Yerde hareketsiz yatan beden Jeandı . Kafamı göğüsüne yasladım ve nefes alıp almadığını kontrol ettim . Uzun bir süre ses çıkmazken sonunda o cılıx kalp atış sesini duydum . Yaşıyordu !
Yanağına hızla tokat yağmuru yaptım . Kısık bir şekilde gözleri açılırken bir kaç kere öksürdü . Onu yan çevirerek daha rahat bir şekilde öksürmesini sağladım .
" Çıkmışız ." diye mırıldandı .
" Jean burası neresi biliyor musun ?"
" Biz geçit kapısından geçmişiz . Alt katta şifreli bir odada olmalıydı bu kapı ama yangınla kapı yıkılmış olmalı ."
" Bu geçit nereye çıkıyor " etrafımda sadece ağaç görüyordum .
"Bilmiyorum . Kapının varlığını bile gizlice duydum ." Konuşarak bile zorlandığını anlayarak ayağa kaltım . Kaslarım acırken başım döndü . Tam o sırada önceki hayatımdaki tecrübelerimden kalan içgüdümle hissettim .
Ağaçlarda biri vardı . Yada birileri ...
Gözlerim kendimi korumak için birşeyler ararken agaçtan bu tarafa doğru gelen pembe bir topla refleksle tekmemi geçirdim .Topa tekme atmamla pembebir sis etrafı sardı . Panikle etrafa bakarken onları gördüm . Sisin arkasından görünen onlarca gölge...
****************************************************************
Vucudumun her yeri ağrıyordu .Resmen acıdan ağlayacaktım . Bu güçsüz beden ufak bir koşuşturmaya bile dayanamıyordu .
Yakınımda birkaç konuşma sesi duydum . Ne diyorlardı ? Gerçi ben neredeydim ?! Olanları hatırlamamla gözlerim fal taşı gibi açıldı ve yatığım yerden fırladım .
Görüşüm bulanıktı ama geriye kaçan iki kişi görmüştüm . Yan yatakta yatan Jeanı seçtim bulanık görüşümle .
" Bu sis topu insanların 2 gün uyumasını sağlar bu insan kızı da kim '" Kalın bir sesle kapı gibi olan yere döndüm .
"Siz kimsiniz ?
" Elfler çocuklara asla zarar vermez . Çocuklar yüce efendimiz için kutsaldır . Irk fark etmeksizin onlara yardım etmemizi ister . Bu yüzden lütfen sakince yaralarına bakalım " Konuşan kişi az önce konuşan adamın yanındaki kadındı .
Bir dakika ! Bir dakika ! Elfler romandasadece isim olarak geçiyordu ve varlıkları çok gizliydi . Şaka gibi imkansız olan her şey beni buluyordu !
"Jean nasıl ?" boğuk bir sesle sordum .
" İlk onun yaralarına baktık ve özel iksirlerimizle o iyileşecek şimdi sıra sende insan kız "
Yutkunarak geri yattım ve çatık kaşlarımla yaptıklarını izledim .
" Bırakın ben yapayım . Bu insan tuhaf " Kalın sesli Elf adam tekrar konusunca onu inceledim . Saçları bembeyazdı ve at kuyruğu şeklinde yukarıdan bağlanmıştı . Sivri upuzun kulakları vardı ve yüz hatları keskindi . Alnında bir çiçek yaprağı şeklinde motif vardı . Ne zaman güneş ışığı çarpsa parlıyordu .Bembeyaz teninde hiç kusur yoktu . Ah varmış . Elmacık kemiğinin üstünde incecik bir yara vardı . Bunun bıçak yarası olduğuna dair her şeyimle iddiaya girerdim .
Odadaki Jeana pansuman yapan iki kız siyah saçlı beyaz tenliydi ama kapıdaki iki kişi beyaz saçlıydı ve en önemlisi alınlarındaki semboldü . Önemli biri olmalıydı .
Elini kaldırarak alnımın üstüne koydu . Bunu yapmasıyla kaşarımı çatarak onu izledim . Her ne kadar yorgun olsam da tetikteydim . Belki Jeanı kurtaramazdım ama kendim buradan kaçabilirdim .
" Sakin ol insan kızı" Bu ünvan artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı .
" Ella . Adım Ella Elf Bey "
" Day diyebilirsin ufaklık " Hafifçe gülerken şaşkınlıkla ona baktım .
" İnsanları sevmediğinizi sanıyordum ?"
" Evet sevmiyoruz ama az önce de dediğimiz gibi çocuklar ırk fark etmeksizin değerlidir . Onlar yetiştirilebilecek birer tohumdur . Buraya geldiğiniz kapı Frankın kapısıydı . O da zamanında buraya geldi ve burada büyüdü ."
Konuşurken elini uzattı ve elinden elnıma doğru beyaz bir ışık çıktı . Bedenim birden rahatlarken kaslarım gevşedi ve ağrıyan acıyan yerlerim birer birer kayboldu .
"Bu mükemmel bir şey " Kendime hakim olamayarak konuşum ve artık ağrımayan kollarımı oynattım .
Day tam ağzını birşey söylemek için açmıştı ki kapı gürültüyle çıldı ve duvara tosladı. Çıkan sesle ben irkilirken Day az önceki yumuşak ifadesinin tam tersi olan bir şekilde gelen siyah saçlı erkek elfe baktı . Bu haliyle oldukça korkutucu görünüyordu .
" Efendim ! Kehanet ışığı ortaya çıktı ! 200 yıl sonra bu bir ilk !" Adamın konuşmasıyla Day hızla ayaklandı ve kapıya doğru ilerledi ve ikiside çıkarak odada beni ve uyuyan Jeanı yalnız bıraktılar .
Tüm yaralarım iyileştiği için rahat bir şekilde yataktan kalktım ve odayı inceledim . Dışarıdan gürültüler geliyordu ve ben burnumu sokmamak için kendimi zor tutuyordum .
Cam şişelerde bir çok renkli sıvı vardı ve üstlerinde metalik el yazıları ile birşeyler yazıyordu . Elflerin yazısı korkunçtu dostum ! Aynı doktorlar gibiydi gerçi başka bir taraftan bakarsak onlar bu dünyanın doktorlarıydı .
Daha fazla dayanamayarak açık olan camı açtım ve kafamı uzattım . Elfler ağaçevlerde yaşıyordu ve etrafta tıpkı benim gibi aşşağı bakan birçok elf vardı . Aşşağı baktığımda boş bir alanda parlayan bir ışık dikatimi çekti hemen . Bir dakika bu beyaz bir ışık değildi !
Mavi Denizanası !!??
Gözlerim şokla açılırken denizanası birden bana doru süzülmeye bşladı . Kaşlarımı çatarak herhangi bir atağı bekliyordum ama bunun aksine denizanası etrafımda bir tur attı ve aşşağı geri süzüldü .
"Çocuklarım uzun bir zamandır sizinle irtibatım kesilsede şimdi yeni gelen insan kızın aurası syesinde tekrar bu dünyaya gelebildim . Biz insanlarla uzun zamandır bir çatışma yaşıyoruz ama bunu çocuklara yansıtmamamız gerektiğini size bildirmiştim . Ama görüyorum ki birçoğunuzun elinde çocuk kanı var ! Sesi sonradan korkunçlaştı ve birden etrafabeyaz ip gibi şeyler yayıldı .
O iper 5 Elfi boğazlarından tutup boş alana getirirken elfler acıyla bağırıyordu . "Benim sözümü dinlemediniz ve masumçocukları öldürdünüz şimdi cezanızı çekin !" Elfler toz halinde etrafa uçuşurken gözlerim şaşkınlıkla açıldı . Bu nasıl bir büyüydü ! Denizanası tekrar bana uçarken kendimi bir anda beyaz bir aland buldum
" Tıpkı atana benziyorsun çocuğum . Candalle soyunun sahip olduğu kırmızı gözlere ve ilk atan Ella Candallenin kopyası gibisin bakışlarınız bile aynı ... hatta ruhunuz bile benziyor . Savaş Tanrısı Ares ilk atan Ella Candalleye deli gibi aşıktı . Hatırlıyorum da onların aşkı unutulmaz birşeydi . İkisinin çocuğu onların işlediği bir suç yzünden dünyaya gönderildi ama orada bile adapte oldu ve imparatorluğun kurulmasında çok büyük bir katkısı oldu . Sahi adı neydı ? Ah doğru o adı unutmak olmaz . Angulus ... Angulus Candalle tüm tanrıları yenebilecek bir yarı tanrıydı ve adının anlamı ise acı demekti . Ares ve Ella onu tanrı krala adadı ve kendi günahları için dünyaya gönderdiler . Zavallı çocuk benim elimde doğmuştu ve Ella ona bu ismi verdi sanki çok acı çekeceğini biliyor gibiydi ."
Mavi denizanası şimdi yaşlı bir kadına dönüşmüştü ve anlattıkları çok anlamsız geliyordu . Ana hikayede böyle bir geçmiş yoktu . Hatta orada Candalle ailesi sadece sınırı koruyan savaşçı bir aile olarak geciyordu .
Kadın tekrar konuşmak için ağzını açtı ve ben duyduklarımla donup kaldım .
Okuduğum hikayeye en başından beri güvenmemem gerekiyordu ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Mafya Olan Yan Karakter
FantasyBir mafya lideri olan ben yakın arkadaşımın tuzağına düşerek kendi kafama sıkmıştım. Ve gözlerimi açtığımda yeni bir dünyadaydım . Tekrar tekrar okuduğum bir +18 romantik korku novelinin içinde olduğumu fark ettiğimde karar verdim . Ben öldürülmesi...