bazen düşünüyorum, çok aptal bir insanım ben. beni asla mutlu etmeyen, aptal insanlara yıllarımı verdim. beni sürekli kötü hissettiren, bana kötü davranan, kötü etkileyen bu insanların bana zarar verdiğini bile bile hayatımdan çıkarmadım.
çünkü onlardan başka kimsem yoktu. onlar yoksa, kimse yoktu benim hayatımda.
mutsuz olmayı ben seçtim, üzülmeyi ben istedim, tüm suç bende.
kendimden iğreniyorum bu kadar zarar görmeme izin verdiğim için. aptalım işte, aptalın teki.
***
her şey 10 yıl önce başladı, bu yazlık kasabada. bir sürü şey yaşadım o yaz, hem iyi hem kötü. ailemi kaybettim, arkadaşlarım oldu, yeni bir ailenin yanında yaşamaya başladım. bunlar en kayda değer olanlarıydı.
2 temmuz 2013, 10 yaşındaydım. ailemle beraber tatile gelmiştik, küçük bir kasabaya. sahili ve denizi güzeldi, küçük bir otelde kalıyorduk, yaklaşık bir ay kalıp dönecektik.
dönemedik.
orada ailem bir kaç aileyle tanışmış bende onların çocuklarıyla kaynaşmıştım bayağı. jisung, en iyileri, changbin ve yongbok, o da iyiydi.
22 temmuz 2013, işte o gün.
ailem kasabanın daha gelişmiş tarafına, alışverişe gitmişti, bende arkadaşlarımla oynamak için gitmemiştim tabi ki. yolda çok büyük bir kaza çıkmıştı, ailemde ölmüştü. şuan bunu düşününce pek bir şey hissedemiyorum tabi.jisung ve yongbok'un aileleri beni evlat edinmek istemişti ve sonuç olarak evlat edinen ailede jisung'un ki olmuştu.
o zamanlar çok ağladığımı hatırlıyorum, çok üzülmüştüm. hala üzgünüm ama eskisi kadar hissedemiyorum.
orada jisung'un okuluna başladım, arkadaşlarıyla arkadaş oldum, iyiydi başta. hep yazı beklerdik, denizde yüzmek için, çakıl taşları toplamak için.
o sahilden topladığımız çakıl taşları, denizden çıkardığımız deniz yıldızları, deniz kabukları, çizdiğimiz resimler, dinlediğimiz şarkılar hepsi aklımdaydı.
olacak şeylerin, ben de ne olacağını bilemiyorum, anlamsız kalmaması için her şeyin başından anlatılması gerek. hikaye böyle başlıyor işte...