"Dinliyoruz Jeongin, anlat herşeyi."
"O çocuk gerçekten abin miydi?"
"Bayağı da benziyorsunuz ha"
"Sana birşey yaptı mı?"
"Neler söyledi sana?"
"Neden gidip geri gelmiş şimdi peki?"
Minho ayağa kalkıp Jeongin'in önüne geçti. "Jeongin'in biraz dinlenmeye ihtiyacı var. İyi görünmüyor. Şu çocuk hakkında Jeongin anlatana kadar konuşmayı bırakın, sinirleniyorum."
"Ama-"
Changbin, Jeongin'in kolundan tuttu.
"Minho haklı, çok üstüne gitmeyelim. Sen git dinlen biraz Jeongin."
Jeongin eğik başını kaldırmadan 'tamam' diye mırıldanıp salondan çıkmıştı. Jisung Changbin'in kulağına yaklaşıp fısıldadı. "Birazdan gidip baş başa konuşursunuz. Hepimizle konuşunca bunalabilir belki..?"
Changbin başını olumlu anlamda salladığında koridordan gelen kapı sesiyle herkes oraya yöneldi.
"Anne, sen misin?"
"Minho! Jeongin nerede?"
"Anne sakin tamam, o iyi. Odasında... Ya ama ağlama artık lütfen ya!"
"Minho.. Ben çok korktum."
Minho iç çekip annesinin başını göğsüne yasladı ve saçlarına öpücük kondurdu. "Geçti anne, hepimiz iyiyiz merak etme..."
Jisung ağzını 'o' şeklinde açarak Minho'ya bakıyordu. "Yanlış anlamayın pek zamanı değil biliyorum ama, bu hallerini görmeye alışık değilim açıkçası."
"Ne varmış benim oğluşumun hâlinde? Benim aslan oğluşum! Bebişim benim!"
"Ya anne! Arkadaşlarımın yanında yapma dedikçe her yerde yapıyorsun bunu!"
"Sus bakayım! Bana cevap mı veriyorsun sen?"
"Yok anne."
"Adam ol geçen gün yaptığım şeyi yaparım sana."
Bayan Lee yatak odasına geçtiğinde Minho kırmızı yanaklarıyla arkadaşlarına döndü. Arkadaşları her neyse, asıl utandığı kişi Jisung'du.
Jisung ise onun annesine karşı aniden kişilik değiştirmesine gülüyordu. Seungmin bakışmaları bölüp konuşmaya başladı.
"Annenin bahsettiği şey de neydi?"
"Boşverin-"
"Ya! Söyle ne olacak?"
"Çöpü atmamı söylemişti ama ben oyuna dalmıştım ve atmayı unutmuştum. Sonra mutfak leş gibi çöp kokmuştu. Annem de ceza olarak ağzıma peçete tıkmıştı.."
Hyunjin Minho'ya kapak çekip koltuğa çıktı.
"Ne oldu lan amip!? Nasıl bir hismiş anladın mı şimdi? Harin teyze best idolüm ya! Parti kur oy verelim Harin teyz-"
Hyunjin ağzına tıkılan peçetelerle kendini koltuğa attı.
"Elham oku elham! Drama queenlik yapacaksan insan gibi yapacaksın!"
"Minho, ne yapıyorsunuz oğlum? Ne bu gürültü?"
"Oyun oynuyoruz anne, dimi Hyunjin?"
Hyunjin tüm üstün oyunculuk yeteneklerini konuşturarak Bayan Lee'yi gördüğü an gözlerini yummuş, ölmemeye çalışıyordu.
"Ne oyunu Minho, çocuk geberiyor!"
Minho arkasına döndüğünde kıpkırmızı kesilmiş Hyunjin'e şaşkınca bakiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peter Pan Sendromu |JeongBin|
Fanfiction"Hey Changbin bak! Bak ne yapıyorum!" "Jeongin kaç yaşına geldin hala küçük çocuk gibi davranıyorsun" Gülümsemesi büyüdü Jeongin'in. "Ben hala küçük bir çocuğum belki, ha?"