Potters

254 33 18
                                    

Bridget oturduğu rahatsız edici derecede rahat koltukta mayışmış haldeydi. Sirius elinde bir bardak su ile geldi.

"Biraz kendine gelmelisin"

Bridget suyunu bitirdikten sonra yaklaşık on dakikadır içinde bulunduğu evi bir daha süzdü. Şömineden yayılan ısı zaten samimi olan ortamı renklendiriyordu.

Geldiklerinde ev beklediğinden kalabalıktı. Kapıyı bir hışımda açan James Bay Potter'dan bu dönemde güvenlik önlemlerini almadığından dolayı azar yese de aldırmamıştı. Bayan Potter yukarıdan hızla inip Sirius'a sarılmış, ardından Bridget'e sıcak bir gülümseme vermişti. Ardından mutfak kapısından Remus ve Peter'i görmüş ve salona geçmişlerdi.

"Şimdi ne olacak?" Dedi sarışın
"Bir çaresini bulacağım" dedi Sirius sesindeki endişeyi kıza yansıtmamaya özen göstererek. "Ama burda güvendeyiz" bir elini kızın dizine koyup güven verdiğini düşündüğü bir gülümsemeyle baktı

"Sirius canım" salonun kapısında beliren Bayan Potter elindeki sıcak çay kupasını Bridget'e uzattı

"Odandaki çarşaflar değişti. Bridget için de pijama takımı bıraktım, havlular ve diğer malzemeler odadaki banyoda biliyorsun. Monty ile benim biraz işimiz var, ama siz çıkıp istirahat edin. Okul konusunu da ben halledeceğim" oğlanın kafasına her gece James'e yaptığı gibi bir öpücük kondurdu.

"Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa sakın çekinme tatlım, kendini evinde hisset" Bridget'in de saçını narince okşayıp kapıya ilerledi

"Bayan Potter?"
"Oh lütfen bana Effy de"dedi kadın en içten sesiyle
"Teşekkür ederim Effy" diyebildi Bridget "Evinizi açtığınız için"

"Lafı bile olmaz, önemli olan sizin iyi olmanız. Iyi geceler, bir şeye ihtiyacınız olursa haberim olsun." Kadın salondan çıkarken arkasına bakmadan ekledi
"Sirius, yukardaki haylazlara söyle sizin aksinize onların yarın yetişmeleri gereken bir tren var" ve odayı tamamen terk etti.

"Hadi gel" dedi Sirius, Bridget'i üst kattaki odasına yönlendirerek

Odaya girdiklerinde ikisi içinde şaşırtıcı olmayan bir manzara vardı. Odanın içinde volta atıp susmadan konuşan James, tekli koltukta oturup tavanı izleyen Remus ve camın kenarına sinmiş Peter

"Merlin her detayı duymak istiyorum!" Diye ciyakladı James
"Çatalak onları rahat bırak" dedi Remus oturduğu yerden kalkarken "ne de olsa eninde sonunda öğreniceksin" arkalarından gelen Peter ile birlikte James'in iki kolundan tutup çocuğu kelimenin tam anlamıyla odadan dışarıya sürüklediler. "Ama..aylak.." James'in giderek uzaklaşan sesinin ardından Sirius kapıyı kapattı.

"Effynin senin için hazırladığı pijamalar, şurda da banyo var. Ben dışarıda bekliyorum" Sirius kızın giyinmesi için odadan çıktığında Bridget etrafı inceledi.

Sirius Black'in odası buymuş demek... duvarlarda asılı olan Bowie ve Quidditch posterlerinin yanı sıra Gryffindor kravatları ve bina bayrakları bulunuyordu. Odanın köşesinde duran siyah bir gitar ve geniş sayılabilcek bir dolap dışında kral boy bir yatak ve banyoya açılan kapı vardı.

Üstünü değiştirdikten sonra yatağa oturdu, tabi ki göründüğü kadar rahattı. Ellerini beline yerleştirip sessizce bekledi bir süre

"Sen ve ben ufaklık, başımız büyük belada" avcunun içinde kıvılcımlanan ufak hareketlere hafifte olsa gülümseyerek konuşmaya devam etti

"Ama merak etme, pis domuzların sana zarar vermesine izin vermem. Sirius'da böyle söylüyor. Biraz şapşal bir tip biliyorum, bana kızma ama. Tanıdığında onu seviceğine eminim." Açılan kapıyla kafasını kaldırdı ve Sirius'u gördü

"Sen burda rahat bi şekilde yat, ben yandaki misafir odasında olucam. En ufak şeyde seslen, duvara vur ne olursa ama bana haber ver" diyip kızın önünde diz çöktü "ve sen ufaklık, bu gece uslu dur ki Bridget dinlensin. Sabah seninle görüşürüz" çömeldiği yerden kalkıp odanın ışığını kapattı "iyi geceler"

"Gitme"
"Efendim?"
"Gitme." Tekrarladı Bridget

O an Sirius'un duyması gereken tek şey buydu. Kızın yorganın altına girmesine yardım edip yanına uzandı, uyuyana akdar saçlarıyla oynadı ve şafağın ilk ışıkları sökene kadar gözünü dahi kırpmadı.

Sabah olduğunda Bridget içini gıdıklayan hisle gözlerini açtı. Artık sabah bulantıları onun için bir rutin olmuştu. Yatakta doğrulup derin bir nefes aldı, tül perdeden sızan güneşin yüzüne vurmasına izin verdi

"Günaydın"

Yanından gelen sesle kafasını çevirdi. Sirius, yorgun gözlerle yanında yatıyordu "uyumadın mı?"
"Tabi ki uyudum" dedi genç oğlan iddialı bir şekilde. Ama güzel yüzündeki yorgunluğu okuyamamak için kör olmak gerekirdi

"Yalancı" diye mırıldandı Bridget kafasını tekrardan yastığa koyarken
"Regulus ile konuştum. Evdekilere yorgun olduğun için odanda uyuduğunu ve kimseyi görmek istemediğini falan söylemiş. Bir şekilde yutturmuş işte" konuşurken avcunu kızın göbeğine yasladı

"Effy Dumbledore'a bir mektup yazmış, Minnie bugün gelip olayı detaylı şekilde öğrenmek istediğini söylemiş"

Bridget bir süre sessiz kalıp yanında yatan çocuğu izledi. Sonrasında elini Sirius'un kinin üstüne koydu

"Eminim son yılını böyle geçirmeyi hayal etmemiştin" dedi sessizce "yani şuanda kalenin etrafında dolaşıp terör estiriyor olabilirdin"
"Hey! Bunu zaten yapıyorum. Ayrıca, şimdi mirasımı bırakabileceğim biri var" dedi Sirius kızın gerginliğini dağıtmaya çalışarak.

"Geçen yıl evden kaçtığını duyduğumda sana çok saygı duydum. Benim asla cesaret edemeyeceğim bir hareket. Ve çok şanslısın Sirius. Bu ev bu insanlar, şu hayatta yanında duran birilerinin olduğunu bilmek güzel olmalı"

"Öyle" dedi Sirius sessizce "artık senin de yanında duran birileri var" kızın şüphelerini ortadan kaldırmak istedi. Birlikte büyüdüğü kızın ailesinin kendisininkinden iyi olmadığının farkındaydı. Ama artık kızın hayatındaydı ve bundan sonrasında da çıkmaya niyeti yoktu.

"Sen giyin, Effy senin için pankek hazırlamış. Oldukça kıskandım doğrusu çünkü bir yılı aşkın süredir burdayım ve böyle hizmet görmedim. Şimdiden yerimi kaptın Bridget" dedi kızı gülümsetmek umuduyla. Ki işe de yaradı.

"Teşekkürler Sirius." Dedi Birdget oğlanın ardından yataktan çıkarken "bu durumu o kalede senden başkasıyla paylaşsaydım büyük ihtimalle bu kadar idare edemezdim" ardından kollarını çocuğa doladı.

Sirius kızın sırtını sıvazlayıp saçlarını okşarken fısıldadı "sen yeter ki iyi ol" ardında giyinmesi için kızı yanlız bırakıp odadan çıktı.

"Patiayak" dedi munzur bir ses
"Çatalak?"
"Seni domuz! Sana o lanet partide kızdan hoşlandığını söyledim, kütüphanede ve iksir dersinde hatta lanet olası kıçını yıkarken bile söyledim ama sen inkar edip durdun ve bir gece de öğreniyorum ki en yakın dostum baba oluyor!" Dedi james sahte bir alınganlıkla "ayrıca benden önce Aylağa söylemen kalbimi kırdı"

Sirius bıyık altından sırıtan arkadaşını sırtından yönlendirerek merdivenlere ilerledi "senin trenin yarım saat önce değil miydi?"
"Ah evet, annem gittim sanıyor ama uçuş tozuyla döneceğim. Önce bütün detayları duymak istiyorum"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Extraordinary Parents | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin