Dördüncü Dilek

94 15 10
                                    

Draco Kazuyu kitaba geri göndermedi fakat bir ay ı dilek dilemeden geçti. Ay tutulması yaklaşıyordu.

Ekim in sonlarına doğru her gün yağmur yağmaya başlamıştı ve yine yağmurlu bir havaydı. Kazu koşturarak içeriye girmeye çalışıyordu.

Sırılsıklam cübbesi ile içeriye girdiğinde cübbesini çıkardı ve hızla odasına doğru ilerlemeye başladı.

Slytherin ortak salonuna girdiğinde deri koltukta oturmuş, şömineye bakan Dracoyu fark etti.

Draco gözlerini şömineden çekip kimin geldiğini görmek için baktığında Kazu yu gördü.

Bir ay boyunca birbirlerinin yanından öylece geçmişlerdi. Birbirlerine bakmamışlardı.

Ama şimdi gözleri buluştu.

Kazu ya gitmek mantıksız geldi. Draco gözlerine o kadar içten, o kadar yoğun bakarken gitmek istemedi ve yanına ilerledi.

Kazu Draconun konu açmasını istiyordu ama uzun sessizlik çok fazla sürmüştü. Kazu Draconun yanına oturdu ve sadece şömineye baktı tıpkı Draco gibi. "Dileklerini dilemeye devam edecek misin?" Dedi Kazu. Konuşma başlatmak istiyordu.

Draco derin bir iç çekti. "Gölgemi o kadar önemsemediğimi fark ettim. Benim için önemli olan babamla aramı düzeltmekti ve çok basit bir şekilde düzelttim. İstediğim bir şey kalmadı. Bu dilekleri ne bileyim geri gönderebiliyor muyum mesela?"

Kazu başını hayır anlamında salladı. "Ay tutulmasına kadar vaktin eminim o zamana kadar bir şeyler olacak."

"Ne gibi bir şey olmasını bekliyorsun ki?"

"Bilmem. Belki de baloya bir kızla gitmek istersin. Kabul etmez ve dileğini kullanırsın." Kazu omuz silkti.

Draco baloya kiminle gideceğini bile düşünmemişti. Şuana kadar.

Astoria? Kazu? Ya da hiç katılmamak? Draco Kazunun bir seçenek olabileceğine bile emin değildi.

Draco gözlerini şömineden çekip Kazuya baktı. Çekik gözleri ifadesiz bir şekilde şömineye bakıyordu.
...

Kazu gece uyuyamadığı için astronomi kulesine ilerledi.

İçeriye girdiğinde saçı başı dağılmış, gözleri bulanık Draco ile karşılaştığında Kazu ne olduğunu anlamadı.

Öylece baktı Draco Kazuya. Gözü yaşlı ve üstü başı dağılmış.

"Ne oldu?" Dedi Kazu.

Draco hızla sol kolunu açtı. "Lütfen, lütfen onu yok etmeme yardım et. Tüm gece onu kolumdan çıkarmayı denedim. Olmuyor Kazu olmuyor!" Zar zor ve titreyerek konuşuyordu Draco.

Draco elleriyle suratını kapadı. "Ne yapacağımı bilmiyorum."

Kazu Draconun kolunu tuttu ve kızaran koluna baktı. "Ne yaptın sen Draco? Kolunu koparmaya falan mı çalıştın?"

"Sadece bunu istemedim. Bu işareti istemiyorum Kazu."

Kazu kararsızdı. Bu bir bencil istek sayılır mıydı?

"Dileğini dile." Dedi Kazu Draconun kolunu bırakırken.

"Kolundaki işaretten kurtulmak istiyorum."

"Dilerim Draco Malfoy kolundaki işaretten kurtulur." Kazu ellerini yukarıda birleştirdi.

Draco koluna baktı.

İşareti gitmişti.

"Her gün, her bencil istek de daha bencil birine döneceksin. Bunu hissediyor musun?"

Draco başını hayır anlamında salladı. Ama o hissediyordu.

Malikaneye gittiği zaman annesine berbat bir şekilde davranmıştı. Dilekler davranışlarını da etkiliyordu. Sanki, sanki zihninden bir ses ona emir veriyordu. Draco yapmak zorunda gibi hissediyordu. Tıpkı babasıyla arasını düzeltmek ve bu işareti kolundan silmesi dileği gibi. Bir şey onu yönlendiriyormuş gibi hissetti.

Kazu Draconun gölgesine baktı.

Belirgin.

Bir süre sonra daha da belirginleşecek.

Elbette bunun bir sonu gelecekti.

Draco iki farklı kişiye dönüşecekti.

In The Book ✿ Draco Malfoy & Opaline SkyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin