jisung
her şey yolunda mıydı?
hayır tabi ki, hiç bir şey yolunda değildi.
minho aptalı kendisine zarar veriyordu hyunjin yüzünden. hyunjin onu kullanıyordu, minho etrafta değilken onun hakkında konuşuyor, dalga geçiyordu. ayrıca minho'yla sevişirken ondan habersiz çektiği videoyuda herkese yaymıştı, minho bihaberdi bunların hepsinden.
belki minho farkındaydı, kim bilir? sadece sesini çıkarmıyordu belkide hyunjin'le olan ilişkilerini bozmamak için, tabi buna ilişki denilebilirse.
liseden mezun olmamıza pek az kalmıştı, hyunjin'le minho'nun ilişkisi kötüleşiyordu git gide. tabi hyunjin bunu planlanmıştı yüksek ihtimal, minho'dan sıkılmıştı.
"n'oldu minho?"
"sence?" dedi ne olduğunu anlamamı bekleyerek.
"hyunjin ile kavga ettiniz, değil mi?"
"evet." yatağa attı kendini.
"kendini üzme aptal gibi, ayrıl gitsin."
"bırakamam ben onu."
"bırakırsın amına koyayım, bırakırsın. kendini kandırmayı kes artık minho. seni onsan daha çok sevecek insanlar var, hatta bir şey söyleyeyim mi?"
"söyle."
"o seni sevmiyor bile."
"ne?"
"evet öyle. seninle oyun oynuyor farkında değilsin, herkese senin çıplak fotoğraflarını gösterdi ama sen o kadar umursamıyorsun ki. seni gerçekten sevecek biriyle olmalısın."
yüzünü astı. "öyle biri yok ki."
yatağa onun yanına geçtim, yanına uzandım. suratına baktım, o da benimkine. elimi yanağına koydum, okşadım nazikçe.
"var minho, ama farkında değilsin."
"nereden biliyorsun öyle biri olduğunu? beni mutlu etmek için saçma sapan konuşma lütfen jisung. bana aşık olmaz kimse, bari hyunjin'in yalan aşkına inanmama izin ver."
"sana söylerdim kim olduğunu ama nasıl tepki vereceğini biliyorum."
"söyle."
"hayır?"
"kendimi keserim."
"zaten kesiyorsun, daha iyi tehditler bul."
"intihar ederim."
"intihar falan edemezsin tanıyorum seni, cesaret edemezsin intihar etmeye."
"evden kaçar bir daha gelmem."
"bok yaparsın öyle bir şeyi."
"of söyle işte, birinin beni sevdiğini bilmek iyi hissettirecek."
"seviyor işte, şimdilik bunu bil yeter."
