1. bölüm

50 18 7
                                    

"Ya Sena bir rahat durur musun?"

  Yolda gülerken kendinden geçen arkadaşıma bakıp göz devirmiştim. Uzun süredir kendi yaptığı şakaya gülüyor ve yolda sarhoş gibi bir sağa bir sola ilerliyordu.

"Mal mısın Sena ya? İnsanlar bize bakıyor!"

"Ayh, ama kanka çok komikti."

  Hafif kendine gelerek konuştuğunda az da olsa içim rahatlamıştı.

   Liseyi birlikte bitirip bir kafe açmıştık. Üniversite okumak bize tersti. İşlek kafemizden de baya iyi para kazanıyorduk. Tam okulun karşısında ve şehir merkezinde bulunduğu için müşterimiz çoktu.

    Yol ayrımına geldiğimizde durdum. Bu dönüşte ikimizde farklı yollarda devam edecektik.

"Sude geldik bizim sokağa."

"Yarın erken kalkmayı unutma sakın!"

"Tamam, biliyorum. Kafeye erkenden gidip hafif temizlik yapmamız gerek."

"Güzel, iyi öğrenmişsin. Çaylağım benim"

"Dalga geçmeyi kes Sude! Ben eve gidiyorum."

"Bay bay bebekk!"

"Ba-bayy!"

...

  Kulağıma kulaklığımı takmış yolda ilerliyordum. Yaklaşık beş dakika kalmıştı eve varmama.
 
  Şarkıya eşlik etmeye başladım.

"Yeah, bitch, I said what I said."

"I'd rather be famous instead."

"I let all that get to my head."

"I don't care, I paint to town red."

"Yeah, bitch, I said what I said."

"I'd rather be famous instead."

"I let all that get to my head."

"I don't care, I paint to town red."

"Mm she the devil."

"She a bad li-

"Yavrum, evladım bir susta rahat rahat çayımızı içelim ya! Sesin güzel olsa bir türkü patlat diyecem ama nerdeeee. Karga ses mübarek!"

   Sokağımızın suratsız teyzesinin konuşması ile evin önüne geldiğimi anlamıştım. Çok seviyordum bu kadını(!). Hem sen kurban ol benim sesime, zor bulunur dünyada böyle güzel ses!

   Tezyeye göz devirip evimin bahçesine adımladım. Bahçede beni karşılayan köpeğim Casper, havlayarak yanıma gelmişti. Tabii köleğimin havlaması bile sinir ediyordu şu yaşlı bunağı.

"Hem kendisi susmaz hem de köpeği! Evimizin önünde rahat rahat çay içemez de olduk."

    Sırf saygısızlık olmasın diye ses çıkarmıyordum.

   Casper ile birlikte eve girdim. O şuyunu içerken bende çantamı girişe bırakıp kendimi rahat ve geniş olan koltuğuma bırakıp, gözlerimi kapadım.

   Kulağıma gelen havlama sesleri ile geri uyandım. Casper başımda durmuş, susmuyordu.

"Sorun ne oğlum, ne diye havlayıp duruyorsun?"

   Saate baktığımda şaşırmıştım. Saat gece 10'du. Baya uyumuştum. Şimdi anlamıştım Casper'ın beni neden uyandırdığını.

  Kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve mutfağa geçtim. Alt dolaptan biraz mama alıp Casper'a verdim. O afiyetle mamasını yerken bende dolaptan çıkardığım sucuk ve kaşarı doğramaya başladım. Biraz atıştıracaktım sadece. Zaten bu saatte çok bir şey yiyemezdim.

MAFYACIK✧ Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin