13~🍁

1.4K 60 7
                                    

Asel'in anlatımıyla:

Sabah her zamanki gibi yorgunca uyandım. Alarmımı kapatıp gözlerimi açtım. Aklıma dün yaşananlar geldiğinde gözlerimi tekrar kapadım.

Ama okul olduğu için tekrar açtım. Gitmek istemediğim için tekrar kapattım. Ama okulda Demir'i göreceğim için bu sefer açınca kapamadan yatakta oturur pozisyona geçtim. Sinirle nefesimi verip kıyafet ayarladım ve banyoya girdim. 

Sıcak bir duş sonrası getirdiğim siyah dar pantolon ve beyaz gömleği giydim. Gömlek biraz uzun olduğu için uçlarını pantolonumun içine sokuşturdum. Biraz çekip dar halini değiştirdim. Crop gibi olmuştu.

Üzerime de kot ceket geçirdim. Ceketim Owesize olduğu için çok şık durmuştum.

Çantama gerekli kitapları koydum ve makyaj masamın önüne geçtim. Kapatıcı uzun süreli olduğu için çıkmamıştı. Çıkarttığımda da yüzümdeki morlukların çoğu çoktan geçmişti. Geçmeyenlerin üzerine kapatıcı uyguladım tekrar. Kakaolu parlatıcımı da dudaklarıma sürüp masadan kalktım. Saçlarımı da hızlıca taramayı unutmadım.

Çantamı alıp aşağı indim. Sinem abla da yemek odasına yemekleri götürüyordu. Ona gülümseyip mutfaktan bir tabağı alıp onunla birlikte yemek odasına bıraktım. Deniz bey ve Hilal hanım çoktan inmişti. Salonda sohbet ediyorlardı.

Dün olanlar hiç olmamış gibi davranabilirdim. Ama o tokatı unutmayacaktım. Tabi Atlas ve Aral'ı görmezden gelmeyi de.

Yemek hazır olduğunda salonda oturan ikilinin yanına gittim.

"Yemek hazır hadi gelin." Dedim onlara gülümseyerek. Bana şaşkınca bakmaları ile onlara kısa bir özet geçtim.

"Dün olanlar zordu biliyorum ama atlatabilirim. Daha kötüsünü yaşamıştım. Lütfen hiç olmamış gibi davranalım." Dedim zoraki bir gülümseme ile. Bana dolu gözlerle gülümsediler. Hilal hanım kalkıp yanıma geldi ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldıktan sonra yemek odasına geçtik. Bir süre herkesin gelmesini bekledik. Herkes gelince de yemeğe başladık.

Okula gitmek için kalktığımızda yine ikiye ayrıldılar. Diğerleri Okyanus'un Porsche'sine, Pars, Bora ve ben de Polat'ın Bugatti Veyron'una binmiştik. O Aral ve Atlas'ın bindiği arabaya hayatta binmezdim.

Polat Bora ile şakalaşıyordu çoğu zaman ortamı yumuşaktmak için. Belki de bana böyle sert sert bakmaktan vazgeçtiler. Pars arada benle sohbet etmeye çalışıyordu ama kısa cevaplar veriyordum. Ve böylece sohbet uzamıyordu.

Okula geldiğimizde somurta somurta çantamla birlikte okula ilerledim. Bugün hiç ders dinleyemeyeceğimi biliyordum. Ama yapacak birşey yok. Belki Pars'ın numarasını alıp ona mesaj atarak Demir ile okuldan kaçardık. Ama dersler bu sıralar sıkılaştığı için yapamayabilirdik. Yanımda yürüyen Pars'a döndüm.

"Pars." Bana döndü.

"Efendim?"

"Numaranı versene." Dedim telefonumu cebimden çıkarırken. Önce şaşkınca bana baktı. Sonra başını salladı ve ezbere bildiği numarayı söyledi. Bende Benim Veletim diye kaydettim. Ona teşekkür edip 3. Kata çıktım.

"DEMİĞĞĞRRR!!"

"ASEĞĞĞLLLL!!!"  Ben Demir'in üzerine atladım. O da bana bağırarak beni tuttu.

"Ne yapıyorsun burada bensiz yavrum?" Dedim ben gelmeden önce konuştuğu Damla'ya sert bir bakış atıp. Damla onu kıskandığımı anlamış olacak ki gülerek ellerini kaldırdı.

"Sakin ol champ. Demir senin. Ben sadece dersler hakkında soru sordum." Dedi. Demir beni indirirken gözlerini devirdi.

"Kızım senin yanında dolaştığım için hiçbir kız bana yan gözle bakmıyor! Kısmetimi kapatıyorsun!" Dedi sahte bir sinirle.

Üçüzlerim★~ (DEVAM ETMEYECEK!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin