14

475 39 40
                                    

Beni yıkamasının ardından üstümüzü giyinip yatağa geçtik. Başım göğsünde, eli karnımda yatarken "Lavinia ne demek Beomgyu?" diye sordu. Yutkunmuştum dediğiyle. Yalan düşünürken "Şeyy bir çiçek ismi ya. Onun gibi kokuyorsun da o yüzden dedim öyle." dedim hemen.

Bir süre sessizlik hakim olurken eli karnımda bir aşağı bir yukarı gezinmeye başladı. Verdiği kelebek hissi ile "Korktuğunu söylemiştin ama düğüne bir gün kaldığı için ailem yarın buraya gelip kalmak istiyor. Kesin bir şey söylemedim eğer istemezsen diye. Senin için sorun var mı gelmelerinde?" diye sordu.

Düğüne çok az kaldığını hatırladığımda biraz endişelenmiştim. Belli etmemeye çalışarak "Hayır sorun değil. Hem belki aradaki buzları eritiriz böylece." dedim.

Aslında gelmesin isterdim, çünkü o kadın hakkında içimde kötü bir his vardı. Ama 'anneni istemiyorum' demek kaba gelmişti gözüme. Tek umudum buzları gerçekten eritebilmemizdi. "Eğer bir şey derse söyle olur mu?" demişti. Bu beni daha çok germişken "Hmhm." diye mırıldanarak cevap verdim.

Kısa bir süre sonra uykuya dalmıştım. Sabah uyandığımda yatakta çapraz bir şekilde yattığımı farkettim. Yeonjun'un yüzünün dibindeydim ve bu çok hoşuma gitmişti. Hiç kalkasım olmadığı için öylece durup Yeonjun'u izledim.

Bir kaç dakika sonra o da yavaşça gözlerini açmış ve bana dönmüştü. Dudaklarımız arasında santimler varken gözleri bile gülümseyerek "Günaydın Gyu." demişti bana.

Bende dudağıma değen nefesiyle zar zor nefes almaya çalışırken "Günaydın Yeon." diye cevapladım. Dudaklarında takılı kalan gözlerim ile gülümsemişti. Tam o sırada alt kattan kapı zili sesi gelince bunun bir hayal olmasını istedim.

Ciddi olamazsın. Kim bu saatte gelirdi ki? Hemde böyle uyandığımız bir günün sabahında. Yeonjun'un "Saat kaç? Kim gelir bu saatte?" demesiyle kalktım üstünden. Saate baktığımızda öğle olduğunu farkettik. Bu bizim için tuhaftı çünkü genelde sekiz, dokuz gibi midemin bulanmasıyla uyanıyorduk.

Beraber odadan çıkarken sağ elimi tuttuğunda oraya döndüm. Yüzüğümün yokluğunu o an farkettim. "Yüzüğüm nerede?" diye sordum. Bana dönüp "Duşa girerken çıkarmıştım." dedi. "Geri taksaydın keşke çıktığımızda." dedim bende ona dönük. En alt kata geldiğimizde "Unutmuşum." dedi ve kapıyı açtı.

Annesi ve babası karşımızda duruyordu. Annesinin egoist bakışları altında ezildiğimi hissettim. Sol elimde bu yüzden istemsizce karnıma gitti. Sanki ezildiğimde bana ne olacağı umrumda olmayacaktı da onun kılına zarar gelmesin istemiştim.

Karnımdaki elime daha sonra da Yeonjun'un elinde olan elime döndürdüğü bakışlarından sonra tekrar yüzüme döndü. Yeonjun geçmeleri için yer açtıktan sonra ellerinde iki küçük bavul olan görevlileri de arkalarında bitti.

Anne babasından sonra geçmelerine izin vermediği görevlilerin ellerinden bavulları aldı Yeonjun ve kapıyı kapadık. Ben Yeonjun'un yanından ayrılmıyorken annesiyle babası eve göz gezdiriyordu. "Oturma odasına geçin isterseniz, oradaki kapı." dedi oturma odasını göstererek.

Onlar oraya geçtiğinde "Daha önce evine gelmediler mi ki?" diye sordum. O da "İlk gelişleri. Neyse sende geç otur istersen. Ben bunları misafir odasına bırakacağım." diye cevapladı. Başımı olumlu anlamda sallayıp "Çok oyalanma lavinia." diyip yanağına öpücük, yüzüne de bir gülümseme yerleştirip oturma odasına geçtim.

"Hoş geldiniz Bay ve Bayan Choi." Odaya girdikten sonra söylediğim şeyle bana dönmüşlerdi. Bay Choi yukardan bakışlarıyla "Pek hoş bulmadık. Evde hep geceliklerinizle mi gezersiniz?" dediğinde ayıcık desenli pijamalarımın varlığını hatırlamıştım.

Gerginlikle pijamayı avcumun içine alıp sıkarak "Aslında hayır ama uyuyorduk bu yüzd-" diyorken Bayan Choi sözümü kesip "Bu saate kadar mı?" diye sormuştu. Gerginlikten ellerim titremeye başlamışken içeri Yeonjun girip "Dün biraz ateşlendiği için geç uyuduk. Şimdi sorgulamayı keser misiniz?" dediğinde üstünü giyindiğini farkettim.

Yanıma gelip oturacağı sırada "B-ben üstümü değiştireyim o halde." diyip oturma odasından kimsenin yüzüne bakmadan çıktım. Ailesinin nesi vardı böyle? Hamile biriyle konuştuklarının farkında değiller miydi?

Normalde böyle şeylere kırılmazdım belki hatta kafa tutardım. Ama bu dönemlerde her şeye ağlayabiliyordum. Gözlerim dolduğunda odaya varmıştım. Kapıyı hemen kapadım ve akan gözyaşlarımı sildim.

Onlara bunu gösteremezdim. Kapının arkasından ayrılıp üstümü de hızlı bir şekilde değiştirip tekrar aşağıya indim. Odaya girdiğimde hepsi suspus olmuştu. Yeonjun'un yanındaki yerimi aldığımda elini elime yaklaştırdığını gördüğüm an kaçırmaya çalışmıştım ama yakalamıştı. Annesi ve babası varken ne yapıyordu bu?

"Annen, baban nasıl karşıladı bu durumu Beomgyu?" diye sordu Bayan Choi. Annesine korkuyla dönüp "Aslında ebeveynlerimin ikisi de erkek ve benim adıma sevindiklerini söylediler." dedim. "Demek bu yüzden bu rahatlık." gibi bir şeyler mırıldandı Bay Choi.

Bayan Choi ise "Aa peki. Yeonjun, yüzük mü aldın Beomgyu'ya? Bakabilir miyim Beomgyu?" diye sordu. Elimi ona doğru uzatacakken Yeonjun izin vermedi. Ona döndüğümde "Bize bir müsaade edin." dedi ve kalkıp beni de peşinden sürükledi.

Mutfağa girdiğimizde şaşkın bakışlarımı umursamadan dudaklarımı öpüp geri çekildi ve "Sorduğu soruları cevaplamak zorunda değilsin ya da onun dediklerini yapmak zorundada değilsin. Onlar yüzünden geceliklerini değiştirmen bile gerekmiyor, tamam mı Gyu?" dedi.

Kalp atışlarım hızlanırken "Sen az önce hiç bir şey yokken beni mi öptün lavinia? Çok güzeldi. Arada yapsana bunu." dedim. Ne diyorum ben? Sırıtarak bana bakarken "Devrelerin yanıyor yapmıyım bence. Neyse geçelim hadi." dedi. "Sen geç ben su içip gelirim." dedim.

O da daha çok gülümseyerek içeri geçti. Oturma odasına girdiği an yüzünden silineceğini biliyordum. Yüzünü güldürmek hoşuma gitmişken sırıtarak bardağa su doldurup içtim. Durulayıp kenara bıraktığım bardağa arkamı döndüğüm an korkuyla geriye bir adım atmaya çalıştım ve belim tezgaha çarptı.

Canımın acıdığını belli etmemeye çalışarak Bayan Choi'ye baktım.

...

diger bolum Bayan Choi'ye sovebilirsiniz arkadaslar haberiniz olsun (belki bu bolum bile sovmussunuzdur bilmiyorum)

sinav haftasindaysaniz sinavlariniz nasil geciyor bakalim

ayrica kitap hakkinda ne dusunuyorsunuz malca yaptigim bir sey yok degil mi (mal oldugum icin malca bir sey yapma ihtimalim cok yuksek)

'Cause You Hate MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin