-4-

32 2 0
                                    

:):
4. Bölüm

"Görünmez Çocuk"

~S.Y.~

"Tahammül edilmez biri olduğumu mu düşünüyorsun?"

Karşımdaki hâli maskesini kaybedip de ifşa olmuş bir suçlu gibiydi. "Tahammül edilmez biri olduğunu düşünmüyorum. Seninle ilgili ne düşündüğümü mü merak ediyorsun?"

"Evet."

Geriye çekip bacaklarımı kendime çektim.

"Ailene öfkelisin. Sebebi ne bilmiyorum ama seni asla iyileşmeyecek şekilde yaraladıklarını düşünüyorsun. İçinde bir yerlerde Alisa ve Ufuk'la güzel bir kardeşlik ilişkiniz olmasını istiyorsun. Yani en azından ilk izlenimlerim bu yönde."

Gözlerinin dolduğunu gördüm. Oturduğu sandalyede geriye yasladı. 

"Bu söylediğim biraz canını yakabilir Ural ama sen benim fikrimce sevmeyi, değer vermeyi bilmiyorsun."

Devam ettim, "Çocukluğunda başı bir kez bile okşanmamış çocuklar başka birinin başını okşamayı bilmezler."

Sandalyeden kalkıp yere oturdu. Sırtını bilgisayar masasının geniş ayağına yasladı.

"Bunları seni üzmek ya da yaşadıkların her neyse aklına getirmek için söylemiyorum. Ama benim işim bu. Biz bunları konuşmazsak içine düştüğün karanlık içinde sağa sola çarpıp duracaksın."

"Ne yapmamı istiyorsun?"

"Bana karşı açık olmanı. Seni söylediklerinle, yaptıklarınla ya da geçmişinle asla yargılamam." Oradan da kalkıp yatağın başlığına yakın bir yerine oturdu ve yatak başlığına yaslandı. Ona doğru dönüp bağdaş kurdum.

"Şimdi sana bir şey soracağım fakat yalansız dolansız cevap vereceksin. Kelime oyunları yapmadan."

"Sor."

"Gerçekten nasılsın Ural Nvida?"

"Karmaşık ve işe yaramaz."

"Neden?"

Bacaklarını kendine çekip ellerini birleştirdi.

"Etrafımdaki herkesin şu hayatta başardığı bir şeyler var. Seninle neredeyse aynı yaştayız sen psikologsun mesela. Alisa eczacılık okuyor, Ufuk okçulukta milli olmak üzere. Ben? Yirmi sekiz yıllık ömrünü boş ve verimsiz kullanmaya devam eden işe yaramazın biriyim."

Biz konuşurken kapı çaldı ve açıldı. "Ural Bey, Sare Hanım, yemek hazır sizi bekliyorlar."

Ural gözlerini silip ayağa kalktı. "İnmek istemiyorsan burada yiyebiliriz..."

"Annemin en nefret ettiği şeydir yemek masasına inilmemesi. Görünsem yeterli."

Odadan çıkıp merdivenlerden aşağı indik. Büyük yemek masasının sandalyelerinin arkasında küçük metal isimlikler vardı ve herkesin ismi yazılıydı.

Sesli bir şekilde okuduğumu fark etmeden, "Serkan, Rana, Alisa, Ufuk, Ural, Sare..."

Durdum. "Sare?" Mutfaktan Rana Hanımın sesi duyuldu. "Bu evdeki herkesin bu masada yeri vardır."

Herkes masaya oturduğunda sandalyeyi çekmek için tutmak istemiştim fakat şu an hiç de sırası olmayan bir şey vardı.

Ural'a baktığımda o da benimle aynı şeye odaklanmıştı. Babasının geldiğini gördüğünde bozuntuya vermeden benim sandalyemi çekip sonra da kendi oturdu.

:):Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin