Gerçekten bu çocuk deliydi. Onun yüzünden insanlara rezil olmuştuk. En önemlisi de okuldaki kızların delici şeytani bakışlarına tutsak kalmıştım. Arabaya bindiğimizde hiç konuşmadı.
"Nereye gidiyoruz?" Yüzüme bile bakmıyordu. Dediğimi hiç duymamış gibi sürmeye devam etti. "Sana nereye gidiyoruz dedim!""Neden bu kadar sinirlisin?" Söylerken gözünü yoldan ayırmamıştı. Sanki dönüp suratıma bakmak harammış gibi.
"Sakin olmaya çalışıyorum fakat sorularıma cevap alamayınca ister istemez çıldırıyorum." cümleyi söylememle arabayı kenara çekmesi bir oldu.
"İn. Geldik."
Gelip kapımı açabilirdi mesela.dırırıırım.
Geldiğimiz yer fazla ıssız bir yerdi. İki dağın ortasında kalmış ağaçların büyülediği muazzam bir yerdi. "Burası çok güzel."
"Nefes almakta zorlandığımda buraya gelirim." gözleri bir şey anlatmaya çalışıyor gibiydi. Sözlerine devam etti. "Hiç iyi şeyler olmuyor Serra."
Aha al sanaaaaaaaa. Yine ne olacaktı acaba! Yine başıma ne halt gelecekti? Yine Mecnun denen adam ne demişti acaba! "Neler oluyor?" Demekle yetindim.
"Seni arıyorlar."
"Ne için?"
Derin bir nefes aldı. "Sence?"
Allah'ım başıma neler gelmişti böyle! O gece markete gitmeyecektim! Tüm suç mükemmel ev arkadaşımın benim değil! "Bana bir şey yapmalarına izin verme. Gerçekten bir şey yapmadım ben." gülümsüyordu."Bence hak ediyorsun." ne?!?!?
"Ciddi misin! Neyini hak ediyorum. Ne yaptım ben!" Dalga geçiyordu anlaşılan."Tamam agresif hanfendi. Just kidding."
Just kidding miş. "just kidding öyle mi? Geç dalganı sen! Yerimde sen olsaydın görürdüm seni!"
Kahkaha atıyordu. Sahi o kadar komik miydi? Gerizekalı işte.
"Evden ayrılman gerek. hemde hemen."
"Evden ayrılmam mı gerek? Hayır efendim bu saçmalığa daha fazla katlanamayacağım!""Serra ben ciddiyim. Biraz olsun kendini düşünüyorsan evden ayrılmalısın." acaba doğru mu söylüyordu. Belki haklı olabilirdi. Evde birilerinin kapıyı açıp beni öldürmesini bekleyeceğime evden ayrılsam daha iyi olabilirdi belki. Ama nereye gidecektim ki?
"Nereye gideceğim? Gidecek bir yerimin olduğunu mu sanıyorsun?" Bilmiş bir edaylq kafa salladı.
"Sana bu konuda yardımcı olabilirim."
Yardımcı olmak mı? Bana? Ama neden?
"Dinliyorum?"
"Bir evim var. Onlardan hiçbirinin bilmediği evim. Seni oraya götüreceğim. Ortalık durana kadar orada kalacaksın. Okul meselesine gelirsek. Zaten final haftası,daha okula gitmeyeceksin. Sınavlar bitene kadar da ben seni okula götürüp getireceğim."
Kulaklarım duyduklarını anlamaya çalışır gibiydi. Bu adam neden bana yardım ediyordu ki? Ağaçların çıkardığı hışırtılar düşünmemi engelliyordu.
"Bana neden yardım ediyorsun?"
"Çünkü masum birinin ceza alması hiç hoşuma gitmiyor ve bu adamlar bunu hep yapıyor."
***
Burcu'yu kandırmam çok kolay olmuştu. Teyzemin çok hasta olduğunu söyleyip Şili'deki evine gideceğimi söylemiştim. Ardından eşyalarımı toplayıp aşağı inmiştim.
Bir bilinmeze doğru sürükleniyordum. Acaba bu kötü bir başlangıç mıydı? Kötü bir son muydu? İyi bir şey olma ihtimali bile vermiyordum. Onun evinde kalacaktım. Ona tam güvenemiyordum ama başka bir şansım da yoktu. Ölmeyi beklemektense çözüm aramak daha iyiydi. Çok geçmeden beyaz Porsche kapının önünde belirdi. "Sonunda.""Amma nazlandın geldik işte." Eşyalarımı elimden alıp arabaya yerleştirdi. Ben de ön tarafa yanına geçtim.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Nasıl hissettiğim hakkında hiçbir fikrim yok. Beynim boş sanki şu an. Ne yaptığımı bilmiyor gibiyim."
Yol boyunca sustuk. Sadece dışarıyı izleyip olacakları düşünmüştüm. Her ne kadar bir fikrim olmasa da.Sonunda gelmiştik. Ev kocaman 3 katlı bir şeydi. Tek başına kocaman evi ne yapıyor diye düşünmeden edemedim. Eşyalarımı alıp yürümeye başladığında ben de arkasından gittim. Bavulları yere bırakıp anahtarı kapıya geçirdi.
Ev çok şık dizayn edilmişti. Mutfakla salon bitişikti ve bu eve amerikani bir hava katıyordu.
Eve beyaz ve siyah renkleri hakimdi. Tam da kötü çocuklara yaraşır!
"Bakma merasimin bittiyse odanı görmeye ne dersin?" Odam? Ah evet. Uyumak için bir odaya ihtiyacım olacaktı.
Çok geçmeden odayı gösterip aşağı indi. Ben de eşyalarımı yerleştirmeye koyuldum.
Yarım saat sonra eşyalarım yerleştirilmişti. Tam merdivenlere yönelmiştim ki sesiyle irkildim. "Ben gidiyorum. Dolap tıka basa dolu. Umarım kendini besleyebilirsin. Bir süre görünmeyeceğim." Ne yani bu koca evde tek başımamı kalacaktım?"Tek mi kalacağım?"
"Korktun mu yoksa?" Aptal!
"tabiiki de korkmadım. Hadi git başımın çaresine bakarım ben." dediklerime cevap vermeden merdivenlere yöneldi. " Bu arada teşekkür ederim." Dediğimi duymamış gibi yaparak merdivenlerden indi.
Evet artık tek başıma bu koca evde kalacaktım. Başıma neler geleceği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Umarım ortalık çabuk sakinleşir diye iç geçirdim ve kanepeye uzanarak rahatladım.