeyi kimse daha önce duymamıştı, garip bir evcil hayvan lakabına benziyordu.

"Kampımızın içine 'ölü' savaşçımızı getirmişsin ve utanmadan burda duruyordun" Kartalkanat hırlar, Kartalkanat konuştuğuna göre bu işin sonu kavgayla bitebilirdi.

"Yeter artık, hepiniz huysuz kreş yavruları gibi kavga etmeyi bırakın. Şimdi yas tutma zamanı, savaş değil." Parlakyıldız, Pofudukkuyruk'un bedeninin yanından onlara bağırır, gözleri yaş içindeydi ama sesi sağlamdı.

"Parlakyıldız haklı, Pofudukkuyruk'la vedalaşmadan iş yapamayız." Eğreltigöz savaşçıların arasından yaşlı sesiyle seslendi ve Parlakyıldız'ın işi bitince kendisi Pofudukkuyruk'un kulağına fısıldadı.

Herkes sessizce sırasını bekledi, Kartalkanat bile. Sonunda sıra Serçepati'ye geldi ve Serçepati Genç savaşçıyla vedalaştı. En sonuncu olarak Kar Pofudukkuyruk'un kulağına fısıldamak için eğildiğinde Gölkuyruk hırladı."Pofudukkuyruk'la vedalaşmanın bir anlamı yok." Kar birşey demedi, yavaşça geri çekilirken Parlakyıldız "Hayır, kardeşimle vedalaşabilirsin." Dedi.

Gölkuyruk Parlakyıldız'ın cevabına şaşırdı ama sesini çıkarmadı. Kar, Pofudukkuyruk'la vedalaştıktan sonra Parlakyıldız kabilesine Kar'la beraber tek konuşmak istediğini söyledi. Kimse birşey demedi, Serçepati ve Kutuppati Alçakdiş'in kamp girişine düşürdüğü Mürver çalılarını toplamasına yardım etti.

"Sağolun çocuklar, bugün çok işimize yaradınız..." Alcakdiş yorgunca gülümsedi, o çırakları ve yavruları sever. Pofudukkuyruk'un ölümü onu kolayca sarsmıştı oysaki.

"Alçakdiş, sen Pofudukkuyruk'tan hoşlanıyormuydun" Alçakdiş duraksadı ve ne diyeceğini düşündü. Kutuppati, Serçepati'ye böyle soru sorduğundan bir bakış attı.

"Dürüst olmak gerekirse... Evet, ondan hoşlanıyordum... Ama YıldızKabilesi onun kaderini çoktan yazmış, açıkçası yavrularımızı merak ederdim ama artık bu imkansız." Alcakdiş iç çekti, Serçepati ve Kutuppati ona üzüntüyle baktı.

"Hey neşelen, biliyorsun Kucakburun'un yavruları yakında doğacak." Kutuppati der. "Evet, şimdi ilk önceliğin kız kardeşin, onun senden başka kimsesi yok." Serçepati Alcakdiş'in yanına sürtünür.

'Gelecekten bir dilek~' ||•SERÇEPATİ•||  (warrior cats fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin