Selamlar
İyi okumalar canlarım umarım beğenirsiniz 🙏❤️Medya: One Republic; Counting Stars
••••••••••••
Günlük üç yüzüncü sorumu da zar zor çözdükten sonra stresle elimde salladığım kalemi masaya doğru fırlattım ve sandalyede arkama yaslanıp ellerimle yüzümü sertçe ovuşturdum ayılmak için.
Son zamanlarda derslerime eskisi gibi konsantre olamıyordum.
Clliffordun bana sunduğu iş teklifinin üstünden tam on bir gün geçti.Ona hala bir cevap veremedim.
Ne yapacağımı bilmediğim bir işe parası ne kadar yüksek olursa olsun o kadar hızlı atlayamazdım.Üstelik Clifford Skyler küçük biri değildi dünyanın en büyük şirketlerinden birinin sahibiydi, yani beni ne yapsın ki. Tekin birine de benzemiyordu.
Onu ilk gördüğümde karizmasından ne kadar çok etkilensem de bu kısa süreli bir olaydı.
Onun ardından herkese şüpheli yanlarını yakalayan tarafım onda bir şeyler hissetmişti.Onun hakkında kafa yormayı bırakıp çalışma masamdan kalktım.
Burnumu koltuk altıma yakınlaştırıp kokladım.
Bir duş almam gerekiyordu.
Dolabıma yönelip giyecek kıyafetlerimi ayarladım ve banyoya yöneldim.Uyumak istiyordum.
°°°°°°°
Saxa teyzeyle anneme görüşürüz deyip evden çıktım.
Saxa teyze Norveçten geçen hafta dönmüştü. Ne yalan söyleyeyim çok rahatlamıştım. Ona gerçekten minnettardım.Bahçe kapısından çıkarken bir yandan da ceketimin cebinden Ella için aldığım kolalı lolipopu çıkarıyordum. Kolalı her şeyi severdim. Jelibon, şekerlemeler, dondurmalar ve daha nicesi.
Ufak ufak sırıtıp bir elim cebimde bir elimde lolipopla okula yürümeye başladım.
Beş dakika geçmeden arkamdan ismimi işittim ve kulak kabartarak bana seslenene baktım.
Bu sınıfa yeni gelen Luis'ti.Onu sevmiştim. Ağzımdaki lolipopu çıkarıp elime aldım.
"Günaydın Luis." Dedim gülümseyerek.
O da bir elimdeki lolipopa bir bana bakarak sırıttı. Kaşlarım istemsiz çatıldı.
Ne yani çok mu komikti.O da benim bu sistemimi anlamış olacak lafa daldı. " Günaydın Axel. Buralarda mı oturuyorsun sen de?." Diye bir soru yöneltti.
Onu kafamla onaylayıp cebimdeki elimi çıkarıp yan tarafımda kalan sokağı işaret ettim. " Evet şu iki sokak ötede oturuyorum. Sen?" Dedim dedim yürümeye devam ederken.
O da peşime takılıp bir yandan konuşmaya başladı. " Bende senin bir sokak ötende oturuyorum. Taşınalı bir ay oldu henüz. " Dedi uzun saçlarını toplarken.
Güzel gür saçları vardı." Ne güzel Luis. Sevindim." Dedim ona gülümseyerek ve yürümeye devam ettim. O da beni onaylayarak yanımda yürümeye devam etti.
Okula varana kadar fazla konuşmadık. Sessizlik hakimdi.En sonunda sıramıza geçip oturduk. Henüz kimse gelmemişti. O direk sandalyesine yayılıp uyuma pozisyonuna geçti ve bana baktı . "Ben uyuyacağım öğle arası gelince uyandırır mısın beni?"
Dedi. Bir şey demeden kafamı sallayarak onu onayladım.Şu iki, üç haftada fark ettim ki çok uyuyordu.
Hiç ders çalışmıyordu ve hiç kimseyle konuşmadan, yerinden kalkmadan sadece yatıyordu.
Şimdiye kadarki en uzun muhabbetimiz bu sabahki konuşmamız olabilirdi.En sonunda neyse deyip gözlerimi ondan çektim. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Defterimi ve kalemimi ayarlayıp hocayı beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRSIZ (GAY)
Teen FictionHırsızlık yaparak hayata tutunmaya çalışan Axel ve onu , ya derin bir çukura sokacak ya da onu aydınlığa kavuşturacak Cliff...