2. Bölüm "Kazan dairesi"

9 4 0
                                    

2. Bölüm "Kazan dairesi"

Kaldığımız yerden devam ediyoruzzz!
Keyifli okumalar!

-

Karanlık. İlk fark ettiğim şey buydu, her yer başta karanlıktı gözümün alışması için zaman lazımdı.

İçeri çekildiğim gibi ağzıma bir el kapanmıştı. Bu el, bir erkeğe aitti.

Burnuma kömür, kül ve ateş kokusu çalınıyordu. O kadar baskın bir kokuydu ki öksürmek istemiş, lakin ağzımda ki el yüzünden bu engellenmişti. Beni tutan kişi beni kendine çekti ve haraket etmemi engelledi. Diğer eli karnıma gitti ve tenim, bu haraketle kasıldı. Dokunması çok rahatsız ediciydi. Çırpınmaya ve elinden kurtulmaya çabaladım ama sıkı sıkı tuttuğu için olmamıştı. 

Başka birisi ise açılan kapıyı kapattı ve aşağıya inen merdivenlerden 3-4 adım indi.
Çok dar bir alandaydık ve bu beni panikletti.

Organ mafyası olabilir miydiydiler?!

Elim direkt beni tutan adamın koluna gitti ve ondan kurtulmaya çalıştım. Bu kötü, çok kötü bir fikirdi çünkü adam beni kendine doğru bastırdı ve çırpınmamı engellemeye çalıştı. Bu da başka mantıksız bir haraketti çünkü bu beni daha da delirtti ve olduğum yerde çırpınmaya, tekmeler savurmaya başlamıştım.

Kendi kendime inliyor, bağırmaya çabalıyordum. Adamın eli ağzıma daha fazla baskı yaptı. Nefesini kulağımda hissettim.
"Şşsh. Ne kadar haraketli çıktın. Sakin ol." dedi. Sesi genizden ve eğleniyor gibi geliyordu. Sesinden tanımaya çalıştım onu, ama tanıyamadım. Benim yaşlarımda olmalıydı.

Bu sefer farklı bir şey denedim. Rakibi şaşırtmak istedim.

Adama kafa attım.

İçeriyi bir inleme doldurdu ve beni tutan adamın elleri gevşedi. Ama bırakmadı ve ben de kurtulamadım.

"Bir yerinde dur. Bırakacağım seni ama dur artık." dedi bıkkın bir ses ile. Ne duracağım be! Zaten korkudan altıma edeceğim, bana dur diyor. Herife bak.

Tekme attım. Evet boşluğa tekme attım. Bu saçma haraketime adam güldü çünkü göğsü haraketlenmişti. Bir de gülüyor ya! Ben bayılacağım birazdan ama! Hareketlenmeyi bırakmadığımda adam beni susturmak istermişçesine beni saçımdan tuttu ve kendine çekti. Canım fazla acımamıştı ama bunun da bir önemi yoktu. Adamın elini ısırmalı mıydım? Tiksinirdim ben. Yapılabilecek başka bir şey olmadığı için ağzımı açabildiğim kadar açtım ve dişlerimi adamın eline geçirdim.

Adam beni bıraktı, elini salladı ve acıyla dişlerini sıktı. Yüzünü hala tam seçemiyordum. Onu inceleyecek halim yoktu zaten. Fark edebildiğim en belirgin özelliği oldukça cüsseli ve uzun boylu olmasıydı. Kapıya tazı gibi koştum ve kulpunu bulmaya çalıştım.

Bana yaklaşıyordu adım seslerini duyuyordum. Atabildiğim en büyük çığlığı atınca, adam ellerini kulaklarına bastırdı.

"Sikeyim! Ne kadar yüksek sesin var. Sana bir şey yapmayacağım dur." diye bana yaklaşmaya devam etti. Kapı açılmıyordu. Asıl ben sikeyim. Ellerimi saçlarıma götürdüm ve kapıya yaslandım. Arkadan bir ışık geliyordu.

"Bırak beni! Seni mahvederim bir adım daha yaklaşma bana ve hemen kapıyı aç!" diyerek yüksek ve emir veren bir sesle konuşmaya çalıştım. Sesim çok şükür ki titrememişti.

Daha fazla yaklaşmadı ve ellerini kaldırdı. Adımları son merdiven basamağında kalmıştı. Yüzü, birazcık seçilebiliyordu. Adamın gerisinde merdivenin bir basamağına oturmuş kollarını göğsünde bağlamış, sırıtarak bizi izleyen cüsseli bir adam vardı. Bu, kapıyı kilitleyen kişi olmalıydı.

AFETAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin