Bölüm : 7

1.7K 64 96
                                    

Bu saatten sonra full geçmişi yazıyorum, geleceği ise birlikte göreceğiz. Öncelikle üniversite dönemlerini göstereceğim ki hikayeyi daha rahat anlayalım. Arada sırada şimdiki zamandan kesitler de olabilir ama önce üniversite hayatını bir görelim ona göre karakterler de karakterlerin davranışları da daha rahat anlayabiliriz.

CENKTEN

Okulda yaşadığım kısa çaplı bir intihar girişimi ardından, sonunda yemekhanedeydik. Burası doluydu ancak biz yine de oturacak bir yer elbet bulurduk. Önce yemekleri almaya karar verdik. Yemekhaneye girer girmez az ilerideki masada oturan eren dikkatimi üzerine çekmişti.

Etrafı insanlarla doluydu. Kimisi sandalyesini çekiyor kimisi kendi yiyeceğine ikram ediyor kimisi ise sadece sohbet etmeye çalışıyordu. Eren tüm bunlara yalnızca umursamaz bir baş sallaması veya eliyle sinek kovalar gibi yaptığı bir hareketle cevap veriyordu. Yemek sırası bize geldiğinde Talhanın bakışları bana döndü ve baktığım yeri gördü.

"şu havalara bak sanarsın İngiltere prensi."

Dedi sinirle. İngiltere prensi değil gönlümün prensi...

"herkes onu seviyor diye kıskandın mı sen"

Dediğimde Talha hah diye bir ses çıkarttı ve az ileride 'hayranlarıyla' ilgilenen ereni gösterdi.

"şurda duran sarışın çocugu mu diyordun. Hani senin sayende ilgi odağı olmasına rağmen sana zerre değer vermeyen, şımarık olanı mı"

Dedi alayla. Elimde olmadan sesli şekile güldüm. Söyledikleri bir bakıma doğruydu. Eren ilgi görünce şımaran bir çocuk gibiydi ama ben onun bu hallerine de aşıktım. Biz yemeklerimizi alana kadar oturacak yer sorunu da bir nebze çözülmüştü. Arka sıralardan birine oturduk. Neyse ki bizim etrafımızı hayranlarımız sarmıyordu.

Benim de bu üniversitede çok takıldığım insan vardı ama  hiç birisine bana aşırı samimi davranma hakkı vermemiştim. Hep mesafem vardı, kalbinde birisini taşıyan herkes için, diğer insanlarla arasına mesafeler daima olmalıydı. Yemek boyunca ben erenin etrafını saran ve onunla konuşmaya çalışan kızları izledim. Talha ise karşıda durmuş bana yemeğinden bahsediyordu. Kızarmış patateslerden kısa olanını alıp masaya koydu ve oynatmaya başladı

"merhaba arkadaşlar, ben eren. Nasıl popüler ve yakışıklıyım bakın!"

Dedi sondaki 'n' harfini uzatarak söylemesi ve sesini erenin sesine benzetmek için incelmesi yüzümde bir tebessüm oluşturmuştu. Ardından eline uzun bir patatesi alıp 'eren' olarak isimlendirdiği patatese yaklaştırdı ve sesini kalınlaştırdı

" eren merhaba cınım müstakil misin acaba"

Kuzey... Elimde olmadan sesli bir kahkaha attığımda o da bana eşlik etmişti. Oynadığı patatesleri kenara bırakıp sonunda dercesine bir bakış attı

"Çok şükür"

Dedi, sanki olmadı için çabaladığı bir şey olmuş gibiydi. Kaşlarım çatıldı ve sordum

"ne oldu"

Talha derin bir nefes verip önündeki patateslerden birkaç tane agzina attı ve önemsiz bir şey söyleyecek gibi omuz silkti

"hiç, sadece seni güldürme planım işe yaradığı için mutlu oldum"

Dedi. Beni güldürme planı mı kurmuştu. Ayrıca neden gülmek zorundayım ki yani ben genelde pek gülmem

"ben geneldr ciddi duruyorum zaten "

Dediğimde evet dercesine başını salladı ardından konuştu

Bebeğim BxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin