5. GÜÇLÜLERİN SIĞINAĞI: GURUR VE İHANET

57 23 75
                                    

Selen, odanın sessizliğinde yürürken adımlarının yankısını duyuyordu. Gözleriyle odanın her köşesini taradı, sanki her bir eşyanın arkasında birşeyler arıyordu. Evin sessizliği, bir tür huzur veriyordu, ancak içinde hala bir gerginlik hissediyordu.

Salonun ortasında durduğunda, masanın üzerinde duran kahve bardağına dikkatlice baktı. Bardağın kenarındaki ince çatlak, içindeki burukluğu yansıtıyor, hatırlatıyordu. Selen, masaya yaklaşırken bir tereddüt hissetti, sanki masanın üzerinde yatan ve az önce olan konuşmalar büyük bir sırmışta ,sırlara dokunmak istemiyormuş gibi. Kararsızlığı her haliyle okunuyordu şuan, öğrenmek istiyordu ama içinden bir ses neden bu kadar abarttığına anlam vermeye çalışırken bir çok sorusuna aynı anda cevap almaya çalışırken başarısız oluyordu.

Zihninde dolanan sorular, içini buruk bir huzursuzlukla dolduruyordu. Geçmişte yaşananlar ve geleceğe dair belirsizlikler, ruhunu sarıyordu. Bir sonraki adımını atmadan önce, salonun sessizliğinde kaybolmuş düşüncelerine daldı.

Belki öğrenmemesi gereken bir şeydi. Belki de Viran liderleri, abisi olarak sıradan bir konuşmaydı. İçinde amansız bir endişe vardı. Sakladığı birşey yoktu, yaptığı bir hata, sır gibi gizlediği bir geçmişi bunlar yoktu. Olmamasının yanı sıra geçmişi aleni şekilde ilk anında sadece bir adet Flashbellek parçası ile ilan edilip dalga geçilmişti. Herşey biliniyor ise sorun neydi? İçindeki duygu sömürüyor gibi hissettiriyordu. Bakışları tekrar masaya döndü.

Ancak, telefonun ekranında beliren şifre isteği, onu düşüncelerinden arındırıp aniden gerçekliğe geri döndürdü. Selen, telefonu alarak sessizce bir şifre girdi ve ekranın parlak ışığında hata veren yazı ile içindeki karmaşık duyguları bir süreliğine unutarak, şu anı yaşamaya odaklandı.. 

Başını iki yana silkeleyerek düşüncelerinden bir kere daha arındı. Aşağı oyun salonuna doğru inmeye başladı, gittikçe yakınlaşan gülüşme sesleri ile ilerlemeye devam etti. Merdivenleri inerken odadan Faruk'un çıktığını gördü.

"Selam." Soğuk ve bir o kadar sert olan sesi Selen'e ulaştığında onun aksine yumuşak ve nazik bir sesle yanıt verdi. "Selam Faruk, nasılsın?" 

"Ben iyiyim, teşekkür ederim." diye cevapladı. Selen yanına giderek oyun salonunu işaret etti. "Oyun salonuna mı gidiyordun?" 

Başını onaylamak için salladı. " Uzun süredir antrenman yapmıyoruz ,arka bahçeye toplanmamız gerek." 

Hak vererek başını olumlayarak salladı, Faruk önden, Selen arkasından ilerleyerek ikili salona girdi. Az önce salonda yaşananları unutarak.

Söze Faruk atıldı ve herkese yönelik bir konuşma başlattı. "Gençler, oyununuzu bir kenara bırakın ve odalara çıkıp hazırlanın." Sorgular gözler ile herkes Faruk'a bakarken cümlesine devam etti. "Antrenman yapma zamanımız geldi." Muzipçe gülümseyerek arkasını dönüp odadan çıktı. Herkes birbirinde göz gezdirdi bunun ne demek olduğunu biliyorlardı.

"Olmadı baştan say ,1." Gür sesi ile bağırdı Faruk , yerde şınav pozisyonu alan çete üyeleri şakaklarından süzülen ter damlacıkları ve şişen dalakları ile isyan etmek ister vaziyetteydiler. "Kaç oldu?"

MAHİ ZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin