"Daha iyi, daha yetenekli biri olmayı dileyebiliyor muyum?"
Kazu karşısında resmen yıkılmış Dracoyu görünce şaşırdı.
"Sana ne oldu?"
Draco bir şey yok anlamında başını sağa sola salladı. "Bu bencilce bir istek sayılır mı? Bana sadece bunu söyle."
Kazu yutkundu. Draco ile göz teması kurduğunda Draconun ne kadar berbat göründüğünü bir kez daha fark etti.
Bencilce istekleri başladı. Diye düşündü.
Kazu buna izin veremezdi.
"Dilek dilemeden bunu çözmeye çalış. Gölgenle savaşıyorsun, mantıklı düşün Draco."
Kazunun içini huzursuz bir his kapladı.
Draco hızlı bir nefes verdi. "Babama layık biri olmayı diliyorum."
"Draco." Diye fısıldadı Kazu.
"Şu siktiğimin dileğini yerine getir." Diye mırıldandı Draco.
"Dilerim, Draco babasına layık biri olur." Titrek bir nefes verip ellerini birleştirdi.
"Bu kadar mıydı?" Dedi Draco.
"Bu kadardı." Dedi sert bir sesle Kazu.
Tam kapıyı kapatacak iken Draco hızla eliyle kapıyı tuttu.
"Bencilce bir istek değildi. Lütfen böyle davranma Kazu."
"Dileğini dilerken ne kadar bencil gözüktüğünü göstermem için sana bir ayna tutmam mı lazım?"
Draco hızla suratına kapanan kapı ile afalladı ve öylece kaldı.
Kazu tüm gününü Draconun ilk bencil dileğini düşünerek geçirdi. Ardından sıkıntı içinde uyumaya bıraktı kendini. Tüm gece bir sağa bir sola dönmüş ve eskiden gerçekleşen tüm olayları hatırlamıştı.
Kazu geçmişin tekrarlanmasından korkuyordu.
Sabah uyandığında üstündeki yorgunluğu atmak için suratını buz gibi suyla yıkadı ve üstünü giyinip büyük salona ilerledi.
Dracoyu yüzü güler şekilde gördüğünde dileklerin ne derece tehlikeli olduğunu bir kez daha hatırlattı kendine.
Tek isteği Draconun kendini o kadar kaybetmemiş olmasıydı.
Bencil bir ilk dilek her şeyi başlatabilirdi.
Her şeyin nedeni,
Ve her şeyin sonu olabilirdi.
Draconun yanına ilerlediğinde hiçbir şey olmamış gibi yanına oturdu.
"Günaydın." Dedi Draco.
Tatsız bir şekilde karşılık verdi Kazu. "Günaydın."
"Yüzünden düşen bin parça." Keyifle Kazu ya baktı Draco.
Kazu elindeki çatalı sıktı. "Ne bu? Bir dilekle babanla aranı düzelttiğin için mi?"
Draconun aniden suratı düştü.
"Dileğimi suratıma vurmayı kes."
"Bencilce dilek dilemeyi her şey başlamadan bırak. Bunun ne kadar kötü olabileceğini bilmiyorsun." Dedi hızla Kazu.
"Sadece bir taneydi, başka olmayacak."
O an Kazu her şeyin doğrusunu Dracoya söyleyebilmeyi istedi.
Kazu kitaba hapsedildikten sonra sadece Severus un dileklerini yerine getirebilmişti. İlk görevi Severus idi ve he şey mahvolmuştu. Draco ise Kazu nun ikinci göreviydi. Her şeyin mahvolup olmayacağını kendi de bilmiyordu.
"Ders Snape in dersi. Boş boş tabağına bakman bittiyse gidelim."
Kazu gözlerini Dracoya çevirdi. "Gidelim."
...Tüm dersler bittiğinde Kazunun aklında Snape in bakışları dönüp duruyordu.
Nasıl da yaşlanmıştı öyle.
O an Tom u düşündü.
Dönüştüğü kişiyi,
Voldemort u.
Egoist ve aptal. Gözlerini devirdi Kazu. Tom un üzerinden yıllar geçmişti ve Tom onu bugünkü haline çeviren kişiydi. Ona artık zerre kadar bir şey hissetmiyordu.
Dracoyu düşündü. Draco da Tom gibi birine dönüşür müydü? Ya da Snape gibi birine?
Slytherin ortak salonda oturmuş ateşi izleyen Kazu nun düşünceleri alt sınıflardan, yaşı küçük olan bir çocuğun sesi ile bölündü.
"Profesör Snape seni ofisine bekliyor."
Kazu merakla kaşlarını çatıp hızla Snape in ofisine ilerledi.
Kapıyı tıklamadan içeriye girdiğinde Snape ellerini birleştirmiş koltuğunda oturuyordu.
"Buraya tekrar kimin için geldin?" Dedi Snape sert bir sesle.
Gözlerini kaldırıp Kazu ya baktı.
"Neden söyleyeyim? Tıpkı kendi dilekleri mahvettiğin gibi onun dileklerini de mahvetmeni istemeyiz değil mi?"
"Dilekleri ben dilerim, sen sadece onları gerçekleştirirsin. Unutma." Snape sinsice güldüğünde Kazu çaresizce yumruklarını sıktı.
"Görmeyeli hala aynısın?" Dedi Snape.
"Sen de yeterince yaşlı."
"Biliyorsun. Benim bir yaşamım var."
Kazu hiçbir şey hissetmedi.
Onun bir yaşamı var.
Kazu ise sadece bir dilek cini.
O ise kötü.
Kazu ise hala iyi niyetli biri.
İkisinin böyle olmasını belirleyen neden de aynı, böyle olmasını belirleyen kişi aynı. Voldemort.
Kazu Voldemort tarafından gençlik yıllarında bir cine dönüştürüldü. Snape ise Voldemort tarafından dilek hakları bitince köşeye atıldı.
Biri değişmeyi ve iyi olmayı seçti.
Diğeri ise değişip kötü olmayı seçti.
Hayat ne denli belirsiz.
Nasıl da kırılgan.
Kazu Snape e sert bir bakış attı.
"Bu halinle yaşadığını mı sanıyorsun?" Dedi Kazu.
"Ölümlüyüm ve bunun için mutluyum."
Kazu sessiz kaldı.
"Kimin dileklerini gerçekleştirdiğini söyle."
Kazu başını sağa sola salladı. "Asla öğrenmene izin vermeyeceğim. Her şeyin bir daha olmasına izin vermeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Book ✿ Draco Malfoy & Opaline Sky
FanficBir dilek dile, gölgede kalmadan. Bin dilek dile, tutulma olmadan. Bir zamanlar Hogwarts da okuyan ve kitaba hapsedilen, dilekleri gerçekleştiren kitap cini Kazu, uzun yıllar sonra Draco Malfoy tarafından bulunur. Dilek dilemenin o kadar kolay olmad...