1. Kısım / 11. Bölüm (YAKIN DÖVÜŞ)

17 5 1
                                    

BÖLÜM 11: Yakın Dövüş

Bölüm şarkısı: Yitirmeden - Pinhani

Bölüm şarkısı: Yitirmeden - Pinhani

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---

8 Ocak 2150

Saat 1.00

*

Sonunda odamıza kavuştuğumuzda hepimiz çok yorgunduk. Nisa'nın bile sabah antrenmana gelmemesine rağmen bacakları titriyordu, bizimse ayakta duracak halimiz yoktu. Perdeyi kapatıp rahat bir pijama geçirdim üzerime. Üzerimdeki pantolon akşam boyu beni rahatsız etmişti. Perdelerimi geri açtığımda herkesin pijamalarını giymiş olduğunu gördüm.

"Siz..." dedi Nisa. Sanki söyleyip söylememek konusunda kararsızdı. "Siz de ailenize mektup yazdınız mı?" diyebildi sonunda.

"Ben yazdım, gördün zaten." Nisa beni yazarken görmüştü ama bu sefer yanımızda Bora ve Ömer de olduğundan bir daha dile getirdim.

"Ben yazmadım." dedi Bora.

"Ben de." dedi hemen ardından Ömer. Nisa tekrardan konuşmaya başladı.

"Ben yarın yazdığım mektubu 81'e vereceğim. Aileme gönderip göndermemek, ona kalmış bir şey. Şansımı deneyeceğim." Bir an aklıma Ada geldi. Onu burada, kanlar içinde bulmamızın ardından Nisa'yla konuşma fırsatımızın hiç olmadığını fark ettim. Üstelik Nisa, Ada'nın üç yıldır öldüğünü sanıyordu. Onu kim bu hale getirmişti, bunca zamandır neredeydi... Bunların hiçbiri bilinmiyordu. Nisa'nın çok üzgün olduğunu herkes biliyordu ama kimse diyecek söz bulamıyordu.

"Ben de veririm. Bir şekilde 81'i ikna edebileceğimizi düşünüyorum. Vicdanlı bir adam, ne seni ne de bizi bu halde bırakacak biri." dediğimde Ömer merakla, biraz da sorgulayıcı gözlerle bana döndü.

"Artık ona güveniyor musun?" dedi. Bu soru, kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Daha iki gündür buradaydık, hiçbirimiz onu tanımıyorduk. Vicdanlı olması -veya öyle olduğunu düşünmem- ona anında güvenmem için bir sebep değildi elbette.

"Ona güvendiğimi kimse söylemedi, inanıyorum ona. İlk gün ona söylediğimiz gibi." deyip devam ettim. "Bir yalana inanıyor olsam da, inanıyorum işte." 

"İnanma o zaman. Bir yalana inanma riskini alma." dedi Ömer. Sanki bana kızıyormuş gibi bir hali vardı.

"Bak, bu adamın bizim özel yeteneklerimiz hakkında doğruyu söylediğini biliyorsun. Senin kılıç yeteneğini gördük, Bora'nın neden kokulardan ve seslerden rahatsız olduğu anlaşıldı, Nisa'nınsa akıl okuma yeteneğini fark ettik. Ona güvenmiyorum. Ama o, tam askerler gelmişken beni o evden çıkardı ve korudu. Diğer insanlar da burada. Sen ister inan ister inanma, ister güven ister güvenme; ben küçük bir dala tutunacağım." dedim ve sustum. O da daha fazla konuşup tartışmayı uzatmadı. Ne demeye çalıştığını anlıyordum ama herkes bir şansı hakkederdi. Yatağıma yatım kendimi yorgunluğun etkisiyle hızlıca uykunun kollarına bıraktım.

GARDENYA -Buzul Durağı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin