Yarışma için seçilen profesör ve öğrenciler konuşmak için müdirin ofisine gidiyordu. Tom Riddle eğer duygularını belli eden biri olsaydı burnundan soluyor olurdu. Diğer binalardan seçilen bütün öğretmen ve öğrenciler samimi ve heyecanlı, gururlu bir sohbet içerisindeydi. Slytherin hariç. Tom Riddle ve Louis Barrow sözsüz bir yeminin içinde gibi tek kelime etmeden en arka sırada diğerlerini takip ediyordu.
Dumbledore ortalarda gözükmüyordu ama birazdan geleceği söylenmişti. Diğerleri kaynaşmış ve hararetli konuşmaların içine dalmıştı. Tom Riddle ve Louis Barrow en köşede sessizce dikiliyordu. Louis konuşmaması gerektiğini anlamıştı. Sadece beklerken diğerlerini izliyordu. Aslında oldukça dikkatliydi. Ve Tanrı biliyor, Tom Riddle'ın yanında onun küçük bir minyatürü gibi duruyordu.
Bakışları nerede aynıydı ki bilmeyen herkes sorgusuz sualsiz hangi binayı temsil ettiklerini anlardı.
"İşte bu!" Gryffindoru temsil eden savaş sanatları profesörü Tristan Blaze öğrencisi Evan Harper'ın omzuna elini babacan bir tavırla atarken herkes onlara dönmüştü çünkü sesini kontrol edememişti. Bu aptal küçük oyun onu öyle neşelendirmişti ki Tom Riddle onaylamazca başını salladı. Adama ilk andan sinir olmuştu. Bu dalgın hareketiyle çocuk başını kaldırıp ona baktı. Bunu farkettiğinde ona döndü ve kaşlarını çattı.
Dumbledore odaya girdiğinde ilk bakışı onlara oldu. Hatta biraz dikkatsiz bir bakış sayılırdı. O ikisini yan yana gördüğü ilk andı. Tom Riddle ince uzun, oldukça yakışıklı bir adamdı. Tüm dünyayı arkasına almış gibi bakan yeşil gözleri vardı. Louis Barrow yaşına göre çelimsiz ve yaşına göre uzun, kumral ve aslında çok güzel bir çocuktu. Tüm dünyanın yükünü sırtlanmış gibi bakan gözleri vardı. Ve ikisi birbirlerine bir şekilde çok benziyordu. Bu şaşkınlık onu hazırlıksız yakalamıştı. Kaşlarını kaldırdığını farketmemişti. Sonrasında hemen başını çevirmişti ama tepkisi Tom Riddle'ın gözünden kaçmamıştı. Öyleki Tom'un da kaşları çatılmıştı.
"Adil bir yarış diliyorum," dedi Dumbledore. Kuralları açıkladı ve sonra herkesle tek tek konuşup sıkıcı konuşmalarından yaptı. Tristan Blaze oldukça yapılı ve görünen yara izlerinden çıkarıldığı kadarıyla görmüş geçirmiş biriydi, buna rağmen fazlasıyla çocuk ruhluydu. Öylesine çok gryffindordu ki bu Tom Riddle'ın gözünde onu bin kat sinir bozucu yapıyordu. Koyu kızıl saçları, çenesinde aslında onu korkutucu göstermesi gereken bir yara izi vardı. Kolsuz cübbesinden görünen kaslı kolları dövmelerle doluydu. Tabiki Dumbledore'a yapış yapış bir şekilde hayrandı.
Övgüler ve birincinin gryffindor olduğunu söyleyen iddialı sözler.. Gözlerini devirdi. Louis onun bu hareketine güldüğünde çocuğa döndü. Kaşları hala çatıktı. Önüne döndüğünde ise Dumbledore'un onlara baktığını gördü.
Dumbledore en son olarak onların yanına geldi ve tebrik ettiğini, güçlü bir takım olduklarını söyledi ve bir sürü ıvır zıvır. Daha çok Louis'le konuştu. Eli çocuğun saçlarını okşadığında bu Tom Riddle'da rahatsız edici bir his uyandırmıştı. "Geçen gece olanlar için çok üzgünüm Louis." dedi. "Kendi adıma çok özür dilerim ve bir daha böyle bir şey yaşanmaması için söz veriyorum."
Sanki Tom Riddle'dan bir tepki bekler gibi ona bakmıştı ama Tom umursamazca sadece tek bir noktaya bakıyordu. Dumbledore devam etti ve yarım ay gözlüğünün üstünden çocuğa baktı. "Ama senin çok yetenekli ve zeki bir büyücü olduğunu duydum. Aslına bakarsan senin hakkında çok fazla övgü duydum. Binana ve büyücü dünyasına çok şey katacağına şimdiden emin olacağım kadar hemde. Unutma ki böyle durumlar güçlü insanlar büyütür."
Başını Tom Riddle'a çevirip, elini koluna neredeyse samimi bir tavırla attığında Tom'un kolunu çekmemek için büyük bir çaba sarfetmesi gerekti. "Ve bunun en büyük örneği de yaımızda duruyor. Eminim Profesör Riddle bu düşünceme katılacaktır. Ve sana başarıya giden yolda her türlü destek ve yardım göstereceğine eminim. Bence çok iddiali bir ikili oldunuz. Bina başkanınız Profesör Slughorn'un favorileri olarak sizden çok fazla şey beklediğini de şimdiden söyleyeyim. İyi şanslar!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnsanlık Kırıntıları (Profesör Tom Riddle)
FanficDumbledore Tom Riddle'ın öğretmenlik teklifini kabul etti ve Tom Riddle Hogwarts'ta işe başladı. Bir yandan kaledeki amaçlarını gerçekleştirirken bir yandansa öğretmenlik yaptığı küçük bir çocuğa sempati duymaya başladı. Bir şeye ne kadar sempati du...