#4

59 12 5
                                    

Harbi sıçmıştık, artık kızlara sıçtığımızdan bir tabak yapıp içine işeyip servis edecektik. Kafamda beliren ampulle Emre' ye döndüm.
BUĞRA:"Para sıçan çocuk."
YUNUS:"Abi bıktım ya, alın götüm sizin olsun amına koyayım."
BERKE:"Kanka bize cebin lazım biraz."
DEMİR:"Aşkım hadi."
BUĞRA:"Demir gay misin yavrum?"
DEMİR:"Kafam gidik hacı." Başımı salladım, önce bir kendimizi toparlamamız lazımdı. Ne dediğimi anlarcasına Yağız konuştu.
YAĞIZ:"Lan bir toparlanın, balıktan çıkmış suya dönmüşsünüz."
ALİ MERT:"Abi o sudan çıkmış balık değil miydi ya? Balığa girmiş su da olabilir, bilmiyorum"
BUĞRA:"25 kuruşluk bardak su içtiğinizi biliyorum. Başka ne böyle kafa yapabilir ki."
CEM:"Harbi salaksınız. Ev yemekleri yapan bir kadına yemek yaptıracağım ben. Siz karışmayın. Daha çok batmasın iş." Yani ne diyeyim Cem haklıydı. Biz bir şeyler yapmaya çalışırsak bok çuvalına dönerdi her şey.

Cem ile birlikte ev yemekleri yapan bir dükkana girdik.
CEM:"Abla bir bakar mısın?" Vaays, çocuk işini biliyor.
TEYZE GÖRÜNÜMLÜ ABLA:"O kadar genç gösteriyor muyum ayol?"
CEM:"Tabii ablacığım, menüde ne var?" Dedi ve gülümsedi.
TEYZE:"Taze fasulye, mercimek çorbası ve pilav var çocuğum. Sen ne yakışıklı bir kızanmışsın be. Tanıştırıvereyim mi seni kızımla?"
CEM:"Abla sen doldur yemeklerden. Tanışırız." Dedi ve bir kez daha gülümsedi. Bilerek mi yapıyor yoksa içten mi anlayamadım ama...
BUĞRA:"Ablam ben de diğer kızınla tanışıyım mı?"
TEYZE:"Kııız, pek de uyarsınız siz. Hadi bunlar damatlarıma benden olsun." Dedi ve gülümsedi. Kapıya doğru ilerlerken teyzeye sordum.
BUĞRA:"Abla ben daha yakışıklı değil miyim?" Sorumdan sonra Cem kafama sağlam bir tokat geçirdi. Cem' den kaçarken eve 1926282711727 beygir gücünde koşturdum. Mallıklarımı çekemiyordu bu çocuk, ya da yakışıklılığımı. Evet, evet. Yakışıklılığımı.

Kızları aramış, eve çağırmıştık. Sesimdeki cazibeye dayanamayıp gelmişlerdi tabii ki. Şu an kapıdayız. Sude' ye göz kırptım ve çantasını kafama geçirdi.
SUDE:"Senin o mavilerini oyarım."
MELİKE:"Hiii, gerizekâlı. Sen kime göz kırpıyorsun lan? Senin götünü kırparım lan ben."
BUĞRA:"Kızlar biliyorum çok etkileyiciyim ama birinizi kabul edebilirim dedim ve sırıttım. Bu sefer kafama Berke vurdu.
BERKE:"Ben kız olsam, senin ebeni sikmiştim." Berin oradan atladı.
BERİN:"Olan hep ebeye oluyor." Tam anlamıyla maldık.

Kızlar masaya oturunca içimde bir şeyler hareketlenmeye başladı. Kızlar yemeye başlayınca heyecandan çişim geldi.
BEYZA:"Melike bu senin babaannenin yemeklerine benzemiyor mu?" Bir 'ah!' sesi yükseldi Melike' den.
MELİKE:"Sahi lan, benziyor."
MERYEM:"Melike' nin babaannesinin bir de dükkanı vardı değil mi kızlar?"
SİMA:"Aaa, aynen. Buranın yakınlarında değil miydi orası?"
Sıçışımızı resmi olarak ilan etmiştik. Kızların kafaları bir an da bize döndü.
BETÜL:"Bir açıklamanız var mı?"
AYAZ:"Aslında şey biz, ııı. Şey ya, hani şey şey.
SİMA:"Şeyler götürsün seni."
CEM:"Yalan söylemeyelim. Evet, o dükkandan almış olmalıyız." Beklemediğimiz bir an da Melike ayağa kalktı ve seslendi.
MELİKE:"Oooo, feyke geldiniz."
BETÜL:"Zaaaahahhahahhaaa."
SUDE:"Zuaaa." 10 mal kıza kanmıştık. Kızlar asıl şeytanlardır. Biz melek derdik lan. İç ses bana cevap verme, peki.
BERİN:"Melike' nin babaannesinin dükkanı yok ki lan hihihihhiii."
DEMİR:"He, pantolon değil etek giyiyor o zaman." Herkesten 'ıyyy.' temalı bir nida yükseldi.
MERYEM:"Demir senden soğudum, şimdi zor bükülürsün." İğrenç espiriler gününde miyiz lan? Kaldıramıyor yüreğim.

Balkona sigara içmeye çıktık. Kızların çoğu sigara içmiyordu. Beyza ve Melike içiyordu bir tek. Cebimden bir Marlboro çıkardım ve sigaramı yaktım.
Çok mu aptaldım? Biraz daha mı güçlü durmalıydım? Sevdiğimi belli etmemeli miydim? Daha da önemlisi kimi seviyordum? Cansu yu mu, yoksa... Yoksa onu mu?
BEYZA:"Hassiktir."
MELİKE:"Yavrum iyi misin? Dalmışım kanka, pardon. Hayvoş, cevap ver."
BEYZA:"Kanka yani biraz izmariti elimde söndürdün gibi oldu ama." Cenk' e baktım. Panik yapmıştı. Hafifçe güldüm.
BUĞRA:"Cenk yardım eder sana, o bu konularda uzman."
CENK:"Geçmişi açma." Sert bir şekilde söylemişti bunu. Bu söyleyişten sonra konuyu açmak daha fazla yememişti. Sofrayı toplamadıktan sonra salon'a geçtik. Tabi bu geçiş süresinde de bir ton laf yedik kızlardan. Gözüm saate ilişti,epey geç olmuştu.
Sima:" E biz kalkalım artık."
Beyza:" Bu saatte taksi bizi eve değil başka yerlere götürür."
Betül:" Güvenmiyiruumda"
Kızlara bizde kalmalarını söyledik, bir şekilde sığışırdık. İlk başta itiraz etselerde sonunda çoğunluk kalma fikrinden yana geldi.

Bu sırada Sude'nin telefonu çaldı konuşmak için bahçeye çıkması beni bir hayli tedirgin etti ve ben de ne olur ne olmaz diye peşinden gittim. Hayır yani bu saatte aranır mı be olum?
Sude biraz tereddütlede olsa telefonu açtı. Ve konuşmaya başladı.
Efendim hayatım?
Hayatım ne lan öyle vıcık vıcık. İlla birine o lanet kelimeyi söyleyecekse o ben olmalıydım. İç sesimin allah belasını versin.
He evet canım bi arkadaşta kalıyoruz, kızlarla. Ben seni sonra arayayım hadi canım bye bye.
Telefonu kapattıktan sonra "gerizekalı yaptığın her şeyi ödeyeceksin" dedi kısık bir sesle. Çok yakınında olduğum için duyabilmiştim. arkasına dönmesiyle beni görmesi bir oldu. Ben ise hızımı alamayıp ağzıma ne geldiyse söyledim, ben bile kendimi bu halde görmemiştim.
Buğra:" Kızım sen hiç kendinden başka kimseyi düşünmez misin? İnsanlar senin kuklan falan değil kendine gel!"
Sude:" Sanane be,sen kendini ne sanıyorsun gerizekalı?"

Sude bağırarak söylediği için diğerleride etrafımıza toplanmıştı.
Buğra:" Ben sırf aramızda bişeyler olabilir umuduyla yaptığın bütün saçmalıklara katlandım! Hiç birinde sesimi çıkartmadım,ama değmezmişsin kızım yazık lan."
Sude bir iki adım attıktan sonra;
Sude:" Buğra ileri gidiyorsun. "
Buğra:" Ben mi ileri gidiyorum? Senin kendinden başka kimseyi düşünmeyen,insanları kullanan,kimseyi sevmeyen birinin bunu söylemesi tuhaf.

Bunları söylememle Sude'nin gözlerinin dolması bir oldu. Böyle bir tepki beklemiyorken kendini biraz topladı, gözlerimin içine bir süre baktı.

Sude:" Ben mi kullanıyorum insanları? Bak anlayamazsın tamam mı? Benim neler yaşadığımı anlayamazsın. Sen bütün kızların dönüp iki kez bakacağı kadar yakışıklısın, ailen zengin/anlayışlı. Belli ki rahat büyümüşsün. Bir dediğin iki olmamış. Ama benim hayatım öyle değil. Ben mi kimseyi sevemem? Ben çok sevdim uğruna canımı verecek kadar çok. Ama bana seni seviyorum diyen adamı aynı gün içinde başka bir kızla el ele görmüşler. Benim o gün canım şuan ki kadar çok yandı. Ve ben senden bunları beklemezdim,ya sen bana nasıl söyleyebilirsin bunları Buğra? Ben bittim tamam mı? Ama hiç acımadılar! Ya sen nasıl bana bunları söyleyebilirsin nasıl!!

Son cümleyi bağıra bağıra söylemişti. Ve ağlıyordu, onu hiç böyle görmemiştim. Kendimi suçluyordum ki suçluydum. Son bir kez Sude'ye doğru adım atıcaktım ki göz yaşlarını silip,hızlıca evden çıktı,tabii diğerleride Sude ile birlikte gittiler. "Evet Buğra bok ye"
İç ses sus amına koyim.

LEYLASIZ MECNUNLAR #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin