Saat yine 6:30 ve ben yine ayaktayım odamdan çıkar çıkmaz yemek kokusu burnuma geliyordu üniversite ye başladığımdan beri Aysima ile yaşıyorum ve genellikle yemekleri o yapar ama benim hemen çıkmam lazım yoksa yemek yerine hocamdan mükemmel bir azar yiyiceyim. Aysima ile aynı fakülteye gidiyoruz ama asla hocanın onu azarlaması umrunda olmadı. Tıp okuduğum için çok çalışmam gerekiyordu ve sınavlar yaklaşıyordu. Aslında tıp okumamı annem istemişti ama ben o istiyor diye bu alanda okumuyordum bu mesleği yapmak çocukluğumdan beri hayalimdi ayrıca ablamın vefatından sonra kesin olarak bu işi yapacağıma karar verdim.
"Kızım yeter ama kaç kilo oldun sen çok düzensiz besleniyorsun." Aysima yı duyunca sesin geldiği tarafa baktım.
"50 kiloyum Aysima ve gayet yeterli kilodayım bence ben çıkıyorum."
"Ohaa! 50 kilomu bak ben sana ne diyeceğim bizim sınıfa iskelet maketi koyacaklar dı hiç gerek kalmadı..." Yine birçok şey söyledi ama ben çoktan gitmiştim.
Annem bir yere gidip gelmem zor olmasın diye eski arabasını bana vermişti. Ne kadar ehliyet alsam da hala araba sürme konusunda berbattım. Yakında staj vericektim çok çalıştım ama hala yeterli değildi.
Evden çıkmadan önce açık kahverengi uzun saçlarımı salık bırakmıştım buz mavisi gözüme rimel çekmiştim ve beyaz tenimin üzerindeki çillere anlık geçmiştim. Fondöten bilerek sürmemiştim çünkü cildim kusursuzdu. Yuvarlak ve şirin bir yüzüm vardı. Üstüme düz siyah bir sweatshirt altıma siyah dar pantolonumu giymiştim takı olarak ta kalın zincir kolye çelik bileklik ve küpe takmıştım burnumun sağ tarafı delikti ve bir kaşıma çizi attırmıştım dışarıdan bakıldığında içine kapalı biri gibi duruyorum ama aslında tam tersi biriyim.
Fakülteden birçok tanıdığım vardı kısacası aktif bir kızdım. Özellikle geçen ki deneme sınavında birinci olduğumdan dolayı bu günleri ismimi çok duyuyorlardı.
" Elit naber bak sana ne diyeceğim" Linayla ikinci dönemden beri tanışıyorduk. Kahverengi saçlarını açmış ela gözlerine kalem çekmiş ve siyah bir elbise giymişti.
"Sana da merhaba Lina."dedim sırıtarak.
"Bir çocuk dünden beri seni izliyor?"
"Hıı anladım geç kaldım hoca kızdı mı?" dedim umursamaz bir tavırla Lina gözlerini açmış ben koşar adımlarla hocanın odasına giderken önümü kesmişti.
" Kızım sen iyi misin çocuk çok yakışıklı Aysima ya anlatıcağım bu konuyu." Bir anda gözlerimi fal taşı gibi açtım Aysima bunu duysa çocuğun sülalesine kadara çözerdi.
"Sakın!" diye bağırdım Lina bu halime sırıttı.
"Neyse ben gidiyorum" dedi gülerek.
Kafe ye gidip kahve almıştım çünkü hala uykum vardı telefona bakıyordum ve telefonumun üzerine Aysim yazıyordu evet Aysima yı böyle kaydetetmiştim.
" Efendim Aysima"
"Kız sen neredesin kaç tane mesaj attım!" Aysima öyle bir bağırmıştı ki gözlerimi sımsıkı kapatıp telefonu kulağımdan çektim.
"Kafedeyim be kızım aramak anca mı kafaya bastı?"
"Gelicem ben oraya Elit"
"Gel?"
Diyip telefonu kapattım küçük bir kahka atmıştım etrafa baktığımda üç erkeğin bana baktığını fark ettim. Hakkını veriyim yakışıklılar dı ama umurum da bile değildi.
"Elit!" ah evet bu sesi tanıyordum Aysima nın sesiydi cidden Lina söylemişti. Aysima buraya gelirken bağırdığı için her kez ona bakmıştı bu yüz den elimle alnı mı ovdum. Hafif makyaj yapmış yeşil gözlerini açmış bana "ciddi misin" der gibi bakıyordu. Siyah saçları hafif dağılmıştı. Yanıma gelip önümdeki sandalyeye oturdu.
YOU ARE READING
Kırık Hayaller
General FictionHer insanın kalbi acı çeker ama bu acıyı farklı şekillerde ifade eder. Bazıları gözlerinde bazıları ise gülümsemelerinde saklar. Ben gülümsemelerinde saklayanlardanım... Zaman kalbi asla iyileştirmez sadece kalbin acıyı unutmasına izin verir ama ben...