-6

132 14 8
                                        

Minho halen uyurken Jisung çoktan kalkmış,Minho'yu rahatsız etmemek için aşağıda mutfakta arkadaşı Jeongin ile telefonla konuşuyordu.Heyecan ve mutluluğu sesinden belli oluyordu.

"O anın gerçekten hiç bitmemesini istedim! Uzun zaman sonra ilk defa onunla böyle bir şey yaşadım.Bana aldığı hediyeler,kendisi,ortam,sürprizi herşey çok mükemmeldi.."

Jeongin hafif bıkkın bir ses tonuyla cevap verdi.

"Jisung yaklaşık yarım saattir Minho hakkında konuşuyorsun ve yeni yenimi onun yaptığı sürprizden bahsediyorsun gerçekten?"

"Ama ne yapayım! Aylarca belkide yıllarca onun hakkında konuşabilirim."

"Bu böyle olmayacak en iyisi buluşalım o zaman anlatırsın yoksa telefonda gerçekten çok uzun sürecek bu konuşma hemi uzun zamandır yüz yüze vakit geçirmedik."

"Olur aslında."

Nerede buluşacaklarını,ne zaman buluşacaklarını kısa keserek konuştuktan sonra telefonu kulağından çekip telefonu kapattı Jisung.

Kapıya sırtı dönüktü.Hazırlanmak için odasına gidecekti ki usulca arkasına döndüğünde kapının girişinde Minho'yu görmesiyle hafif irkildi.Dağınık saçları ve biraz kısık gözleriyle kapının girişine yaslanmış Jisung'a bakıyordu.Yeni uyanmış olmasından kaynaklı çıkan kalın sesiyle konuşmayı başlattı.

"Kiminle konuşuyorsun sabahın bu saatinde?"

"Jeongin'le,neden sordunki?"

"Merak ettim.Ne konuşuyordunuz?"

"Bana sürpriz hakkında konuştum biraz bide birazdan onunla buluşucam."

"Ben evde tek başıma ne yapıcam?"

Minho masum bir yüz ifadesine geçti.

"Ehh.."

"Ben sensiz evde ne yapacağım Hannie? Çok sıkılırım."

Jisung gözlerini hafif kısıp kollarını kavuşturdu.Minho'nun onu içmeye gittiği için evde saatlerce tek bıraktığı günler aklına geldi istemsizce.

"Bulursun bir şeyler."

Minho'nun biraz morali bozulmuş gibiydi.Bakışlarını zemine çevirdi.Jisung derin bir nefes çekip usulca Minho'nun yanına yaklaştı.Elini tarak misali kullanıp onun saçlarını düzeltirken yumuşak sesiyle konuştu.

"Sadece bir günlüğüne Minho.Diğer günlerde seninle olacağım söz."

Minho tekrardan ona baktığında buruk şekilde gülümsedi.Minho gülümseyince Jisung da gülümsedi.

"Peki,ama eve hızlı gel lütfen olur mu?"

"Tamam tatlım."

Alnına buse kondurup hızlıca yukarı çıkmış ve hazırlanmıştı.Jeongin'e çıktığına dair mesajla haber vererek evden ayrıldı.

Hızlı adımlarla olabildiğince buluşacakları yere varmıştı.Buluşacakları yer tatlı bir kafeydi.Jeongin çoktan birkaç dakika önce gelmiş kafenin dışarısında ikili sandalyesi olan bir masada oturuyordu.Jisung gözleriyle hızlıca kafeyi taradıktan sonra Jeongin'i görmüş ve hızlı adımlarla olduğu yere gitmişti.Nefes nefese getirdiği postacı çantasını sandalyeye asıyordu.

"Fazla geç kaldım mı?"

"Yok ya ben bir kaç dakika önce gelmiştim zaten bu arada hoşgeldin."

Sandalyeye oturup kendini sandalyesiyle beraber masaya yaklaştırdı.

"Hoşbuldum."

Konuşmaya başlamadan önce bir şeyler sipariş etmelerinde ortak karar aldılar ve istedikleri şeyleri garsona söyleyip sipariş ettirdiler.Yemekler hazırlanırken sohbet başlamıştı.

"Anlat bakalım."

Jisung uzun uzun konuşmaya başladı bu sürede yemekler gelmişti Jisung yerken bile heyecanla anlatıyordu.Gözleri parıldıyordu.

Hediyelerden bahsederken aklına sonradan geldiğinden son olarak Minho'nun ona aldığı çiçeklere değindi.

"Ha birde bana kozmos ve orkide çiçeği aldı.Çiçekleri verdikten sonra bunların derin bir anlamı var demişti ne dediğini pek anlamadım."

Jeongin arkasına yaslanıp bir süre düşündü.Aralarındaki ortam geçici olarak sessizleşti.

"Benim bildiğim çiçeklerin anlamı vardır belki özellikle bu çiçekleri sana vermesinin bir nedeni vardır?"

"Yada belki hoşuna gitmiştir o yüzdendir."

"Ah benim mal arkadaşım..Bak,eğer sana sadece bir çiçek vermek istese gider gül papatya falan alır ama kozmos ve orkide çiçeği almış? Kendisi bile söylemiş sana bunların derin bir anlamı var diye."

"İyide kozmos ve orkide çiçeğinin ne anlamı varki?"

Jeongin doğrulup telefonuna yöneldi ve kısacık bir araştırmadan sonra bulduğu yazıyı karşısındaki Jisung'a okumaya başladı.

"Orkide dünyada açan ilk çiçektir diğer çiçekler onun soyundan türemiştir birine orkide hediye etmek 'Dünyam da açan ilk çiçeksin' anlamına gelir."

"Kozmos çiçeğinin tipik anlamı ise aşk çiçeğidir bu çiçek genellikle kişinin derin sevgi duygularını söylemek için kullanılır."

Jisung her bir cümlede şaşkın yüz ifadesi daha da büyüyordu.Aklındaki yapbozlar yerine çoktan oturmaya başlamıştı bile.

"Yani..Minho bana aşık mı?.."

Bölüm yazasım geliyor sürekli belki bu gece bitane daha yazarım

Stupid Drunk ^MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin