1. Kısım / 1. Bölüm (ÇÖKÜŞ)

226 27 262
                                    


"Duygular, boşlukları dolduran hislerdir." 

-Jack London


BÖLÜM 1: Çöküş

Bölüm şarkısı: Şebnem Ferah - Vazgeçtim Dünyadan

Bölüm şarkısı: Şebnem Ferah - Vazgeçtim Dünyadan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---

9 Eylül 2149

Saat 00.00

*

Evin içinde yankılanan kahkahalar arkada çalan "İyi ki doğdun, Selda." şarkısını bastırıyordu. Her tarafta gülüşler, mutluluk gözyaşları. Herkes o kadar mutluydu ki, diğerinin kolundan çıkıp bir başkasına sarılıyorlardı. Özellikle anneannem annemi boğarcasına sarılmaktan asla vazgeçmiyordu, her yıl annemin doğum günü birinin boğulmasıyla sonuçlanıyordu.

"Oh, minik Selda'm benim. 40 yaşına girmişsin de bilmem ne, hala benim minik yavrumsun sen." Anneannemin bu sevgi dolu sözlerine annem genel olarak nefes almaya çalışarak karşılık veriyordu. Saat, annemin doğum gününün ilk dakikalarıydı, doğum günlerini saat 00.00'a vurduğunda kutlayan ilk insanlar değildik ya?

"Annem, seni çok seviyorum." Bu cümleyi bile zar zor kurduğunu kızaran yüzünden anlıyorduk. Az önce üstündeki mumların üflendiği pasta yavaşça babamın elinden dilimler halinde önümüze konulduğunda, anneannem sonunda annemi bırakmıştı.

"Anne, çok yiyemeyeceğini biliyorsun. Şekerin var." Annem anneanneme öğütler vermeye devam ederken anneannem sözünü kesti.

"Koskocaman kadın olmuşum, hala bana laf yetiştiriyor. Kızımın doğum günü bugün, ben yemeyeceğim de kim yiyecek bu pastayı?" Anneannemin sitemli konuşmaları hem beni hem kardeşim İdilsu'yu hem de babamı güldürmüştü. Ama annemin çatık kaşları ve ölümcül bakışlarıyla karşılaştığımızda susmaktan başka çare gelmemişti aklımıza.

"Bade, git tüm misafirlere birer bardak su getir. İdilsu, kızım, hadi git ablana yardım et." Annem bizi salondan kovup mutfağa gittiğimizde ben misafirlere yetecek kadar bardak olup olmadığından şüpheliydim. Annem tüm iş arkadaşlarını çağırmıştı neredeyse, evde 50'den daha fazla insan olduğuna dair iddiaya girebilirdim. Sonunda dolaptan tam 50 tane bardak çıktığında yetmesi için içimden dua ettim. Hepsini suyla doldurduğumda tepsileri dolaptan çıkarması için İdilsu'ya seslendim. Evde sadece 2 tane tepsi olduğunu hatırlayınca birkaç kez evde tur atacağımızı anlamam bir oldu.

"Gel de bana yardım et İdilsu." dedim oflayarak. Bu suları dağıtmak saatlerimizi alacaktı. Birlikte tepsileri su dolu bardaklarla doldurduğumuzda İdilsu elindeki tepsiye o kadar bardak koymuştu ki, düşürmesi an meselesiydi.

GARDENYA -Buzul Durağı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin