Geçmiş zaman
Elimdeki hediye paketine bakarken kalbim mümkünmüş gibi biraz daha hızlı atmaya başlamıştı. Bugün meleğimin doğum günüydü. Daha okula geleli 6 ay bile olmamıştı. Yine de her şeyini ezbere biliyordum bugün doğum günüydü, animasyon filmlerini çok seviyordu ve en sevdiği renk sarıydı.
Hediye paketiyle bulunduğu sınıfa girdim. Yine sırasında oturmuş kitap okuyordu. Birkaç kez öksürüp dikkatini çekmeyi başarmıştım pek dikkatli bakmamıştı ama olsun birkaç saniyelik bakışı bile beni mutlu etmeye yetiyordu
"merhaba eren"
Dedim. Kafasını kitaptan kaldırmadan yalnızca başını salladı. Pek konuşmuyordu. Elimdeki hediye paketini sıraya bıraktım, ellerim çok fena titriyordu.
"şey, doğum günün-"
"yabancılardan hediye kabul etmiyorum"
Diyerek sözümü kesti. Bakışlarını kitabından kaldırmıyordu
Yabancı...
Onun için değiştiremediğim tek gerçek buydu. Bir yabancı olduğum gerçeği. Oysa en çok bunu değiştirmek istiyordum. Çok garipti, en sevdiği rengi bile ezbere bildiğim kişiye, yabancı gibi davranmak.
Birbirini tanıyan iki yabancıyız diyemiyorum. Zira karşımdaki çocuk varlığımdan bile habersiz. Sanırım onu tanıyan bir yabancıyım demeliyim.
"biliyorum ama belki bir istisna yaparsın diye düşündüm"
Dedim. Sonunda gözlerini kitabından kaldırıp birkaç saniye yüzümde gezdirdi. Tanrım, bu kadar heyecanlanmam normal değildi. Hediye paketine bakıp yavaşça kafasını salladı
"yalnızca bu seferlik. Tekrar olmasın."
Dediğinde hızla başımı salladım. Eren pek cana yakın değildi... Bana karşı değildi. Neden bilmiyorum ama son zamanlarda tuhaf davranıyor. Ona karşı öyle iyi davranıyorum ki fark etmiyor olması garip geliyor. Pek bir şey söylemeden sınıftan çıktım. Sonunda derin bir nefes verebilmiştim. Henüz sınıf kapısından ayrılmamıştım ki birkaç ses duydum
"hediye mi almış sana"
Dedi. Bu sesi tanıyorum, Erenin yakın arkadaşı kumruydu bu. Eren cevap vermedi ama kafasını salladığında adım gibi emindim. Arkadaşı gülmemek için zor tuttuğu sesiyle konuştu
"bir şey diyim mi, bu çocuk senden hoşlanıyor"
Dedi. Haklı değil. Hoşlanmıyorum, direkt aşığım. Hoşlantı geçicidir, belirsizdir. Ancak aşk nettir. Ben hoşlanmıyorum, aşığım.
"umurumda mı sence kumru."
Dedi eren buz gibi sesiyle. Umurunda olmadığını zaten biliyorum aam böyle duyunca daha ağır geliyordu. Kumru hafifce güldü
"hoş birisi, bence ona karşı nazik ol"
Ah bir görebilse, bir şans verse öyle güzel seveceğim ki kendisi bile varlığımdan şüphe duyacak. Eren bıkkınlıkla bir nefes verdi
"siktir git kumru. Kuzey varken kimse olamaz benim hayatımda. O aptalda umurumda değil. İsmi neydi cem mi? onu hile bilmiyorum"
Dedi. Daha duyduklarımın şokunu atlatamamıştım ki erenin alaylı gülme sesini duydum ve devam etti
"okuldaki herkes gibi işte. Böyle aptalca hareketler beni etkilemiyor"
Dedi. Aldığım nefes ciğerlerime ulaşmadı. Kaç saniye bilmiyorum ama beni rahatsız edecek kadar uzun süre nefesimi tuttum. Sanki vücudum duydukları karşılık ölmeyi istemiş gibi nefesini tutuyordu. Erenin sinirle söyledikleri içimde var olan yangına biraz daha benzin döktü. O yangın beni yakıyordu, eren ise hala kuzeyden gelecek bir kıvılcımı bekliyordu.