"Onları ben öldürdüm taehyung.. onlar benim elimde can verdi ama ben sadece baktım onların kalbi durunca kendime geldim.
Ejderhamdan o günden sonra nefret etmeye başladım ben onu durdurabilirdim.. ama yapamadım!"Duyduklarımla anlamıştım herşeyi...
Jungkook meğerse ejderhasına yenik düşerek vücudunu onu teslim etmiş ejderhada siniriyle önüne gelen her kimse öldürmüştü..
Jungkook önümde sarsıla sarsıla ağlıyordu "jungkook.. senin suçun yok kendine gel sen suçlu değildin ejderhanı kontrol edememen senin suçun değil lütfen inan bana"
"Benim suçum prens benim suçum! İradesiz olmasaydım.. bu kadar çabuk kontrolü kaybetmeseydim basarabilirdim!" Diyerek ağlamaya devam etti
Onu böyle odaya çıkaramayacağımı anlayarak onu kucağıma aldım ve kafasını boynuma gömmesini sağladım hala içli içli ağlıyordu
Odaya vardığımızda kapıyı açmış ve içeri girmiştim ayağımla kapıyı örtüp yatağa ilerledim jungkook'un ağlayan bedenini yatağa yavaşça bırakıp bende yanına kuruldum anında bana sarılarak içli içli ağlamaya başladı
"Şşt geçti güzelim benim sakinleş dökme o inci tanelerini gözünden"
Dediğim de biraz sakinleşmiş geriye sadece hıçkırıkları kalmıştıBiraz sonra kucağımda mayışmış ve sonrada uykuya dalmıştı bende onun kokusuyla beraber gözlerimi dinlendirirken uyuya kalmıştım
•••••••
Uyandığımda vurulan kapı ile jungkooka bakmış onunda benim gibi uyandığını görmüştüm ben yavaşça kapıya yönelip açmıştım karşımda terzi ve elindeki takımlarla anlamıştım ne için geldiğini
"Prens tam istediğiniz gibi hazırladım umarım bu düğünden sonra bir ömür mutlu yaşarsınız" demişti sıcak gülümsemesiyle "umarım" demiştim mırıldanarak
"Hadi ben gittim prens siz de giyinin babanız buraya geliyordu"
Onu onaylamış ve kapıyı kapatıp jungkooka beyaz renginde istediğim gibi olan takımı vermiştim
O da çekingence ile almıştı
Bense yatağa doğru ilerleyip takımı oraya bırakıp üstündekileri çıkarmaya başlamıştım jungkook anında kıpkırmızı olup banyoya yönelmişti
Bende o çıkana kadar üstümü giymiştim bile..

Ben yatağa oturmuş jungkook'un bugün yaşadıklarını düşünürken jungkook banyodan çıkmış önüne gelmişti
"S-sence olmuş mu"
"güzelde ne kelime.. ay kadar parlak yıldızlar kadar güzel olmuşsun " dediğimle gözlerini yere çevirmişti

Utanmıştı
"Sizde öyle olmuşsunuz prens.."
Sırıtarak ona bakmıştım gerçekten tatlıydı bazende çok çekici••<
Babam ile krallığın önünde durmuş eşimi getirecek olan annemi bekliyorduk bütün krallık burdaydı hatta başka krallıkların kralları ve prensleri de bulunuyordu
Bir anda almışın kopmasıyla ve görünen kol kola bize doğru yaklaşan jungkook ve annem ile dikleşmiştim yerimde
Annem yanımıza gelip bizi karşı karşıya koymuş ve babam ile beraber minderleri kapmışlardı üzerlerinde bana uzatılanda jungkook'un yüzüğü jungkooka uzatılanda ise benim yüzüğüm vardı
Herkes bir beklenti ile bize bakmış yüzükleri takmamızı bekliyordu
Bende ciddiyetle annemin bana uzattığı minderden yüzüğü almış jungkook'un narin eline takmıştımJungkook ise o sırada sadece gözlerime bakıyordu ne düşünüyordu bilmiyorum
Jungkook ben onun yüzüğünü taktıktan sonra bir kaç saniye daha gözlerime bakmış ve o da babamın uzattığı minderden yüzüğü alıp benim ona göre büyük olan elime takmıştı
Onun takması ile bütün krallık alkışlamaya çiçek yaprakları atmaya başlamışlardı her tarafa
Babam ise ikimizi kendine yakınlaştırıp konuşmuştu
"Bir sonsuzluk boyunca beraber ölüm ikinci hayatınızda bile birbirinizi bulun kalpleriniz ve ruhlarınız birbirini her zaman takip etsin çocuklarım" diyerek bize sarılmıştı bizde ona
Annem ise gözünden yaş döküyordu
"Kraliçem neden döküyorsun o güzelim yaşlarını"
"Ben şimdi anneanne olucam o zaman yaşlanmıs oluyorum oğlum!" Demişti bir yandan gülüyor diğer yandan ağlıyordu
Jungkooka baktığımda kıpkırmızı kesilmişti
"Annnnee şimdiden çocuk peşindesin aişh" demiştim herkes gülmüştü
Çok güzel bir gün geçirmiştik ve sonunda eve dönmeye başlamıştık
Atlı arabasında giderken tek odağım jungkookdu jungkook ise bana arada bakış atıyor benim baktığımı görünce anında kafasını çeviriyordu
Şuan da benim odağım jungkookta jungkook'un odağı parmağındaki yüzükteydi.Gözleri bir kırmızıya bir laciverte bir normal rengine dönmeye başladığında kaşlarımı çatmıştım daha önce hiç böyle olmamışdı
Jungkook'un gözü hala yüzükteydi
"Özür dilerim efendim lütfen bunu yapmayın.. bu sadece kağıt üzerinde birşey- hayır! Efendim öyle birşey yok lütfen güçlerimi almayın ben o dediğinizi yapamam.. ben aşık olamam ve bu yüzden sonsuza kadar güçlerim gitmiş olur! Ef-efendi-" tam bu anda jungkook at arabasının içinde kıvranmaya başlamıştı
"Jungkook! Jungkook iyi misin"
Gözleri renk değiştirip her zamanki lacivert olmuştu ve son cümlesi şu olmuştu "ben aşık olamam efendim.. güçlerimi hiç bir zaman alamayacağım.."
Demiş ve kıvranmaları son bulup kendini karanlığa bırakmıştı..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Oy vermeyi unutmayın<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the king's chosen dragon || taekook
Diversoskim Taehyung kim krallığının prensiydi hemde ejderhaları kontrol edebilen tek kişiydi jeon jungkook ise gizli kimliklikli prens kimden kaçan iradesiz ejderhaydı smut içericek çerezlik fic