Giriş

245 71 359
                                    

" Bana bak ve beni dinle." Zorla oturttuğu sandalyenin etrafında dolaşmaya başladı. " Aramıza neden girdiğini unutma. İhanet affım yok ihanet edersen ölürsün." Kulağıma eğilip nefesi verip fısıldayarak konuştu.

"Sevdiğim kadın olman ihaneti affedeceğim anlamına gelmez. Eğer ki bana ihanet ediyorsan ilk önce ihanetin için seni." Yüzünü yüzümün yanından yavaşça çekip uzaklaşmadan gözlerimin içine baktı. "Sonra da sevdiğim kadını öldürdüğüm için kendimi yakarım. Gücüm ve kararım sevgimden önce gelir çünkü ben böyle bir adamım."

Korkmamalıydım beni deniyordu. Ne yapacağımı merak ediyor ve öğrenmek için yapıyordu. "Anladın mı Mahperi'm?" Aklınca beni korkutmaya çalışıyordu. Bunu yapıyordu. Neden cevap veremiyordum? Üzerimde üstünlük kuruyordu, amacı gözümü korkutmaktı.

"Unutma ne için aramızdasın unutma. O içindeki kadının gerçek kişiliğini unutma. Sen, ben ve bizim gibi insanlar normal insanlar değiliz."

Önümde dikilmeye başladı. "Sen ,benim yanımda durmak zorundasın. Senin benden başka kimsen yok. Kimsesizsin."

Hayır şuan üstümde baskınlık kurmuyordu. Bana kim olduğunu gösteriyordu. Ama bu şekilde olmamalıydı. "Sen sadece bir kuklasın, ben ise seni yöneten. Bastığın adımları sağlam bas, tek bir çelmeyle büyük yıkımlar veririm sana. Güvendiğin dağlara sırtını yaslama, sayemde ilk arkandan bıçaklayanlardır onlar."

Her adım attığında ayakkabılarından çıkan topuk sesi bana işkence odasındaymışım gibi hissettiriyordu. Arkama geçip omuzlarımdan tutarak ,başını başımın yanına getirdi.

"Sen ve ben birbirimizin başka yüzleriyiz. Benden korkma , korkma ki korkulacak duruma düşme Mahperi'm"

Yüzünü yüzüme sürterek geriye çekildi. Manipüle etmeye çalışıyordu , ne yaptığımı anlamış mıydı? o kadar zeki değildi, laflarına kanmazdım çünkü sevdiğim adamı tanırdım ama o benim laflarıma inanırdı. Hayır, benim laflarıma değil itaat duygusu olan her kelimeye inanırdı. Çünkü egosu ağırdı.

"Ben seninle düşman olmam Dolunay'ım, sen acımasızsın herkese karşı acımasızsın. Ben ise sadece bir sana duruluyorum. Çetenin kurucusu ve benim patronum olabilirsin ne fark eder bu?"

Yüzündeki ciddiyet hala yerli yerinde duruyor beni aşağılarcasına bakıyordu.

"Ölümüm senden olacaksa ben gene boyun eğeceğim. Ben seni, senin yaptığın gibi öylesine değil ölesiye seviyorum ve senden gelecek her şeye boyun eğerim."

Kalçasını arkasındaki masaya yaslamış kollarını göğsünde birleştirerek bana bakıyordu. Biliyorum cümlelerime hemen inanmazdı, ama zihninin en derinine sızar ve yuva yapardı. Sinsice zihnine işler ve zehirlerdi cümlelerim.

" Bu yola sadece kendim için girdim. Kaybedecek hiç bir şeyim olmayınca sadece senin için devam ettim. Stefan Zweig' in  bir sözü var biliyor musun?"

Kaşlarını kırıp gözlerimin içine devamını dilercesine baktı . İşte bu sefer dikkatini çekmiştim. Gözlerim doluyordu ama onun karşısında ağlamak istemezdim. Ben sevdiğim adama sığınmak istemezdim, beni ilk o vururdu.

"Kimdim ki ben senin gökyüzünde? Yüzlercesi arasından sadece birisi. Acıtasyon yapma diyeceksin, biliyorum Dolunay'ım ezberledim seni. Sadece bil hissetmesende bil. Ben kendimden vazgeçecek kadar sevdim seni ve o iğrenç sevgini kazanmak için her türlü bataklığa battım senin için. Bende istemezdim ama yaptım."

İşte bu doğruydu, beni ilk o vururdu. Beni ilk o yıkıp yakardı, en büyük yıkımı bana o verirdi...

...

Tek başına yeni bir kurgu ile geldim şuan güncel durumda 3 hikayem var. Ama kesin karar olarak birini bitirmeden birini paylaşmayacağım olacak.

MAHİ ZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin