1. Bölüm "Korkutucu bank"

40 13 4
                                    

1. Bölüm "Korkutucu bank"

Bu ilk bölüm ve umarım ki beğenebilirsiniz.
Bu hikayeye bir şans vermenizi çok isterim.
Başlamadan önce yıldızlarımızı da unutmayalımm.
Muck 💋

Keyifli ve güzel okumalar. 💎

-

Ayağımın altında ki kurumuş yaprakları ürkekçe ezerek ilerliyordum. "Ah!" diye tanıdık bir ses yanımdan gelince telaşla başımı Denize döndürdüm. "İyi misin? Ne oldu? buraya gelmemeliydik." dedim fısıltıyla, o ise mahçup bir gülümsemeyle ayak bileğini ovaladı. "Sorun yok. Sadece şu dal ayağımı çizdi o kadar." derken ben de elimde ki feneri onun ayak bileğine indirdim. Kötü değildi minik bir çizikti.

"Zaten neden buraya geldiysek! Hep senin şu aklına uyduğumuzdan. Bence geri dönelim. Hem benim heyecandan tuvaletim geldi." diye söylenerek önden ilerlemeye devam ettim. "Az sus ya. Ayrıca ben öneri sundum sende şey ettin işte... of tamam kabul etmedin ama bak buradasın." dedi eliyle beni göstererek. Deniz, fısıltıyla bağırabilen insanlardandı. Ona sadece kafamı sallayarak karşılık verdim.

Tek ışığımız elimizde ki fenerler ve dolunayın haşmetle parlayan ışığıydı. Küçük bir kasabada oturuyorduk ama nasıl oluyorsa çok çeşitli bir yerdi ve Deniz bunu fırsata çevirerek bize eğlence yaratmaya çabalıyordu. Bakın çabalıyordu diyorum çünkü ben şu anda pek eğlenmiyordum. Şimdi ise arkadaş grubumuzla bulaşacaktık ve Denizin dediğine göre çok güzel bir yermiş. Buna inanmıyorum çünkü o daha bence nereye gittiğimizi bile bilmiyor. Ben sağa gidiyorum bir şey demiyor. Sola gidiyorum yine aynı şey. Beni asla yönlendirmiyordu.

"Deniz, biz nereye gidiyoruz?" dedim. Aslında niye sessiz konuştuğumuzu da bilmiyordum ya. "Doğru gidiyoruz işte a aa. Şurada ileride bir patika olacaktı sonra baya yakınız yani," dedi. Kasabamız kocaman ağaçlarıyla ve ürkütücülüğü ile meşhurdu. Zaten şu an ormanın kim bilir neresindeydik. Saat gece yarısına yaklaşıyordu ve 45 dakikadır yürüyorduk. Minik sırt çantamdan su şişemi çıkardım ve biraz içtim.

"Bak," dedi. "Patika orada bizimkileri de ara. Bakalım gelmişlermi." diye hevesle adımlarını hızlandırıp önüme geçti. İleriye baktığımda gerçekten orada minik bir patika gördüm. "Hey, beni de bekle!" diye seslendim ona. Telefonumu kot ceketinden çıkarıp Kardeleni aradım.

"Alo?" dedi. "Biz yaklaşıyor muşuz. Siz neredesiniz Kardelen?" diye sordum.
"Şey biz de geldik. Doğru yermi bilmiyorum ama burada korkutucu bir bank bulduk. Orada bekliyoruz." dedi. "Bi dakka bekle," deyip gözlerimi Deniz çevirdim. "Gideceğimiz yerde korkutucu bir bank varmı Deniz?" diye sordum tereddütle.
Neyse ki kafasını olumlu anlamda salladı.
Telefona geri dönüp, " Tamam. Bizde az sonra orada oluruz." diye bildirdim. "Tamamdır." deyip telefonu kapattı.

"Ah Deniz ah." diye söylenmeye devam ederken 2 adım da yanıma geldi ve elimden tutup beni kendisiyle hızlı bir şekilde yürütmeye başladı.

Kalçasıyla bana vurup ona bakmamı sağladı ve sırıtarak, "Biliyorsun değil mi? Kardelene dedim ki o yakışıklı kuzenini de getir. O yüzden biraz heyecanlıyım." diye kendi kendine kıkırdadı. Onun bu haline gülmeden edemedim. "Çok ayran gönüllüsün, umalımda saçma bir hareket yaparsında çocuk sana bakmaz!" dedim onu gıcık etmek için. Ama olsa iyi olurdu çünkü daha yeni sevgilisinden ayrılmıştı ve kalbi çok çabuk kırılıyordu. O üzülünce ben de üzülürdüm.

İsmini aldığı gözlerini bana pörtlekçe bakarak açtı ve, "Ne diyorsun be! Tövbe de. Öyle bi şey olmaz. Hem ben ayran gönüllü falan değilim." diyerek itiraz etti.

Daha fazla bir şey demedim. Zaten gelmiştik ve bu kısımda ağaçlar çok seyrekti. Biraz sonra bizimkileri gördüm ve tanımadığım 1, 2 kişi daha. Tanımadığım insanları hiç sevmezdim zaten niye seveyim ki. Büyük ihtimalle Denizin Kardelenden getirmesini istediği çocuk olmalıydı birisi. Kardelen ve Duhan bizim tarafa baktı çünkü Deniz elinde feneri şiddetli bir şekilde sallayıp, " Hey! buradayız!" diyerek bağırmıştı. Onu kolundan çimdikleyerek uyaran bir bakış attım. "Ah," dedi ve ben de, "Çok tez canlısınız bugün Deniz hanım. Umarım bizi rezil etmezsiniz hanım efendi!" dedim sitemkar bir şekilde. "Bak," dedim kafamla arkada ki tanımadığız insanları gösterirken. Dikkatli bakınca birisinin kız birisinin de erkek olduğunu anladım. "Kesin bu Kardelenin kuzeni. Acaba şu kız kim?" dedim fısıltıya.

AFETAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin