Sabırsızlıkla babamı bekliyorum.Ayy lunaparkta dönme dolaba bineceğiz.Çok mutluyum.Keşke annem de burada olsaydı.Çok özlemiştim.Bir gelsindi onunla da gelirdim.
"Anneane babam gelmiş mi?"
"Yok daha gelmedi tarçınlı kurabiyem,birazdan gelir."
Ne zaman gelecekti?en sevmediğim şey beklemek.Offf!Bir anda kapı çaldı.Koşarak açtım minicik bedenimle uzun ve sadece benle anneme özel yakışıklı babamı gördüm.Benim için masalımın kralı veyahut lordu gibiydi.Sarıldım,babamı çok seviyordum.
Elindeki ondan fazla poşetleri yere bıraktı ve sarılıp beni havaya fırlattı.Bundan korksam da uçmaya bayılırdım.Anneannem kafasını yan yatırmış gülümseyerek bize bakıyordu.O da babamı severdi çünkü her gördüğünde "torunumun babası" diye severdi.O anda kalbimde bir burukluk oluştu.Bir anda ağlamaya başladım.Annemi çok özlemiştim.Annemi istiyordum.Korktular.Bir yerim incindi mi diye telaşlanarak kontrol etmeye başladılar.Oysa ki kalbim acımıştı.Masalımdaki kraliçem benden kilometrelerce uzaktaydı.Acaba ben mi bir hata yapmıştım?Babam poşetteki bir sürü oyuncağı göstermeye başladı.Gözyaşlarım dinmişti.O kadar oyuncak vardı ki mutluluktan çıldıracaktım.Her şey vardı.Çok güzellerdi ve bakma seansı bitmişti oynamaya başladım.Anneanemle babam karşılıklı çay içmeye başlamışlardı.Babam,şehir dışında çalışıyordu,bu yüzden arada bir geliyordu.Üzülsem de en azından görüşüyorduk.Annemse yurtdışında çalışıyordu.Onunla sadece telefonda sesini duyabiliyordum. Bir müddet sonra susamıştım su isteyecekken adımı duydum.Benim hakkımda konuşuyorlardı.
"Oğlum,Gamze'nin montu küçüldü,Gizem almanı istiyor.Lunapark dönüşü mağazaya uğra da alıver.Giydirip bak biraz büyük olsun yoksa bir kıştan sonra yine yenilemek gerekir."
"Tamam anne.Yalnız ben işten de çıktım bende para kalmadı.Param monta yeter mi bilmiyorum."
"Gizem geçen ay para göndermişti istersen şimdi vereyim.Gizemle konuşurum,işe girince geri verirsin?Olur mu?"
"Olur.Saol anne.Çıkalım biz.Gizem'e selam söyle."dedi.Beni gördü.Yanıma doğru kollarını açarak geldi.
"N'apıyormuş bakalım minik prensesim benim" yanağıma kocaman öpücük bıraktı ve kollarına alarak beni kafasının üstünde döndürdü.Kahkaha atıyordum çocuk sesimle.Böyle şeyleri bayılırdım hatta bazen televizyondan şarkı kanalını açıp deli gibi başım dönene kadar dans eder,kendi etrafımda dönerim.
Anneanem beni giydirdi ve babamla yola koyulduk.İlk defa lunaparka gidiyordum.Daha önce sadece uzaktan kocaman daire bir şeyi görüp hep gelmek isterdim.
"Prensesimle nere gidiyormuşuz biz.Hım?"dedi ve güldü.
"Lunaparkaaa.Sonunda gidiyoruz babacım.İlk o kocamaaan bir yuvarlak bişi varmış ya ona binelim tamam mı?"dedim mutluluktan heyecana dönüşen sesimle.Bu şekilde konuşmama gülümseyerek onay verdi.Acaba neden işten çıkmıştı?İşten çıktığına göre bize gelsindi.Zaten neden iş vardı ki?Hep benle ilgilenseler keşke.Neyse bu anı bozmayalım.
O kocaman yuvarlak şeye binmek için koştum.Kalbim heyecanla küt küt atıyordu babam gelince bileti vererek bindik.Resmen uçuyordum.Yavaş yavaş gökyüzüne çıktık ve bütün şehir görünüyordu.Hayranlıkla izledim.Orada elbiseli kız heykeli duruyorduElimi sallayarak.biraz zama geçince aşağıya ilerlemeye başladık,aşağıya baktığımda elbiseli bir masal karakteri vardı.Ona doğru;"Merhaba pamuk kızz?!"diye bağırdım.Babam gülerek ne yaptığımı sorguladı.Gülmek ne güzel hele mutluluk hissi ama en önemlisi ailenin arkanda olduğunu hissetmek.
İnince koşarak pamuk kızın yanına gittim ve sarıldım.Mutluluğumu onunla da paylaşmak istiyordum.Babam bu şekilde fotoğrafa çekti.Birkaç oyuncağa daha bindikten sonra dönüyorduk ki bir mağazaya gittik.Mont alacağımızı hatırladım.
"Kızım seç!Nasıl bir mont istiyorsun?Alalım"dedi.Mağaza görevlisi abla yanıma geldi
"Nasıl bir şey istiyormuş bakalım bu güzellik?Hangisini denemek istersin ablacım?"
Etrafa baktım.Sevdiğim rengin ne olduğunu bilmiyordum.Bütün renkleri seviyordum ben.Görevli kız beni anladı.Oradan gökyüzü mavisi bir mont uzattı.Denedim ama hiç güzel durmuyordu.montlara baktıkça bir mont görmüştüm.Lacivert ve eteği ile şapkasında bembeyaz kürk vardı.Eteğinde beyaz iplikle kar deseni ve papatyaya benzer gelişi güzel biz çiçek çizmişler.Çok güzeldi.Üzerime tam oturmuştu.Babama gösterdim.Gülümseyerek beğendiğini söyledi.Son kararım olup olmadığını sordu.Son kararım olduğu açıktı ama yine de son kararım olduğunu söyledim.Montu giyerek çıktım.Bir daha çıkarmak istemiyordum gibi.Eve giderken minicik ellerimi babamın güvenli elleri arasında ısıtarak sohbet ettik.
Eve gelince annem anneanemle konuşuyormuş.Ben de anneciğimin sesine hasret ederek koştum.Geçirdiğim eğlenceli günümü ve montumu anlattım.Sesi tuhaftı.Onaylayarak birkaç şey daha konuştuktan sonra öptüğünü söyleyerek babama vermemi istedi.Babama verdim ve yanlarında oturuyordum.kablolu ev telefonu olduğu için anneanem rahat konuşabilmeleri için diğer odada oyuncak oynamam için gönderdi.Anneanem de tuhaf davranıyordu.Ne oluyor bu evde benden habersiz...?
🌼🌼🌼
Yeni bölümmm!Artık aralıklarla atmayı düşünüyorum.Bu ilk hikayem olduğu için arkadaşlarınızla paylaşmanızı rica etsem?Bir de ben şiir yazıyorum.Biraz acemi olsamda,bakmanızı tavsiye ediyorum.İnşAllah gelecekte güzel bir aile oluruz...
Sizi seviyorummm.Byesss herkese...
İyi okumalar!🤍💜🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dejavunun Yankısı
Teen Fiction***** Dejavu nedir?Yaşadığın anı daha önce yaşamış gibi hissetmek değil mi?Peki başka birinin yaşadığını benim de yaşıyormuş gibi hissetmeme ne ad verilir?Dejavunun başka bir türü mü? Çok kafam karışık... Halk arasynda hiç şu sözü duydunuz m...