2. PLAN

182 65 418
                                    

Seçimler ve hatalar, tercihler ve kader.
Hepsi bir arada değil miydi? Hayat hepsini beraberinde getirirdi. 21 yaşındaki ben şuan bir seçim yapacağım ve bu benim iliklerime kadar işleyecek bir seçim olacaktı. Karşımda cevabımı bekleyen 10 kişilik bir topluluk, dilimden sökülecek tek bir cümleye pür dikkat odaklanmışlardı.

"Sizinle çalışacağım. Kabul ediyorum."

Çok garip bir durumda değil miydi? Karşılarında sadece iç çamaşırlı bir kadın, dayak yemekten üstü başı kan olmuş bir vaziyetteydi. Ama onların tek umursadığı bu özel üretim olan ilaç mıydı? Neyin nesiydi bu ilaç?

İstediğini almışcasına gülümserken konuştu.

" Kouhai."  Ayağı kalktığında arkama geçerek ipleri elindeki çakı ile kesip kopararak ellerimi kurtardı. Bileklerimin kızarmış ve iz olduğuna bileğimde yayılan sıcaklık ve acıdan dolayı emindim. Bileklerimi önüme alıp ovuşturduğum sıra suratımın ortasına kıyafetlerim atıldığı gibi kucağıma düştü. Yere sarkan pantolon bacağını kucağıma çekerek gözlerimi gözlerine diktim.

"Üstünü giyin ve dışarı gel." Teker teker odayı terk edip çıktıklarında sadece iki kişi kalmıştı. Ayak bileklerime sarılmış ipleri çözüp sandalyeden yavaşça kalktığımda vücuduma yediğim yumruk ve tekmelerden acınası bir nefes vermeden duramamıştım.

Üstümden geldiğimde zorla çıkarılmış ve kirden mahvolmuş kıyafetleri teker teker üstüme geri giyindim. Şuan tek sorguladığım gidecek miyim? Yoksa kalacak mıyım? Salıyorlar mıydı beni? Bu kadar basit olmazdı...

Tekrar aralarındaki cılız olanı yanıma geldiğinde üstüme bakışlarını gönderip boydan süzerek dağılmış ve omuzlarımdan düşen saçlarımı geriye doğru ittirip, dişlerini göstererek gülümsedi.

"Aslında giyinmemende bana uygundu."

Göz devirerek suratına baktım.

"Göz tacizine doyamadık. Sözlüye mi geçiş yaptık?"

İşaret parmağına saçlarımı dolayıp burnuna götürerek kokusunu içine çektiğinde geriye bir adım attım.

"Taciz mi? Ne tacizi Prenses, ben sadece içimdeki sesi dışarı vuruyorum."

Arkasındaki yabancı uyruklu Makine dedikleri adam ile yanındaki en genç olan ikiliye baktığım sırada umursamaz tavırlar ile ikimizi beklediklerini gördüm. Bakışlarımı tekrardan suratına çevirdim.

"Ben gidecek miyim?"

Makine'nin sesi ise tüm odada tekrar yankılandı.

"Gitmemiz gerek artık. Acele et Selim."

Demek ki bu arkadaşın ismi Selim idi.

Bakışları o tarafa giderken sessizce fısıldadı. "Tüh, başka zamana Prenses."

Bakışlarımı suratına çıkardığım da arkasında ki ikiliye bakış attım. Sağ yumruğumu sertçe karnına geçirdiğimde acıyla inliyerek öne doğru eğildi. Sadece amacım hırsımı almaktı. Kulağına yaklaşarak fısıldadım.

MAHİ ZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin