Huzur. İyileşmeye başladığımdan beri hissettiğim tek duygu.
Aylardır bu akıl hastanesindeydim. Neredeyse her gün tedavi görüyordum ve işe yarıyordu.
Hatta artık Soyaa bile yoktu.
Çok mutlu ve huzurluydum.
Ta ki...
"Cezanı çekme vakti,Kim Jisoo."
Ne yani,bu sonsuza kadar sürmeyecek miydi?
***
Ellerime taktıkları kelepçeye bakıp gülümsedim. Birazdan beni araca bindirip ceza evine göndereceklerdi.
Etrafıma bakındım,kimseyi göremedim.
Yine gülümsedim.
Sevenim yoktu ki benim... (bu evrende ben yokum ondandır o😘)
Ama birisi vardı,psikoloğum Kim Tete.
Ona bu lakabı ben vermiştim...
Gideceğim için gerçekten üzgün görünüyordu. O da alışmıştı bana.
Seanslarda birbirimizle şakalaşıyorduk bile. O bana Jichu diyordu ben de ona Tete diyordum.
Artık diyemeyeceğim sanırım... Ama sen hep benim Tetem olacaksın Tae...
Son kez tebessüm ettim ona. Kelepçeli ellerimle el salladım. O da buruk bir tebessümle karşılık verdi bana.
Sonra polisler koluma girdi ve beni araca yönlendirdi.
Bense ona bakarak bindim arabaya.
***
"Lanet olsun,Taehyung! Ona bu kadar bağlanman normal değildi!"
Elimdeki dosyayı da yere fırlattıktan sonra öfkeyle bir saattir aynı şeyi söyleyen Suga'ya döndüm.
"Sence ben normal miyim amına koyayım?!"
Derin bir nefes aldım.
"Bu işi V'ye bırakma zamanı..."
***
Araba normal hızla ilerliyordu. Zaman geçiyordu,ben ise kendimden.
Biraz daha sallansam uyuyacağım!Herşey normal ilerlerken araç birden yoldan saptı ve kaza yaptı.
Adeta oradan oraya savrulurken sonunda durmuştuk.
Tam 3 tur atmıştı.
Ben iyiydim ama yanımdakilerin iyi olduğunu sanmıyordum.
Birinin şakağından kan akıyordu, diğeri ise bayılmıştı.
Ben zaten bu işlerin kadınıydım. Tecrübem vardı.
Baygın olanın cebindeki anahtarı aldım ve ellerimi çözdüm.
Ellerim uyuştu resmen!
Açılmış kapıdan çıktım ve şoförün olduğu tarafa ilerledim.
Kafasından vurulmuştu ve etrafta kimse yoktu.
Olm bu bebek nasıl 29 yaşında lan-
HAPPY BİRTHDAY TO YOUUU JİSOO-NNİE