20

921 110 13
                                    




hyunjin beni az sonra evde olacağım tarzı bir mesajla bilgilendirdiğinde pijamalarımla tüm paspallığımdan kurtulmam birkaç dakikamı almıştı. neredeyse üç gündür pek görüşemediğimizden zaman kaybetmeden suratını görmek ve biraz da onu azarlamak istiyordum işim var bahanesiyle günlerdir beni aksattığından. bu yüzden hızlıca hyunjin'in dükkanına açılan kapının önünde bitmiştim. kapıyı açtığım gibi karşımda duvar gibi dikilen hyunjin'de pek beklediğim bir şey değildi tabii. bu yüzden anlık bir şokla yerimde sıçramış "ne yapıyorsun be?" diye bağırmıştım ona.

benim suratıma karşın yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşmiş, bir çırpıda beni kollarına alıp sıkıca sarılırken "seni bekliyordum." demişti. bu tavırların karşısında tabii yine yumuşamıştım. hyunjin'le rutinimizdi artık, ben bir şeyler için ona kızıyordum o da iki saniye içinde yaptığı ufacık şeylerle beni kandırmayı başarıyordu.

birkaç saniyelik sarılmamız sonrası benden birazcık uzaklaşıp dudaklarımdan küçük bir öpücük çalmış, tepki vermeme bile izin vermeden bana sırtını dönüp merdivenleri inmeye başlamıştı. bu heyecanını ve mutluluğunu neye borçluyduk acaba?

meraklı meraklı arkasından inerken "sana bir sürprizim var." demesi merakımı daha da körüklemiş, sevimli gülümsemesi yüzünden ben de gülümsemeye başlamıştım.

merdivenler nihayet bittiğinde hyunjin tam önümde dikilip görüş alanımı kapatmış, avuçlarını aniden gözlerime kapatmıştı. "bakalım beğenecek misin?" derken ellerini gözlerimden çekmeden arkama geçmiş, sonra tek elini hızlı bir hareketle belime indirmişti. ilermemem için belimden hafifçe ittirdiğinde gözlerim kapalı olduğundan onun beni yönlendirmesine izin vermiştim.

kısacık bir yol sonrası sabırsızca "hadi artık." diye söylendiğimden duraksamış, gözlerimi açmadan öylece arkamda dikilmeye devam etmişti. meraklı olmasam bu anı gayet seksüel bir biçimde yorumlayabilirdim ama hyunjin'in bana sürpriz yapacağı için sahip olduğu o yüz ifadesi yalnızca tatlılığından yanaklarımın içini ısırmama neden oluyordu. eşek kadar herifin bu kadar sevimli olabilmesi de inanılmazdı yani.

neyse, hyunjin elini belimden çekmeden, bu detay önemli, nihayet gözlerimi açmaya karar verdiğinde elini çektiğini hissettiğim gibi sıkıca yumduğum gözlerimi açmıştım ben de.

tabii karşımda hyunjin'in dövme yatağının hemen yanına kurulmuş başka bir dövme yatağı daha görmek beklediğim son şey falandı.

şoktan ağzım bir karış açılmış, hyunjin kafasını sağ omzum üzerinden uzatarak tepkime bakmaya çalışıyordu. gerçekten ne hissedeceğimi bir an kestirememiş "siktir, şaka yapıyorsun?" diye cırlamıştım. dövme yatağının yanı sıra resmen her şeyi halihazırda kurmuştu. cihaz sehpasının her rafı özenle yerlemiş, üzerine hyunjin kendince tatlı tatlı stickerlar yapıştırmıştı. bunun benim için olduğunu bilmek neredeyse mutluluktan ağlatıyordu beni. neredeyse tabii. karizmam çizilmesin.

mutluluktan yüzümde kocaman bir gülümseme yer edinirken hyunjin'in kafasının hala omzum üzerinde oluşundan faydalanıp, gülümsemesi üzerine dudaklarımı kapatarak sakin bir öpüşme içine çekmiştim ikimizi de. tek elinin belimde olmasından yararlanarak beni iyice kendine çekmiş, sırtım gövdesine yapışırken elim ensesine kaymış; sıkıca kavramıştım saçlarını.

sakince ve aslında teşekkür etme amaçlı başlattığım öpüşme ani bir şekilde olabilecek en ateşli öpüşmeye dönüşmüş, hyunjin diliyle ağzımı talan ederken yalnızca onun elim altındaki saçlarını çekiştirebilmiştim. dudağımı ısırıp, çekiştiriyor, dilini dilime sürtüyor ve beni başarıyla inletiyordu.

blurskinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin