neden izin verdin?

143 13 2
                                    


Uyandığımda ciğerlerime dolan havanın temizliğini hissedebiliyordum.

Pekala, normalde kan kaybına rağmen ölüm kaçınılmaz gözüküyordu. Ama ölmemiştim, onca şeye rağmen ölmemiştim.

Şu anda tek sorun bu şekilde asılı kalmamdı.

Gözlerimi ovuşturduğum sırada üzerimde bir şeyin kabuk bağladığını hissettim. Zorla da olsa üst vücudumu hafifçe kaldırdım. Gördüğüm manzara şuydu; kan doğruca yüzüme akmıştı ve saçıma karışmıştı. Ayrıca göz kapağımın üstünde de aynı hissiyat vardı. 

Yaralandığım yer ise oldukça korkunç görünüyordu. Çarçabuk kabuk bağlamasına rağmen korkunçtu. 

Geri kendimi aşağıya saldım. Gözlerimi kapatıp akbabalar tarafından yenerek ölmeyi beklemekten başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu. 

Jisung.. gelemezdi. Hayatını bir insan için tehlikeye asla atmazdı. Atacak da değildi.

Gözlerimi geri açtım. Her şeyi ters görmekten midem bulanmıştı. Artık halüsinasyonlar görecek derecede halsizdim ve berbat hissediyordum.

O sırada gördüğüm iki insanla kaşlarımı çattım.

Beni görmesiyle diğeri yanındakini dürterek işaret etmişti.

Yanıma doğru yaklaşırken biri beni inceliyor, diğeriyse ağaca takılı olan ipi cebinden çıkardığı çakıyla kesmeye başlamıştı.

Yere düştüğümde acıyla inledim. Karnımı tutarak kanayıp kanamadığını kontrol ederken diğer adam "İnsanmış," dedi. "Öldür gitsin."

Bakışlarımı yüzüne çıkardığımda yerden destek alarak ayağa kalktım ve tökezledim. Karnımı tekrardan tuttum ve yüzümü buruşturdum. Rahatsız bir ses tonunda "Vampirlerin bu tuzağa düşeceğini sanmıyorum," dedim. Yanındaki adamsa gülerek arkaya açılırken tuzağa yakalanmış, aylarca burada olduğunu düşündüğüm başka bir vampire çarpmasıyla omzuna dişlerini batırmıştı.

Küfürler ederek kurtulmaya çalışırken alaycı bir tavırda onun bu haline güldüm. Kurtulmuştu kendin yere atarak. 

"Ne o, ısırdı mı?" dedi diğeri.

Ayağa kalkarken sorun yokmuşçasına, "İyiyim. İyiyim sorun yok süperim." dedi.

Yalancı, ölmemek için diyordu.

Isırıldığı yerini tutarken bana döndü. "Çok mu komik?"

Gülmemi yavaşlattım ve "Evet," dedim. "Ödleğin tekisin."

Öne atıldığı sırada diğer adam eliyle dur işareti yapıp konuşmaya başladı. "Kimin adamısın? Söyle."

"Kimsenin."

Tek kaşını kaldırarak yüzüme baktı. Ardından, "İşini bitir şunun." demesiyle az önce durduğu adamı çakıyla üstüme atıldı.

Saplayacağı sırada elini bileğinden kavrayıp ters yöne büktüm ve elime aldığım çakıyı olduğu gibi uyluğuna sapladım. Son olarak boğazına saplayıp gözünden ferinin gittiğine tanıklık ettim.

Bu sırada arkadan ateş açan diğer adama döndüm ve elindeki silaha sertçe vurup aynı şekilde uyluğuna sapladım. Yere düşüp sırtını ağaca yasladı ve bacağını tutarken önüne çömelip saçlarından tutarak geriye sertçe çektirdim. Kafasını vurmasıyla gözlerini kapattı ve acıyla inledi. Çakıyı geri açıp boğazına dayadım.

"Neredeler?"

Sakinliğimi korumaya çalışarak tekrardan "Neredeler dedim." dedim.

Ses vermeyince daha da çok dayadım. Bu sefer bağırarak, "Neredeler dedim sana," derken neredeyse yüzüne tükürmüştüm.

Just One Drop  | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin