5

79 15 2
                                    

Gecikme için çoookkk üzgünüm. Vakit ancak bulabildim ve hemen yazdım. Biraz beklentinin altında oldu ama diğer bölümü daha iyi yazacağımdan emin olabilirsiniz. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. ❤️

"Senin burada ne işin var?" dedi Taehyung. Şoku üzerinden atamamıştı. Hızlıca bana yaklaştı. Panik halindeydim. Öyle ki midem bulanmaya başlamıştı.

"Be..ben.. sanırım kusacağım." dedim elimi ağzıma kapayıp geldiğim yoldan geri dönerken. Çıktığım odaya girip lavaboya koştum. Klozete eğilip midemde ne var ne yoksa çıkarırken Taehyung'un kapattığım kapının ardındaki sesini duyuyordum.

"Jeongguk? İyi misin? Endişelendirme beni. Ses ver." Sesi telaşlı geliyordu. Bir süre daha orada bekleyip ağzımı da çalkaladıktan sonra dışarı çıktım. Kendimi zorladığım için güçten düşmüştüm. Taehyung karşımda sorar gözlerle bana bakarken yatağa ilerleyip oturdum.

"İyiyim merak etme. Deniz tutmuş olmalı." Kafasını salladı. Sonra bir adım atıp bana yaklaşırken konuşmaya başladı.

"Peki burada ne işin var?"

"Yanlışlıkla girdim. Merak etme ineceğim. Sadece biraz zaman ver bana." Kaşlarını kaldırdı.

"Nereye ineceksin?" anlamaz gözlerle ona baktım.

"Tekneden işte. Otele geri dönmem gerek."

"Fakat bura..." tam cevap veriyordu ki kapının çalması ile oraya döndü.

"Taehyung? Orda mısın? Geliyorum." Bu o kızın sesiydi. Taehyung bana bakmadan hızla oraya yönelip açılan kapıyı elleriyle tuttu ve önüne geçti.

"Yeo Bin-ah."

"Yoongi ve Hoseok havaalanına gittiler. Benimde uçağım akşam. Biraz vakit geçirelim mi?" Cilveli sesi gözlerimi devirmeme sebep olmuştu. Taehyung'a ilgisi olduğu apaçık belliydi. Ses çıkarmadım. Taehyung'da telaşlı bir şekilde konuşmaya başladı.

"Benim teknede biraz işlerim var aslında. Bunu daha sonra yapsak nasıl olur?"

"Peki. Sen öyle diyorsan." Kızın bozulduğu sesinden anlaşılıyordu. Yan bir gülüş attım. Bence Taehyung onun ilgisinden haberdardı fakat ümit vermek istemiyor gibi görünüyordu.

Taehyung, Yeo Bin ile vedalaştıktan sonra kapıyı kapattı ve benim yanıma geldi.

"Jeongguk, nerede olduğumuzu biliyorsun değil mi?" Kaşlarımı çattım. Aptal zannediyordu galiba beni. Kollarımı göğsümde birleştirdim ve konuştum.

" Tabi ki biliyorum Taehyung. Teknendeyiz. Biraz kendime gelip ineceğim işte. Otele gitmem lazım, işe başladım." Yüzünü sıvazladı ve sakince konuştu.

"Tamam, tamam. Anladım. Sakince konuşalım. Kimliğin, pasaportun yanında mı?"

"Hayır. Hepsi otelde kaldı." Yüzünü sıvazladı. Ben ise sadece onu izliyordum.

"Tamam. Şimdi ne yapacağımızı düşünmem gerek." Kaşlarımı çattım. Onu bu kadar endişelendiren neydi bilmiyordum. Hafiften feromon da salgılamaya başlamıştı. Rahatsız edecek düzeyde değildi.

"Taehyung sen iyi misin? Neden böyle sorular soruyorsun bana?" Kafasını kaldırdı ve ayağa kalktı. Sonra bana döndü sakince.

"Jeongguk, şuan Japonya sınırları içerisindeyiz. Ve sen adaya kaçak olarak girmiş oldun." Duyduklarım ile kaşlarımı kaldırırken söylediği şeyi idrak etmeye çalışıyordum.

Ne dediği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

"Ne?" Kafasını salladı.

"Doğru duydun. Tekneyi buraya demirleyip uçakla Tokyo'ya dönecektim." Panikten feromon salgıladığımın bile farkında değildim. Onca derdimin arasında bir de polislerle uğraşmak istemiyordum. Taehyung derin bir nefes alıp yerinde kıpırdandı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Until I Found You | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin