Hayatınızda hiç ummadığınız yerde,hiç ummadığınız zaman,hiç beklemediğiniz bir haber aldınızmı?
Ben aldım...
Baba'm akşam yemeği için masada otururken çatal, kaşığını tabağın kenarına koyarak;
-"GİDİYORUZ."dedi
-"Nereye gidiyoruz baba"diye sordu Poyraz
-"İstanbula"
Ben;
-"NEEE?" diye bağırarak babama tepki verdim
-"Kızım bağırma" bağırsanda,bağırmasanda gideceğiz!
-Olmaz olmaz gidemeyiz!
-Neden gidemeyiz?
-Ya baba ben küçüklüğümden beri burdayım Poyraz ise bebekliğinden beri
Baba'm gözlerini devirerek
-"Yani"diye umursamaz bir cevap verdi
- Biz orayı daha tanımıyoruz,biz buraya alıştık baba
-kızım zaten keyfimden gitmiyorum iş için tamam uzatma gideceğiz o kadar!
Cevap vermeyerek hızlıca odama çıktım
Odama geldiğimde kendimi yatağıma fırlattım ve düşünmeye başladım
"ALMANYADAN AYRILMAK FİKRİ BENİ YİYİP BİTİRİYOR"
Sinirden ne zaman gideceğimizi bile sormadım bunu düşünürken kapı çaldı
Ben:
-" Geel" diyerek kapıdaki kişiyi davet ettim
Kafamı kaldırdığımda baktimki gelen Poyraz
-"Gel otur Poyraz" diyerek yanıma çağırdım gelip yanıma oturup beni bu sözlerle teselli etmeye çalıştı
-Abla bu kadar üzülme hem değişiklikler iyi olabilir bazen
-Sanada aşk olsun Poyraz babama tek kelime söyleyemedin
-Söylesem ne değişecektiki sen söyledinde ne oldu her türlü gidicez işte
-Öff tamam Poyraz ya söylemedim say
-Ama söyledin
-poyraz bu haldeyken de gıcıklık yapmasan olmuyor dimi
-"Hayır olmuyor" deyip kaçtı
Poyraz bir yandan haklı olabilir ama korkuyorum neyse yarın düşünürüm
Kulaklığımı takıp kendimi müziğin ritmine bıraktım kulaklığımda çalan müziğin sözleri kendini böyle tamamlıyordu
" Bir derdim var artık
Tutamam içimde gitsem nereye kadar,
Kalsam neye yarar,
Hiç anlatamadım ,hiç anlamadılar"
Bu müziğe hastayımm her fırsatta dinliyorum
Dinlerken uykuya dalmıştım ama kafamdan hala muhteşem sözleri geçiyordu...-Ertesi gün-
Sabah kuşum olan mavişin sesiyle uyandım .Terliklerimi giydikten sonra yüzümü yıkadım Üzerimi giyinip aşağı kavhaltı etmeye gittim (hiç iştahım olmamasına rağmen)Aşağı indiğimde herkes çoktan masaya oturmuştu. Ama niye bu kadar erken oturmuşlardıki.
Sandelyeyi çekip oturduğumda
-"Niye bu kadar erken kahvaltı ediyosunuz"
Baba'm:
-"Gidiyoruz dedim ya kızım"
Yediğim lokma boğazıma kaçtı su içip
-"Hemenmi gidicez"
-"Evet kızım ne sandın?"
-"Ama daha hazırlanmadıkki"
-"Önce benle annen gidicez siz 1 hafta sonra geleceksiniz"
Birazda olsa içim rahatlamıştı 1 hafta daha kalacaktım.Tamda denk geldi bir hafta sonra benim doğum günüm- 1 hafta sonra-
İşte büyük gün gelip çattı .Türkiye'ye dönüyoruz Ayrıca 2gün sonra doğum günüm
Doğum günümde orda olmak istediğim için iki gün önceden yola çıktık
-" Poyraz hazırlandınmı"diye seslendim
-"Evet abla"
-"Hadi çıkalım o zaman"
-" Tamam"
dedi ve çıktık havaalanına vardığımızda arabadan inip uçağa bindik .Çok uzun ve yorucu bir yolculuk olacaktı ikimiz içinde .Uçakta kulaklığımı takıp şarkı dinledim.poyrazda hemen uykuya daldı( çook uykucudur). Kulaklığımda çalan müziğin sözleri tahmin ettiğiniz gibi..."BİR DERDİM VAR"her fırsatta dinlediğimi söylemiştim.Şarkıyı tekrara alıp uykuya daldım.Birden bir ses
-"Abla abla hadi kalk"diye seslendi ses Poyraz dan geliyordu
Gözlerimi açıp " Ne oldu Poyraz" diye soru sordum Poyraz soruma soruyla cevap vererek(en sevmediğim şey)
-"Açmısın abla" diye sordu
Yanına baktığımda hostes hanımı gördüm
-" Çay verirseniz yeter hostes hanım"
-"Buyrun" diyerek bana çayımı uzattı
-" Teşekkürler "
Poyrazda doymak bilmediği için dört kek ,iki bisküvi ,bir tanede çay aldı.
Anlamıyorumki bu yedikleri nereye gidiyor .Sanırsın midesinde karadelik var.Hayır anlamıyorumki yiyiyor yiyiyor kilo almıyor.Ay neyse .Bende çayımı içiyordum müziğimle beraber.Çayımı bitirdikten sonra çantamdan kitabımı çıkarıp okumaya başladım.Bu arada kitabımın adı "ÖTANAZİ OKULU"kitapta gölge yeşil için kalbini veriyor .Bir aşk hikayesi...biliyormusunuz ben hiç aşık olmadım "olmayıda düşünmüyorum:)Saat akşam 09:00'a geliyordu uçaktan inip motorumla eve doğru yol aldık .Eve yetiştiğimizde saat 09:30 du .Kasklarımızı çıkarıp eve doğru yürüdük .Evin önünde tanımadığımız iki kişi var dı biri kız biri erkek.Ama burası bizim evimiz değilmi yalnış mı geldik acaba erkek konuşmaya başladı.elini uzatıp
-"Ben toprak sende Haziran olmalısın
-"Evet ben Haziran diye cevap verdim
Bu arada yandaki kızda poyrazla tanışıyordu
-" Merhaba Poyraz ben Yaprak"
-"Bende Poyraz memnun oldum"diye ekledi.Ama bunlar kimdi bizi nereden tanıyorlardı ?Nasıl tanıyorlardı ?
Toprak
-"Doğum günün kutlu olsun" derken elini eve doğru uzatıp davet etti
-"Teşekkür ederim"diye cevap verdim
Tam kapıyı çalacakken kapı açıldı
Karşımda uzun boylu kumral yeşil gözlü bir adam beliriverdi .Ben bunuda tanımıyordum .Elimi uzatıp Haziran dememe kalmadan o bana elini uzatıp
-"Ben Sarp sende Haziran "
Çok ukala birine benziyordu
-" Evet bende Haziran diyerek içeriye girdiğimde her yerde balonlar masada pasta kurabiye falan vardı.Benim için doğum günü partisi hazırlamışlardı.Tanımadığım kişiler vardı .Annemle babamı görmesem burası bizim evimiz değil diyecektim .Bu arada baştan beridir annem babam diyorum ama adları Meltem ve Gökhan
Arkamdan yaprak,toprak,Sarp ve Poyraz geliyordu o partide ısındığım tek kişiler onlardı.Sarp biraz gıcık olsada nedense sevmiştim.Kendime içecek almak için mutfağa gittim.Gittiğimde Sarp oradaydı.
Sarp tezgaha yaşlanmış dalıp gitmişti.
Ne düşünüyordu acaba?Geldiğimi bile fark etmemişti.Adımlarımı yere daha sert vurarak beni fark etmesini sağladım
Ben;
"Şey...kendime içecek almaya gelmiştim ama"
Sarp;
"Gel al ozaman" diye sert bir şekilde çıkıştı.Acaba herkese de böylemi?
Ben;
"Ne oldu ya alt tarafı bişey sordum"
Sarp;
"Özür dilerim ya" dedi( dalga geçerek)
Ama ben yine arlanmayıp şu soruyu sordum
"Ne düşünüyorsun burda böyle yalnız yalnız?
Sarp;
"Sanane hiç bir şey düşünmüyorum"
Ben" Zaten seni düşünende kabahat" deyip içeceğimi alıp çıktım.Acaba ne düşünüyordu.Neyse...-DEVAM EDECEK-