1

4K 450 382
                                    

2005

"O kadınla yattın!"

diye bağırdı kadın, eşyalarını valize doldurmaya çalışan adama doğru. Kıyafetlerini ve birkaç eşyasını daha koyduktan sonra valizi kapatıp bir hışımla odadan çıktı ve kapıya yöneldi.

"Seni ve o aptal çocuğunu istemiyorum."

diyerek, gözyaşları içinde boğulan küçük çocuğu işaret etti adam.

"Çocuğu bana bırakıp öylece gidemezsin, ben nefret ediyorum bundan!"

Kadın da adam gibi yerden onlara bakan küçük bedeni gösterdi.

"Umrumda değil."

dedikten sonra evden çıktı, bir daha gelmemek üzere.

Kadın öfkeyle çocuğa döndü.

"Hepsi senin yüzünden! Sen olmasaydın bunlar olmazdı Jisung!"

5 yaşındaki küçük bir çocuğun ne suçu olabilirdi ki?

***

5 yaşında etrafa meraklı ve korku dolu gözlerle bakan küçük bir beden. Geldiği yerin neresi olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Etrafta koşuşturan büyük küçük çocuklar, onları gözetleyen bir öğretmen vardı. Burası yetimhaneydi, Jisung'un yeni evi.

"Gel bakalım, sana odanı göstereyim."

"Annem nerde?"

diye sormuştu masumca Jisung. Nerede olduğunu, bu insanların kim olduğunu, neden burada olduğunu bilmiyordu. Kadın küçüğün boyuna gelecek şekilde eğildi.

"Annen bir yere gitti, bir süre burada kalacaksın. Şimdi odana gidelim ve arkadaşlarınla tanışalım, olur mu?"

Kafasını sallamakla yetişmişti Jisung.
Kadın Jisung'un elinden tutarak onu dört kişilik bir odaya getirmişti.

"Çocuklar bu yeni arkadaşınız Han Jisung. Bundan sonra sizinle kalacak, Hyunjin sen tanıtırsın burayı Jisung'a değil mi?"

Hyunjin gülümseyerek Jisung'un yanına geldi.

"Tabii ki öğretmenim, hoşgeldin Jisung!"

Çocuğun heyecanlı tavrı Jisung'u güldürmüştü. Kadın odadan çıktıktan sonra diğerleri de Jisung'un etrafına toplandılar.

"Merhaba ben Beomgyu."

"Ben Taehyun."

"Memnun oldum, ben de Jisung."

Jisung çekingen bir tavırla konuşmuştu.

"Kaç yaşındasın?"

"Nereden geldin?"

"Artık hep burada mı kalacaksın?"

"Annen baban var mı?"

"Yah! Bi susun."

diyerek onları susturmuştu Hyunjin. 'Annen baban var mı?' Bu soru çok kafasına takılmıştı küçük Jisung'un.

"Buraya annesi babası olmayanlar mı geliyor?"

"Bizim yok, burası yetimhane."

***

2016

Sabah kahvaltısından sonra çantasını alıp okul için yola çıkmıştı Jisung. Büyüdükçe her şeyi çok daha iyi anlıyordu. Yetimhaneye geleli 11 yıl geçmişti, artık alışmış ve kabullenmişti.

"Han Jisung?"

Arkasını dönüp kendine seslenen adama baktı. Adam Jisung'a bir kağıt uzattı.

"Annen, bu adreste yaşıyor."

Jisung kendine uzatılan kağıdı aldı.

"Annem mi? Ama-"

Kafasını kaldırdığında az önceki adam yoktu, gitmişti.

Tekrar kağıda yöneltti gözlerini.

"Geleceğim anne, sen beni istemesende... Geleceğim."

"Jisung!"

Jisung kolundan sertçe çekilmesiyle dengesini koruyamayıp yere düştü.

"Önüne baksana amına koyayım, araba çarpıyordu."

Onunla birlikte yere düşen Hyunjin ayağa kalkıp Jisung'a elini uzattı.

"Fark etmemiştim."

Yerden kalkarken konuşmuştu.

"Bir şey mi oldu, neye bakıyordun?"

"Hiç boş ver. Geç kalacağız, hadi gidelim."

"Jisung-"

"Ne var Hyunjin?"

Kafasını kaldırıp dolu gözleriyle baktı Jisung, Hyunjin'e.

Dolmuştu Jisung, o kadar dolmuştu ki yıllardır içinde tuttuğu her şeyi kusmak istedi.

"Bir şeyi söylemek istemiyorsam, söylemem. Zorunda değilim, lütfen üsteleme."

"İyi misin sen?"

"Gidiyorum ben geç kalmak istemiyorum."

dedikten sonra gitmişti Jisung.

***

2019

"Harbi gidiyor musun lan?"

diyerek valizini toparlayan oğlana yaklaştı Hyunjin.

"Gitmem gerek, annemi bulacağım."

"Tanıdığın kimse yok, ne yapacaksın tek başına?"

"Hyunjin... Farkında mısın bilmiyorum ama ben artık bir yetişkinim."

Vedanın verdiği huzursuzluk kaplamıştı Jisung'un zihnini. Belki de uzun bir süre göremeyeceği, en yakın arkadaşına sarıldı.

"Endişelenme Jisung, ben her daim burada olacağım. İstediğin zaman beni arayabilirsin, üniversiteyi bitirdiğim zaman da yanına geleceğim."

"Görüşürüz Hyunjin, görüşürüz kardeşim."

"Tabii ki görüşeceğiz aptal."

Jisung diğer arkadaşları ve öğretmenleriyle de vedalaştıktan sonra ayrıldı yetimhaneden. Gidiyordu işte, onca yıl sonra; kendisini bile istemeyen annesini bulmak için gidiyordu.

Yıllardır hiç dinmeyen bir anne özlemi vardı içinde. Hatırlamıyordu onun kokusunu, sevgisini, yüzünü. Jisung hala çocuktu, büyüyememişti.

Hiç bilmediği bir şehirde yapayalnız kalacaktı ama buna rağmen gitmeye razıydı. Evlat sevgisi bu olsa gerek.

selamlar, yeni bir ficle karsinizdayim. oy vermeyi unutmayin, seviliyorsunuz!💘

Little BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin