19. Bölüm"Kimin kocası buuuuu"

1.5K 125 29
                                    

"Sen varya sen çok fenasın, bir o kadarda yerin altında varmışsın antep fıstığı"

Sabahtan beri bana söylüyor ve beni iyice sinirlendiriyordu ama böyle söylemek için haklı nedenleri de yok değildi çünkü bugün babamın istanbulda son günüydü. Birden memlekette çıkan bir tarla meselesi yüzünden acil olarak dönmek zorunda kalmıştı. Allah'ın işine bak sen!

Halam erkenden aramış ve acil geri dön demişti ve gitmeye hiç gönlü olmayan babam kabul etmek zorunda kalmıştı.

Bu züppe de bu işin benim başımın altından çıktığını düşünüyordu. Tamam haksız sayılmazdı ama biraz fazla abartıyordu.

"Ne yaptın ne ettin gönderiyorsun adamı"

"Saçmama be!"

"Adam İstanbul'un İ'si bile göremedi be, onca yol geldi"

Zaten bende göremesin istiyordum. Babam dünyanın en pervasız adamıydı ve İstanbul gibi büyük bir şehirde yapabileceklerinin sınırı yoktu. Vatanın milletin sağlığı için derhal buralardan gitmeliydi.

"Hadi hadi çok konuşma bizi bekliyorlar" dediğimde halen dünden kalan giysileri ile oturuyor ve arasıra başını ovuyordu.

"Baş ağrısından ölücem"

Babam ile hepi topu birgün geçirmişti ama bir günde bile dağılmayı başarmıştı. Bu böyleyse akşam omuzlarda gelen babam ne durumda diye düşündüğüm anda aşağıdan sesi geliyor, ağrı kesici istiyordu.

"Ben iniyorum hadi sende gel"dediğimde halen arkamdan anırıyor "Gitme ölüyorum ben burada" diye çağıyordu. Onu içerken düşünecekti.

Aşağı indiğimde babamında durumu züppeden farklı değildi. Görevlilerden sürekli çay,kahve ve ağrı kesici istiyor oflayarak iki eliyle kafasını sıkıyordu. Beni görünce aradığını bulmuş gibi sevinmiş birden eliyle bana gel işareti yapmıştı.

"Seyran seyran! Sen şunu ananın bana yaptığı kahveden yapsana, iyice bir ayılayım. Bunların kahvesi bir şeye benzemiyi"

Buraya geldim geleli hiç elimi birşeye sürmemiş, mutfağa bile girmemiş olduğumdan, babamın birden benden kahve istemesiyle şaşırıp kalmıştım.

"Ne dikiliyin yapsana" desede bana nereye gitsem, kimden yardım istesem bilememiştim ama birden elinden tepsiyle babama ilaç getiren kadın bana usulca "Seyran hanım siz bize tarif edin, biz hazırlayalım" demişti ama babamdan anında red yemişti

"Yok yok o yapsın, siz yapamazsınız"

Babam buradaki statümün, yerimin asla farkında değildi ve beni halen Antep'de nasıl görüyorsa burada da öyle görüyordu.

"Hadi ne dikiliyin orada! Ölüyüm ben burada!" diye daha sert çıkışınca mecbur kalmış ve hareketlenmiştim. Az önce bana yardım teklifinde bulunan kadına mutfağı sormuş ve onun yönlendirmesiyle alt kata inmiştim.

Sadece üst katlarını gördüğüm bu yalı, beni aşağısıylada şaşırtmayı becermişti çünkü in in bir türlü bitmiyordu. Benimle birlikte alt kata inen kadın ise halen bana yardım teklifinde buluyordu.

"Seyran hanım gerçekten siz zahmet etmeyin biz yaparız"

"Yok ben yapsam daha iyi. Babam sizin yaptığınızı anlar çünkü"

"Peki o zaman"

Ömrümün çoğu anı mutfakta geçtiği için aslında oldukça alışkındım mutfağa elim hızlıydı ve annemin dediğine görede temiz iş görüyordum. Hatta bir ara acaba aşcılık mı okusam bile diye düşünmüştüm.

Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin