3: Eşleşme

207 19 2
                                    

Slytherin ortak salonunda oturmuş kalmıştı. Sırlar odasında bir saatten fazla durmamış, hayaleti umursamamıştı. Odasına dönmemişti ve kendini burada, slyhterin ortak salonunda şöminenin önündeki deri koltuklardan birinde otururken bulmuştu. Saatlerdir oturuyor olmalıydı. Bacak bacak üstüne atmış, gömleğin iki düğmesini açmıştı. önündeki masada yarısı içilmiş acı kahve vardı. Sonrasında viski almadığına pişman olmuştu ama almak için kalkmamıştı da. Kahve soğumuş, gün doğmuş ve o bunu öğrencilerin kalkıp ortak salona hücum etmesiyle anlamıştı. Saatlerdir ateşi izleyen gözleri ona anlamsız bakışlar atan öğrencilere döndü ve öyle bir bakış attı ki bir daha bakmadılar. Ama kalabalıklaşmaya başladığında can sıkıcı olmaya başladılar. Ayaklanıp çıkışa ilerlediğinde bir öğrenci tarafından durduruldu.

"Pröfesör, Albus Dumbledore sizi ofisini davet etti."

İç çekerek gözlerini yumdu ve arkasındaki öğrenciye bakmadan, "Uygun olmadığımı söyle." dedi.

"Mutlaka gelmeniz gerektiğini söylememi istedi."

Dişlerini sıkarak derin bir nefes aldı. Aldığı kararlara uymakta kararlıydı ve Dumbledore'a yakın olmak, en azından gözüne olabildiğince az batmak başta geliyordu. Kendini sakinleştirdiğinde buna alışması gerektiğini düşündü. "Beklemesini söyle." dedi dişlerinin arasından, ve üzerini değiştirmek üzere kendi odasına yürüdü. Göndermelerini istedikleri kıyafetler bir Lord içindi, bir profesör için değil ki bu sinirlenmesine neden oldu ve bu aptallığı nasıl yaptıklarını düşündü. En sıradan olanları seçti ve bir profesör gibi görünmesi gerektiğini kendine not etti.

Siyah bir pantolon ve kazak, siyah bir pelerinle geceye karışmak için giyinmiş gibi gözüküyordu. Koridorlarda üzerinde olan bakışları hissediyor, fısıldaşanları duyuyordu ama bir kez bile dönüp bakmıyordu. Alışkanlıklar hiç değişmiyordu. Tom Riddle gözlerin üzerinde olmasına fazlasıyla alışıktı. Ama bu defa 17 yaşındaki genç halinden farklı olarak 30 yaşında bir adam olarak döndüğü bu koridorlarda üzerindeki gözlerin sebebi sadece sadece hayranlık değildi, korku da eklenmişti. Keyfini yerinde tutmaya çalışarak müdürün ofisine doğru yürüdü.

"Ah Tom gel otur, bende seni bekliyordum."

"Hızlı olmalısınız profesör, dersime geç kalmak istemem."

Dumbledoreda gülme hissi uyandırmıştı ki güldü de. Gülmesi Tom Riddle'ın sinirlerini bozmuştu. Onu işe neden aldığını anlamıştı ama kendini kolayca ele vereceğini mi düşünüyordu? Derslere girmeyip, ortadan kaybolacağını mı? Çünkü derslere bu kadar itinayla girmesindeki tek sebep Dumbledore'u haksız çıkarma arzusuydu. Karşısındaki koltuğa oturdu.

"Biraz uyuma tavsiyemi dikkate almadın sanırım?" diye sordu Dumbledore.

Soğukça güldü. "Çocukları görünüşümle korkutmayacağıma eminim."

"Hemen savunma moduna geçme," dedi Dumbledore, "Sohbet etmek istemiştim sadece."

"Beni sadece sohbet etmek için mi çağırdın?" sıkılganca sordu.

"Sakıncası mı var?"

Gülümsemesindeki sahteliği küçük çocuklar bile anlardı. "Yok tabi. Konuşalım."

"Nasıl geçti öğretmenlikteki ilk günün?"

"Sıradan."

"Hadi ya, halbuki adın okulda çok çabuk yayılmış." masanın üzerinde ona doğru eğildi, "Okulda kime rastladıysam senden bahsediyor."

İnsanlık Kırıntıları  (Profesör Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin