Kantin

8 1 0
                                    

Kantin okulun bahçesindeydi ve açıkcası etek giymesine rağmen üstüne mont almayan aptal bir kızdım ama bu soğukta dışarı çıkmayacak kadar akıllıydım.Tabikide şaka merdivenlerden inip bahçeye çıktım bile. Bu havada kimse dışarı çıkmadığından kumral çocuğu görmem zamanımı almadı. Üç çardak yanyanaydı bir tanesinde alt sınıflardan 4 kız sohbet ediyordu ve birisinin gözü öteki çardakta ki montunun kapşonunu kafasına geçirmiş kucağında çantasıyla oturup masanın üzerindeki iki çikolatalı süt kutusuna bakan çocuğun üzerindeydi.Çekinsemde zar zor titreyerek çocuğun yanına gittim.Çardağın önünde öylece dikildiğimde bana hiç bakmadı bile.Birden dudağı aralandı ''eğer oturmazsan daha fazla titremeye başlayacaksın''. Her ne kadar bu çocuğa gittikçe sinir olsamda haklıydı.Çardakta karşısına oturmak yerine yanına oturdum.O an kafasını bana çevirdiğinde ilk defa göz göze geldik.Yüzünü kısa sürede olsa inceleme imkanı bulmuşken kaçıramazdım bu fırsatı.Gözleri kahverengiydi, göz altları aşırı derece morarmıştı uykuyla değilde ağlamakla alakalı bi durum gibiydi sanki.Hafif dolgun dudaklarının kenarındaki kan lekesi ve bir kaşının patlamasıda ilgimi çekti tabiki.Çene kası,bakışları,yüzündeki yara izleri.. Bunu istemeyerek kabul ediyordum ki o aşırı çekiciydi.İlk defa bir erkeği yakışıklı bulmuştum ne kadar ilginç.Elini uzattı birden ben ise yüzüne o kadar odaklanmışım ki o konuşana kadar elini farketmemiştim.'Ben Çınar, sıra pardon uyku arkadaşın'.
Cümlesi birden şaşırmama sebep olmuştu.Hafif tebessüm ederek adımı merak ettiğini anladım sorar bakışlarından ve ilk defa Çınara cevap verdim.
'Ben Açelya, sıra pardon uyku arkadaşın' dedim gülerek.Cümlesini tekrarlayıp onunla dalga geçmem hoşuna gitmiş olacak ki gülüşü büyüdü.Önüne dönüp sütlerden birini alıp pipet paketini açtı sonra pipeti kutuya sokup bana uzattı. 'sever misin bilmiyorum ama sohbet ederken iyi gidiyor' dedi.Uzattığı çikolatalı sütü alıp teşekkür ettim o ise rica etmeden sütünü içmeye başladı.Çok garip bi çocuktu 17 yaşında dersle ilgisi olmayan ve anlaşılan kavgaya da karışan bir çocuk hiç tanımadığı bi kız çikolatalı süt ısmarlıyordu.Asıl ilginç olan ise az önce bitirdiği sütünün kutusunu masaya koyup cebinden sigara paketi ve çakmak çıkarmasıydı. Sessizliği bozan ilk ben oldum ve 'çikolatalı süt etmediğimiz sohbetle bile iyi gidiyor ama sigarayla gidiceğini sanmmıyorum' dedim ve bunu derken yüzümü ekşitmiştim.Sigara kokusundan oldum olası nefret ederdim.

Bir dersi beraber bahçede ekmiştik.Birbirimizi az da olsa tanıyorduk artık diğer dersler yine uyuyarak boş boş geçmişti ilk hafta olduğundan dersler işlenmiyordu ama okula gelmek zorunluydu tabi.Çıkışta herkes hazırlanırken sınıftan ilk çıkan Çınar olmuştu.Bende çok oyalanmadan çıkıp acele ile eve gittim içimde nedenini bilmediğim bir mutluluk vardı.Evin kapısını anahtarla açtığımda anneme seslendim ama yanıt alamayınca telefonla aramak zorunda kaldım.Nasıl unuturum annemin İstanbul'daki ilk işinin ilk günüydü ve çıkışta çalıştığı cafenin oraya gidecektim.Hemen bir şeyler atıştırıp üstüme bol siyah bir pantolon beyaz bir kazak ve montumu alıp evden çıktım.İçinde 'Kendimden Hallice' şarkıları olan playlist den bir şarkı açıp kulaklıklarımı taktım.Annemin çalışmaya başladığı cafe sahile yakındı yağmurda durduğuna göre bu biraz sahilde oyalanabiliceğim anlamına gelirdi.Annemin yanına uğrayıp işlerimi halledince sahile doğru yürümeye başladım.Sabah yağan yağumurdan olduğunu düşündüğüm bi sakinlik vardı deniz kenarında.İstanbula geldiğim günden beri ilk defa bu kadar boştu sahil.Birkaç arkadaş grubu, yaşlı teyzeler dışında kimse yoktu.Herkes banklarda oturuyordu ben her zamanki gibi kayalıklara inmeyi tercih etmiştim.Kayalıklarda arkası dönük bir çocuk vardı sadece hava karardığı için tam göremiyordum ama üzerinde siyah bir sweat vardi kapşonu kapalı elinde sigara bi yanında da bira şişesi ve çikolatalı süt vardı.Sahil okulada yakın olduğundan çocuğun Çınar olabileceğini düşündüm çünkü onun gibi yaklaşık 1.90 boylarında iri yarı bir çocuktu.Çocuğun yanına gidip 'pardon yanına oturabilir miyim?' dedim.Kafasını bana çevirdiğinde tanıdık bir çift kahve göz ve daha da büyüyen yaralar gördüm.Birşey demesini beklemeden yanına oturdum sigarasını kayalıkların arasına atıp çikolatalı sütü bana uzattı ve birasından koca bir yudum aldı.Bana bakmadan birasını içmeye devam etti ve bitince şişeyi alttaki boşluğa attı alta baktığımda yeni atıldığını düşündüğüm üç bira şişesi gördüm. Üç şişe içmiş miydi sahiden? Çantasından bir şişe daha çıkardığını gördüm birden şişeyi tuttuğu elinden birayı aldığımda bana sorar gözlerle baktı. Dalga geçerek 'ne kadar centilmensiniz beyefendi' dediğimde gözlerini kısıp 'sen sütünü içsene büyüklerinin işine burnunu sokma' dediğinde resmen ağzım açık kalmıştı.Normalde olsa yerin dibine sokardım bu çocuğu ama bir şey diyemedim çünkü sarhoş olduğu her halinden belliydi.Sinirlenip bira şişesini ona uzattım 'aslında daha fazla içme diye elinden almak istemiştim ama banane öyle değil mi? ne halin varsa gör!' istemsizce yükselen sesimle beraber gözlerim dolmuştu.Arkamı dönüp gitmeye çalıştığımda ayağa kalkıp kolumdan tuttu arkamı döndüğümde aramızda bir adımlık mesafe bile yoktu.Bedenlerimiz birbirine değiyordu kolumu tutan eli birden kolumu sıkmaya başladı. 'Özür dilerim, söz içmicem ama gitme olur mu?' dediğinde boyu benden uzun olduğu için kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım.Göz altları aşırı derece morarmış gözleri de kızarmıştı ama ağlamış gibi değildi.Sarhoş olduğu çok belliydi.Kolumu bırakıp geri yerine oturdu ve bir sigara yaktı.Ben ne yapıcağımı bilmiyordum daha 2 günde tanıdığım bir yabancıyla aşırı yakınlaşmıştım. Gitmemi istemiyordu normalde herkesin herkesten gizlediği o güçsüz yanını o bana gösteriyordu.Beni İlk defa birinin bakışları heyecanlandırıyordu.Dalga seslerine eşlik eden telefonumun zil sesini duyunca telefona baktım annem arıyordu.Saat çok geç olmuştu.Normalde bu saate kadar dışarda bile durmazken telefonumu kapatıp Çınarın yanına oturdum.Benden asla beklenmedik bir hareketti bu.Ben o gece bir şey farkettim.Ben o gece o dalgaların arasında onun gülünce oluşan gamzesinde boğuldum.
Ben Açelya Sönmez ben bugün ilk defa kendimden başka birini düşünüp, onun yanında kalabilmek için ailemi hiçe saydım.Ben aşık oldum.Ben hakkında hiçbir şey bilmediğim bir yabancıya aşık oldum..

Tüm Yıllara SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin