Remembrance

119 6 25
                                    

≽^- ˕ -^≼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

≽^- ˕ -^≼

Ekim ayının ilk günü ve ayan sabahın toprakla buluşan ilk hüzmeleri vuruyor. Dalgalanan rüzgârın meltem esintisiyle toprağın üzerinde filizlenmiş çiçekler usulca dans ediyor.

Eliyle okşuyor toprağı genç adam, gözlerini kapayıp o da meltemin teninde dans edişini hissetmek istiyor.

'Ne severdin dans etmeyi sevgilim'

Çömeldiği toprağı elleriyle okşuyor. Hiç mi hiç sevmez dünyasının yalnızlığa bürünmesini o yüzden hep dokunur dünyasına, belli eder varlığını. Onu tanıdığı ilk günden beridir her zaman hissetmek için yanıp tutuşur içi, dokunmaya kıyamazken elinden uçup gideceği korkusuyla biraz daha kollarında ağırlar onu. Değişen şey ise hissettiği o sıcaklığın yerini ruhuna hipotermi geçirten soğuk toprağın ansızın dengesini yerle yeksân etmesiydi.

Kendi dünyasının, bu dâridünyaya ait her bir parçasına, onun kendi derunu misali berrak suyuna, pürlüğünü bahşettiği toprağına, teninin yumuşaklığını kıskanan bulutlarına karışıp ebedî yolculuğunun tek gidiş biletini almasıyla yeryüzünde kayan en parlak yıldızı olup ait olduğu diğer yıldızların yanında, yükseklerde onu izlediğini hep bilir.

Bunu bildiğinden beridir içinde açılan bölünemeyen dehrin eşliğinde biricik yıldızının ardında bıraktığı mektupları tek tek okur. Bitmez asla mektuplar, devir eder bir diğeriyle hep yinelenir durur. Her bir harfin şekli kazınır aklına. Onunla başbaşa kaçamak yaptığı yerdeki geçmişin kıpırtıları canlanır gözünde, şimdi ise yine onunla başbaşa kaldığı bu yerde zamanında onun eliyle yazdığı mektuplardan birini alıp okuyor.

Bir eli sevgilisinin kokusuyla bürünmüş toprakta bir diğeri ise eskitme kağıtta.

'anlat sevgilim seni dinliyorum'

~

October Passed Me By | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin