~10~

196 10 2
                                    

Otobüs yolculuklarında müzik dinlemeyi çok severdim. Kafamı cama yaslar etrafı izlerdim ama benimki filmlerdeki gibi olmazdı. Durmadan kafam cama çarptığı için ben
de kafamı koltuğa yasladım.

Kerem ve Baran da bizimle geliyorlardı. Şehir merkezine geldiğimizde ise onlar ailelerinin yanlarına gideceklerdi.

Otobüs yine her zamanki gibi şen şakraktı. Ben tabiki Meryem'le oturuyordum. Ne kadar saçmalasa da kulaklığımı takdığım için bu saçmalıklarını dinlemiyordum.

Otobüs yavaş yavaş durmaya başladığında mola vereceğimizi anlamıştım. Etrafı izleyerek tuvalete yaklaştığımda arkama dönüp baktım. Kerem gözükmüyordu ortalıklarda. Sanırım otobüste dinleniyordu.

Suyu açtığımda birden irkildim. Su fazla soğuktu. Hızlı hızlı elimi yüzümü yıkadıktan sonra dışarıya çıktım. Temiz hava ciğerlerimi dolduruyordu.

Otobüse bindikten 5-10 dakika sonra otobüs yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Şoför herkes burada mı diye kontrol yaptığında bir kişi eksikti. Herkes kimin olmadığına bakıyordu. Arka koltuktan Mustafa
"Hocam Utku yok" dedi. Yine geç kalmıştı uyuşuk.

Hepimiz otobüsten hızlı adımlarla inerek Utku'yu aramaya başladık. Ne kadar iyi anlaşamasak da onun için endişeleniyordum. Herkes çok telaşlı görünüyordu. Acaba ona kötü bir şey mi oldu sorularını kendimize sormaktan alıkoyamıyorduk.

Her yere bakmıştık neredeyse. Birden Taha bu tarafa doğru üzgün bir şekilde baktı.

"Çabuk buraya gelin." hepimiz sesin geldiği tarafa doğru koşmaya başladık.

Taha'nın seslendiği yere vardığımızda bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Biri Utku'yu kaşı ve dudağı patlayana kadar dövmüştü. Karnına da tekme atmıştı sanırım. Durmadan 'karnım karnım' diye sayıklıyordu. Tek dikkatimi çeken şey ise duvardaki yazıydı.

SEVENLERİNİ TEK TEK ELİNDEN ALACAĞIM. K.S.

K.S.'nin kim olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.

Erkekler Utku'yu otobüse kadar taşıdılar.

Etrafı izledikçe gözlerim kapanıyordu. Evet yine uyuyakalacaktım. Görüşürüz gökyüzü, görüşürüz insanlar...

Uyandığımda neredeyse okula varmıştık. Utku'nun başına gelenleri anlatmak için kardeşi Mete'yi arayadım. Olayı anlattıktan sonra ailesiyle beraber okulda bekleyeceklerini söyledi. Fazlasıyla şaşırmış ve üzülmüştü.

Ailelerimiz bizi okulda bekliyordu. Sezonu yarılamıştık. Teog sınavına az kalmıştı. Bir kaç gün evde dinlendikten sonra derslere sıkı bir şekilde çalışmalıydım.

Meryem Kerem'le Baran'ın bulunduğu koltuğa doğru ilerliyordu. Sanırım özel bir şeyler konuşacaklardı.Meryem Baran'ın yanına oturmak isteyince mecburen Kerem ayakta kaldı . Ah ne kadar güzel! Tek boş koltuk benim yanımda olunca mecburen yanıma oturmak zorunda kaldı.

"Dayanamayıp yine otobüste uyudun sevgilim." biz sevgili değildik. Yani o benimle sevgili olabilirdi ama ben onunla kesinlikle sevgili değildim.

"Bu aralar çok yorgunum hem daha önümde önemli bir sınavım var ona çalışmalıyım." diye karşılık verince bir şeyler düşünmeye başladı.

"Seni sınava çalıştırabilirim ." evet çalıştırabilirdi. Çünkü benden 1 yaş büyüktü ve önceden bizim bu sene gireceğimiz Teog sınavına geçen sene o da girmişti.

"Ya bilmiyorum şartlar uygun olursa beraber çalışabiliriz." dedikten sonra bu dediğimi umursamaz gibi bana baktı.

Okula vardığımızda herkes bir hüzünlendi. Baran ve Meryem son kez birbirlerine sarılıyorlardı. Bence son kez değildi ama neyse. Etrafa göz atarken yanımda duran Kerem'le göz göze geldik.

OYUN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin