r

96 24 109
                                    

"dün dediğim sözü geri alıyorum."

Lucas'a döndüm.

"anlamadım."

"dün seninki için bir tek sen yoksun falan demiştim ya, bu kız herkese öldürecekmiş gibi bakıyor. sanmıyorum senden başka ona aşık olan olacağını."

dediği ile istemsizce gülmüştüm. yalan söylüyor sayılmazdı.

duyduğumuz kapı sesi ile ikimiz de o tarafa döndük. her gün kısa saçlı kızla birlikte çıkan iki kız kapıdan çıkmıştı. ikisi durağa doğru ilerlerlerken benim gözlerim hala kapıdaydı.

kızlar otobüse binip giderken Lucas elini omzuma koydu.

"belki bugün canı derse gitmek istememiştir."

"belki."

                                     ☆☆☆

öğle arası için dışarıya çıkmıştım. daha doğrusu restoran kapısının önünde yurdun kapısına bakıyordum. sabahtan beri yurttan çıkmamıştı ve içimde istemsiz bir endişe vardı.

gelen kapı sesi ile kalbim hızlanmaya başladı. görmeyi beklediğim bedeni görmemle gülümsememe engel olamamıştım.

diğer günlerin aksine yüzünde hiç makyaj yoktu. üzerinde de her zamanın aksine eşofmanları vardı. en önemlisi, yüzünde her zamanki ifade yerine masum bir çocuğun ifadesi vardı.

hızlı adımlarla karşıdaki markete doğru ilerledi. onu izlerken kulağımın dibinden gelen sesle sıçramıştım.

"oha, kız psikopatlığı bırakmış!"

"yah Lucas!"

"ne bağırıyon be?"

"kulağımın dibine giren kimdi?!"

"hehe, hemen korktuğun için eğlenceli oluyor."

göz devirip tekrar kızı izlemeye geri döndüm.

"lan!"

"hay senin-"

"dur oğlum, sen niye bu kızın peşinden gitmiyorsun?!"

"ne?"

"gitsene peşinden, aradayız zaten."

"nasıl gi-"

"amaan, yürü gidiyoruz."

Lucas koluma girip ilerlediğinde ona ayak uydurmuştum. hızlı adımlarla markete girdik. reyonlarda ilerlerken onu görmüştüm. alacağı şeyleri alıp kasaya ilerlediğinde Lucas da hızlıca eline bir şey alıp beni sürükleyerek kasaya koşmuştu. elindekini kasadaki banda bırakıp bana döndü.

"eğer kartla ödeme yaparsa adını öğrenebilirsin, o yüzden direkt kartına bak."

"sen bu taktikleri nereden-"

"biliyorum bir yerlerden, sen kıza doğru git şimdi."

kafamı sallayıp kız ile Lucas'ın arasına geçtim. elini cüzdanına götürürken onu dikkatle izliyordum.

"ödeme nakit mi olacak kart mı?"

"kart."

çıkardığı kart ile yüzümde bir gülümseme belirdi.

"buyurun okutabilirsiniz."

kız kartı pos makinesine doğru tutarken adını görmüştüm.

Lara Evans.

bakışlarım onun yüzüne çıktığında göz göze gelmiştik. gülümseyip selam vererek marketten çıktı. arkasından bakarken kasiyerin sesini duymuştum.

"ödeme nakit mi olacak kart mı?"

"cevap versene oğlum sana soruyor."

kaşlarımı çatıp Lucas'a baktım.

"sen az üç kağıtçı değilsin."

"aaa ne münasebet."

gözlerimi devirip kasiyere döndüm.

"kart olacak."

"buyurun okutabilirsiniz."

cüzdanımı çıkarıp kartı okuttuktan sonra Lucas kasadaki şeyleri eline alıp dışarı ilerlemeye başlamıştı.

"hop nereye?"

"restorana."

"elindekiler?"

"çabamın karşılığı kardeşim. onu boşver, gördün mü kızın adını?"

"gördüm."

"neymiş?"

"Lara."

"Lara Suh, güzel güzel, yakışıyor."

"yah!"

omzuna vuracakken geri kaçması ile ıskalamıştım. dil çıkarıp restorana doğru ilerlemeye devam etti. başımı iki yana doğru sallayıp 'ne yapacağız biz bu çocukla' bakışı attım.

yine de sonunda adını öğrenmiştim, Lara.

☆☆☆

ben de Lucas istiyorum nasıl alınıyor?

bu arada farkında mısınız bölüm 400 kelimeye ulaştı skjskshs

neysem neysem, umarım keyif almışsınızdır, ben şimdi bardak boyamaya çalışmaya kaçıyorum hoşça kalın muahh♡♡

nineteen winter • johnny suh (en son üç ay önce bölüm atmışım, bahtsız kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin